Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/343 E. 2023/238 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/343
KARAR NO: 2023/238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/08/2022
NUMARASI: 2022/473 D.İş – 2022/472 Karar
DAVA: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
TALEP: İhtayati hacze itiraz eden vekili dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz kararı verilen bonoda düzenleme yeri olarak Rize’nin gösterildiğini, bononun düzenleme tarihi olarak 20.12.2021 yazıldığını. Müvekkilinin o tarihte Rize’de olmadığını. Müvekkil …’un Rize’ye 20.12.2021 tarihi saat 23:05’te İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanından Trabzon Havalimanına uçakla gittiğini, uçağın iniş saatinin 00:45′ olduğunu. Dolayısıyla müvekkilinin 20.12.2021 tarihinde Rize’de olmasının imkansız olduğunu. Tüm bu nedenlerle mahkemenin yetkisine ve ihtiyati haciz sebeplerine itiraz ettiklerini. İhtiyati haciz kararının öncelikle yetki yönünden kaldırılmasını, esas açıdan da ihtiyati haciz sebepleri oluşmadığından ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesinde özetle; borçluların müvekkiline olan borçlarına karşılık 25/01/2022 vadeli ve 1.250.000 Türk Lirası meblağlı bonoyu tanzim ve ciro ederek verdiğini, iş bu bononun vadesinde ödenmemiş ve karşılıksız kaldığını, borçlulardan alacakları karşılığında herhangibir teminatlarının da mevcut olmadığını, borçlular hakında icra takibi yapacaklarından ve icra takibinden haberdar olmaları halinde mallarını kaçırmaları kuvvetle muhtemel olduğundan borçluların menkul,gayrimenkul malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…İİK’nın 258. maddesinde ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, aynı yasanın 50. maddesiyle “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” şeklindeki düzenleme uyarınca ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar aranacak alacak niteliğinde olduğundan bu alacaklar için 6098 sayılı TBK’nın 89/1. (818 Sayılı BK’nın 73/1) hükmü uygulanamaz. Çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yerinde, çekin keşide yerinde, muhatap banka şubesinin bulunduğu yerde ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İhtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin dilekçede davaya konu çekin borçlusunun davanın açıldığı tarihteki kanuni ikametgahının adresinin uyaptan yapılan incelemede Ataşehir / İSTANBUL olduğu, çekin keşide yerinin, ödeme yerinin Rize olduğu, ihtiyati hacze itirazın süresinde yapıldığı, itirazın yasada sayılan sebeplerden olduğu, borçlunun yerleşim yerinin mahkememizin yetki sınırları içerisinde olduğu; yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşıldığından yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir. İtiraz eden vekilince borca yönelik itiraz beyanında bulunmuş ise de ihtiyati haciz kararına itiraz sebepleri İİK’nun 265/1. Maddesinde sınırlı olarak belirtilmiş olup, borca yönelik itiraz bu kapsamda bulunmadığından reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; işbu haciz kararına konu bonolarda müvekkilinin adresi olarak Ataşehir/İstanbul adresi yazıldığını, bu adresin müvekkili tarafından yazılmadığını, ödeme emri tebligatlarının icra dosyasında müvekkilinin oturduğu aynı zamanda mernis adresi de olan … Mahallesi, … Caddesi, No:…, D:.. Merkez/Rize adresine tebliğ edildiğini, dolayısıyla ihtiyati haciz kararı için yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olamayacağını, yetkili mahkemenin Rize ve İstanbul İcra Daireleri olması gerektiğini, yetkili mahkeme tercihlerinin ise İstanbul mahkemeleri olduğunu, ihtiyati haciz kararı verilen bonoda düzenleme yeri olarak Rize’nin gösterildiğini, bononun düzenleme tarihi olarak ise 20/12/2021 yazıldığını, fakat müvekkilinin o tarihte Rize’de olmadığını, müvekkili …’un Rize’ye 20/12/2021 tarihinde saat 23:05’te İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanından Trabzon Havalimanına uçakla gittiğini, uçağın iniş saatinin 00:45 olduğunu, bu sebeple müvekkilinin 20/12/2021 tarihinde Rize’de olmasının imkansız olduğunu, itiraz dilekçesi ekinde sundukları … Havayollarına ait uçuş bilgilerinden de bu durumun anlaşılabileceğini, ayrıca bonoların 25/01/2022 ve 24/03/2022 vadeli olması ve bu vadelerden yaklaşık 2,5 aylık bir süre geçtikten sonra hukuki yola başvurulmasının da ortada gerçek bir alacak olmadığını gösterdiğini, bonoların sahte olarak düzenlenmiş olduğunu, müvekkilinin bu bonolardan takiple birlikte haberi olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde ihtiyati haciz kararının öncelikle yetki yönünden kaldırılmasını, esas açıdan da ihtiyati haciz sebepleri oluşmadığından ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, talebinin reddine dair ek kararın da kaldırılarak ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Talep, kambiyo senedine (bono) dayalı olarak verilen ihtiyati haczin itirazen kaldırılması, istemidir.İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı keşideci borçlu … tarafından mahkemenin yetkisine ve bononun sahte düzenlendiği gerekçesi ile ihtiyati haciz şartlarına itiraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda 17/08/2022 tarihli ek karar ile itirazın reddine karar verilmiş karara karşı borçlu vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, mahkemenin ihtiyati haciz kararı verme hususunda yetkili olup olmadığı ve ihtiyati haczin şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). İhtiyati hacizde hangi mahkemenin yetkili olduğunun İcra ve İflâs Kanunu’nun 258. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 50. maddesi uyarınca belirlenmesi gerekir. Anılan maddenin birinci fıkrası “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri (HMK.m. 5-19) kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.” hükmünü haiz bulunduğundan, bu hususta Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye ilişkin kurallarının göz önünde bulundurulması gerekir. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar için TBK’nın 89/I ve HMK’nın 10. maddelerinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bonoya dayalı alacaklarda yetki, borçlunun yerleşim yeri, bonoda yetkili kılınan yer, bonoda gösterilen ödeme yeri, bonoda ödeme yeri gösterilmemişse bononun düzenlendiği yer, ciranta aleyhine ihtiyati haciz talep ediliyorsa, cirantanın yerleşim yeri veya bonoda yetkili kabul edilen yer mahkemesi ihtiyati haciz kararı verebilir. Borçlu tarafından kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati hacze karşı İİK’nın 265/1. maddesine uyarınca, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzurunda yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edilebilir. İİK’nın 265/3. Maddesinde ise, Mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceği, düzenlenmiştir. Buna göre mahkemece ihtiyati hacze vaki itiraz, ancak kanunda gösterilen ve itiraz eden tarafından ileri sürülen itiraz sebepleriyle sınırlı olarak incelenebilir. Somut olayda: İhtiyati hacze itiraz eden tarafından mahkemenin yetksine itiraz edilmiş ise de dayanak bono üzerinde keşideci borçlunun adresinin Ataşehir/İstanbul olduğu, uyaptan yapılan mernis sorgulamasında da 11/08/2022 tarihinden itibaren Ataşehir/İstanbul adresinin yerleşim yeri olduğu, İİK 258 maddesi yollamasıyla İİK 50 ve HMK 6 maddesi gereği İstanbul Anadolu Adliyesi mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Bono üzerindeki imzanın borçluya ait olmadığı, bononun sahte olduğu iddialarının menfi tespit davasında incelenip değerlendirilecek iddialar olup ihtiyati hacze itiraz aşamasında değerlendirilmesi mümkün olmayan hususlar olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati hacze itiraz eden … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 179,90 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 99,20 TL harcın ihtiyati hacze itiraz eden taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,3-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.09/03/2023