Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/263 E. 2023/489 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/263
KARAR NO: 2023/489
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2022
NUMARASI: 2022/524 Esas – 2022/1346 Karar
DAVA: Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı … Dış Tic. A.Ş’nin %15 hissedarı olduğunu, şirketin diğer ortağı …’nın da şirketin %85 hissedarı olduğunu, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosuna ait 21/03/2018 tarih, … soruşturma sayılı yazısı ile; şüpheli … hakkında … silahlı terör örgütü üyeliği ve Terör Örgütünün Finansmanı iddiaları ile yürütülen soruşturma kapsamında; Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 22/03/2018 2018/1066 Değişik İş sayılı kararı ile … Vergi numaralı … Anonim Şirketi’ne CMK 133/1. maddesi gereğince yönetim organlarının tüm yetkilerini kullanmak ve yeni yönetim görev ve yetkilerini ifa etmek üzere TMSF’nin kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, bu kararın ticaret sicil gazetesinde de ilan edildiğini, davalı … hakkında yapılan yargılamada Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemesi 2018/228 Esas sayılı dosyasında vermiş olduğu 26/01/2022 tarihli kararında sanık açısından sorusturma aşamasında … Ticaret A.S üzerinde koyulan yönetim kayyımı seklindeki kararın kaldırılmasına karar verdiğini, Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/228 Esas sayılı dosyasından vermiş olduğu 26/01/2022 tarihli kararını Tekirdağ Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve TMSF’ye müzekkere yazarak gönderdiğini, Tekirdağ Ticaret Sicil Müdürlüğü Mahkemenin bu kararını yerime getirerek 22.03.2022 tarih ve 10542 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde … Ticaret A.S üzerinde koyulan yönetim kayyımı seklindeki kararın kaldırılmasına ilişkin kararı, şirketin yönetim kurulu üyeleri olarak görev yapan …, …, …, …, …’ün görevlerinin sona erdiğini ilan ettiğini, davalı şirketin ticaret sicilin ilan tarihi olan 22.03.2022 tarihinden itibaren yönetim organı bulunmadığını, TMSF tarafından şirketin iade işlemlerinin yapılabilmesi için şirket yetkilisinin belirlenmesi hususunda mutabakat sağlanamadığını, TMSF bu uyuşmazlığı giderilmesi için Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemesinden şirketin iade işlemlerinin nasıl ve ne şekilde yapılacağı, şirketin ticari defter ve malvarlığının kime iade edileceği hususlarında karar verilmesini talep ettiğini, Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemesince gerek sözlü olarak gerekse de yazılı olarak şirketin defter ve malvarlığının iade işlemlerinin gerçekleştirilmesi için genel kurul yapılarak yeniden yönetim seçilmesi gerektiğini, bu hususun da Ticaret Mahkemelerinden talep edilebileceğini belirttiğini, davalı şirket üzerindeki yönetim kayyımlığı kararının kaldırılmasından itibaren şirketin yönetimine ilişkin hiç bir işlem yapılamadığını, bu durumun bir an önce giderilmesi şirketin ticari faaliyetlerini sürdürmesi, hak ve borçlarının ifası, gerek muhasebese yönünden gerekse de vergisel yükümlülükler açısından elzem olduğunu, aksi durumda telafisi güç maddi zararların doğabileceğini, hatta organsız kalan şirketin infisah tehdidi altında kalabileceğini, TMSF’nin davalı şirkete yönetim kurulu üyesi olarak atadığı kişilerin kamu görevlisi olması, bu görevlerinin Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemesince sonra erdirilmesi, TTK hükümleri çerçevesinde işlem yapmalarının mümkün olmaması, yeni yönetimin belirlenebilmesi için TTK’da düzenlenen mevzuata uygun şekilde genel kurul toplantısına çağrı ve toplantının yapılması işlemlerinin yapılamayacağının bildirilmesi nedeniyle şirket organsız kaldığını, yönetim organsız kalan davalı … Dış Tic. A.Ş’nin genel kurul yapabilmesi için gerekli olan iş ve işlemlerin yapılabilmesi amacıyla şirketin eski yöneticisi …’nın tedbiren kayyım olarak atanmasına; tedbiren atanan kayyım nezaretinde genel kurul toplantısının yapılması ve yönetim kurulu üyelerinin belirlenmesi hususlarında gerekli olan işlemleri yapmaya tedbiren atanacak olan kayyım …’ya izin ve yetki verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 08/06/2022 tarihli talep açıklama dilekçesinde özetle; davalı şirketin 22.03.2022 tarihinden beridir yönetim organının olmaması ve şirketin organsız kalması nedeniyle şirketin genel kurulunun yapılması, yönetim ve denetim organlarının oluşturulması ve bunların ticaret siciline tescilinin sağlaması için davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasını, mahkemenizce de uygun görülmesi halinde davalı şirketin eski temsilcisi …’nın kayyım olarak atanmasını talep ettiklerini, davalı şirket sermayesinin %15’ine sahip olan davacı adına; davalı şirketin yönetim kurulunun bulunmaması azlığın da yönetim kuruluna başvurmasının hukuken ve fiilen mümkün olmaması ve taleplerinin cevapsız kalacağının da aşikar olması nedeniyle, yönetim organı bulunmayan davalı şirketin genel kurulunu çağırmak adına TTK 412. maddesi uyarınca kayyım atanmasını ve Mahkemece de uygun görülmesi halinde şirketin eski temsilcisi …’nın kayyım olarak atanmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Bir şirkete kayyım atanması için kural olarak şirketin yasal organlarının mevcut olmaması gerekmektedir. Bu kural 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 427/1-4. maddesinde ifade edilmiştir. Bu maddeye göre; bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa, yönetim kayyımı atanmak zorundadır.” Yönetim kayyımı atanabilmesi için şirketin yönetim kurulunun bir şekilde oluşturulmasının mümkün olmaması ve bu boşluğun başkaca hukuki yollarla giderilmemiş olması şarttır. Şirketin seçilmiş yönetim kurulu bulunduğu takdirde organ yokluğundan sözetmek mümkün olmadığı gibi, mevcut yönetim kurulunun, çalışamaz halde olması da Türk Ticaret Kanunu’nun sistematiği içinde giderilmesi her zaman mümkün bir durumdur. (Bakınız: Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/03/2018 tarih 2016/7714 Esas 2018/1804 Karar sayılı ilamı) Yargılama esnasında kayyım heyeti tarafından genel kurulun yapıldığı, söz konusu genel kurulun 24/09/2022 tarihinde yapılarak yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiği, bu kapsamda davalı şirketin yönetim kurulunun yargılama esnasında seçilmesi nedeniyle organ boşluğunun bulunmadığı anlaşıldığından bu suretle de davanın konusuz kaldığı sabit olduğundan davalı şirkete kayyım atama talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili ayrıca yönetim kurulu üyelerinin belirlenmesi hususunda Türk Ticaret Kanunu’nun 412. maddesi uyarınca olağanüstü genel kurula çağrı talebinde bulunmuş ise de yargılama esnasında davalı şirketin 24/09/2022 tarihinde genel kurulun yapıldığı ve yönetim kurulu üyelerinin belirlendiği anlaşıldığından bu talep hakkında da dava konusuz kaldığından davacının Türk Ticaret Kanunu’nun 412. maddesi uyarınca talep etmiş olduğu genel kurulun toplantıya çağrılmasına izin verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık davalı şirkete Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca kayyım atandıktan sonra ağır ceza mahkemesinin kararı doğrultusunda kayyımlık kararının kaldırılması ve kayyım atanmadan önce yönetim kurulu üyesi olan kişi hakkında da kaçaklık kararı verilmesinden dolayı davalı şirkette organ boşluğunun oluştuğunu, bu nedenle de davalıların dava açılmasına sebebiyet vermediği anlaşıldığından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme denetiminde yapılan genel kurul toplantısında kanunun emredici hükümlerine aykırı karar alındığını, TTK uyarınca seçilen yönetim kurulu üyelerinin TMSF bünyesinde faaliyet yürüten devlet memurları olduğunu, devlet memurlarının ticari şirketlerde yönetici ve temsilci olarak görev alamayacağını, genel kurulun yapıldığı tarihte seçilen yönetim kurulu üyelerinin devlet memuru olup olmadığının araştırılması gerektiğinin belirtildiğini ancak mahkemenin bu hususu beyan etmelerine rağmen beyanlarına itibar etmeyip eksik araştırma ile hüküm kurduğunu, somut olayda ilk derece mahkemesinin karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar vermesi mümkün olmadığını, dava dilekçesinde tedbiren kayyım atanması talebinde bulunulmuş ve de ilk derece mahkemesince bu talebinin kısmen kabul edildiğini, mahkemenin tedbiren kayyım atadığı ve atanan kayyımların çağrısı üzerine genel kurul yapıldığı (her ne kadar emredici hükümlere aykırı olsa da) ve yönetim kurulu atandığı ortada olmakla özetle ilk derece mahkemesinin burada davanın kabulüne şeklinde karar vermesi gerekir iken, davanın konusuz kaldığına dair karar vermesinin yerinde olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, anonim şirketin yönetim kurulu bulunmadığından genel kurula çağrı yapmak üzere kayyım atanması, talibidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, seçilen yönetim kurulu üyelerinin seçilme engeli bulunup bulunmadığı ve davanın konusuz kalıp kalmadığı noktasındadır. TMK’nın 427. Maddesinin 4. fıkrası bir tüzel kişi gerekli organlarından yoksun kalırsa ve yönetim başka yoldan sağlanamazsa vesayet makamının yönetim kayyımı atayacağı hükmüne havidir. TMK’nın 427/4. maddesinde düzenlenen organlardan yoksunluk, şirketin zorunlu organlarından yoksun kalmasını ifade etmekte olup anonim şirketlerin yasal organları genel kurul ve yönetim kuruludur. Yönetim kurulunun eksikliği genel kurul toplanamadığı için yönetim kurulunun seçilememesi veya yönetim kurulunun seçimi için aranan nisabın sağlanamaması ya da yönetim kurulu üyelerinin topluca istifa etmesi gibi durumlarda söz konusu olabilmektedir. Yani şirkete kayyım atanabilmesi için yönetim kurulunun işlevini yitirmiş olması gerekmektedir. Bu kapsamda dahi şirkete kayyım atanması, ancak organ boşluğu veya eksikliği halinde belli bir işle sınırlı olmak üzere (örneğin şirketi genel kurula götürmek gibi) mümkündür. İlk derece mahkemesi tarafından 29/06/2022 tarihli ara karar ile şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanmış ve kayyım heyetinin çağrısı üzerine 24/09/2022 tarihinde genel kurul yapılarak yönetim kurulu üyeleri seçilmiş ve buna ilişkin karar 10/10/2022 tarihli 10678 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 174. Sayfasında yayımlanmıştır. Bu haliyle, karar tarihinde şirkette yönetim kurulu eksikliği bulunmamakta olup, dava konusuz kalmıştır. Davacı tarafça, 24/09/2022 tarihli genel kurulda seçilen yönetim kurulu üyelerinin devlet memuru olduğu ve bu nedenle seçilme engelleri bulunduğu ileri sürülmüş ise de, bu iddianın eldeki davada değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Karardan sonra davalı … Dış Ticaret Anonim Şirketi’nin yan gider avansından karşılanan 150 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11/05/2023