Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/25 E. 2023/131 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/25
KARAR NO: 2023/131
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2022
NUMARASI: 2022/636 Esas – 2022/1065 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilin şirketin yetkilileri … ile kardeşi … olduğunu, müvekkil şirket, kamyon ve iş makineleri alım satım işi yaptığını , müvekkil şirketin yetkililerinden olan …, araç satın almak için internetten araştırma yapmış ve yetkili … bayii ve servisi olan davalı …ne ait … plakalı 2017 model … model aracı satın almak için şirketin temsilcisi/yetkilisi … ile bu şahsa ait … numaralı telefon üzerinden iletişim kurulduğunu , … ”aracın hiçbir sorunu olmadığını söylediğini, fiyatta anlaştıktan sonra 15.09.2021 tarihinde 25.000 TL kapora davalı şirketin hesabına müvekkil şirketin hesabından transfer edildiğini , 17.09.2021 tarihinde müvekkil şirket yetkilisi … ve arkadaşı … sabah 09:00 sularında aracı almak için davalı şirkete gittiğini , bayi ve servis olmalarının verdiği rahatlıkla araca herhangi bir expertiz yaptırılmadan güvenerek 400.000 TL üzerinden anlaşma sağlandığını ve kalan 375.000 TL davalı şirketin hesabına transfer edildiğini , şirket yetkilisi … iş yoğunluğu nedeni ile davalı şirketten ayrıldığını , … kendisine verilen vekaletname ile satış için orada kaldığını , noter satışı saat 16:30 sularında yapıldığını ve bayiye dönüşleri saat 17:00 sonrasına kaldığını , … aracı teslim aldıktan sonra yola çıktığını ve yaklaşık bir saat sonra aracın su lambası yandığını , aracı sağa çekip kontrol ettikten sonra davalı … çalışanı … isimli şahıs ile iletişime geçtiğini ”aracın altından bir yerlerden yağ ya da su gibi bir şeyin aktığını” söylemiş ve görüntülü olarak … Bey ile görüştüğünü . … Bey ”gelen yağın direksiyon pompasından gelen yağ olduğunu, yanan lambayı dikkate almamasını, korkulacak bir şeyin olmadığını söyleyerek yola devam etmesini” söylediğini …ın Sakarya civarlarında uyumak için konakladığını , sabah kalkıp yola çıkmış, yaklaşık 30-40 km sonra Hendek ilçesi civarında araç kendini korumaya alarak gazı kestiğini , … otoyolda aracı sağa çekip baktığında bir hortumun yerinden çıktığını ve oradan aracın su, yağ ya da su-yağ karışımı bir maddenin aktığını gördüğünü araç müvekkil şirketnın Elazığ ilinde bulunan yerleşkesine ulaştığını , sonrasında müvekkil şirket yetkilileri aracın sorununu tam olarak araştırmaya başladığını , motor suyuna yağ karıştığını roterdar kazanının içeriden patlak olduğunu anlayarak kazanı söküp değiştirdiğini ,dilekçelerinde detaylı açıkladıkları ve resen dikkate alınacak nedenlerle müvekkil şirket tarafından davalı şirketten satın alınan … plakalı 2017 model … model araçta bulunan gizli ayıplar nedeni ile meydana gelen ve müvekkil şirket tarafından aracın tamiri için ödenen 220.290,67 TL zararın ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacının Akçadağ Sulh Hukuk Mahkemesi 2021/13 Değişik İş dosyası kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporunun delil olarak kabul edilemeyeceğini, değişik iş dosyasında davalı şirkete savunma hakkı verilmediğini, müvekkili şirketin faaliyet çevresinden uzakta bir serviste dava konusu aracın kontrolleri yapıldığını ve müvekkili şirkete değişik iş dosyası kapsamında herhangi bir tebligat gönderilmediğini, dava dilekçesinin tek taraflı beyanı ile oluşturulan durumun dava dilekçesine aktarıldığını, bu haliyle davacının davasına temel teşkil ettiği raporun davada esas alınmasının hukuka aykırı olacağını, satın alan kişinin aracı satıcıya geri götürmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 400.000 TL bedelle yeni alınan bir aracın satın alındıktan bir saat sonra arıza vermesi halinde satın alan kişinin aracı satıcıya geri götürmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının uyarı lambasının yanması ve aracın su akıtmasına rağmen yola devam ettiğini ve iddiasına göre 3 gün boyunca yolculuk yaptığını, aracı aldığı gün arıza vermesi üzerine aracın satıcıya götürülmemesinin basiretli bir tacirin yapacağı bir davranış olamaycağını, dava konusu aracın söz konusu arızası davalı kaynaklı değil, davacı şirket kaynaklı, yanlış ve hatalı kullanım kaynaklı olduğunu, dava konusu araçta gizli ayıp olmasının mümkün olmayacağını,aracın, davacı tarafından satın alındığı sırada yaşı ve kilometresine bağlı olarak bu tarz sorunlar çıkarabileceğinin kabul edildiğini ispatlamak adına tanık dinleteceklerini, tüm bu hususların teknik olarak mahkemenin tayin edeceği bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine bakacak olursak, ilgili kanunun 23.maddesinin 1-c bendinde; ”Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.” denildiğini, davaya konu aracın 24/05/2019 tarihinde satıldığını davacının bu tarihten itibaren 8 gün içerisinde aracı inceletip, araçta bir ayıp olması durumunda satıcıya ihbarda bulunmasının gerekeceğini özetle; araçta ortaya çıkan ve iddia edilen arıza davacının kullanım süresi içerisinde aracın yaşı ve kilometresine bağlı olarak ortaya çıkması gayet normal olan bir arıza olduğunu, davacının aracı görerek, bilerek ve kontrol ederek satın almış olmuş olduğunu, aracın yaşı ve kilometresine bağlı olarak ortaya çıkaracağı arızaları kabul ettiğini,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davacının aracın tamiri için ödenen 220.290,67 TL zararın ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte dava konusunun bir miktar paraya ilişkin olduğu ve davacının dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin ön inceleme duruşmasına kadar herhangi bir belge sunmadığı anlaşılmış olmakla, 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanun’un 18/A md birinci fıkrası gereğince arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirketten satın alınan … plakalı 2017 model … model araçta bulunan gizli ayıplar nedeni ile meydana gelen ve müvekkil şirket tarafından aracın tamiri için ödenen 220.290,67 TL zararın ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte tarafımıza ödenmesi için arabulucuya başvurulmuş, yapılan arabuluculuk görüşmeleri sonucunda anlaşma sağlanamamış ve 14/03/2022 tarihinde … numaralı arabuluculuk son tutanağı düzenlenmiştir. Daha sonra tarafımızdan Büyükçekmece Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 19/05/2022 tarihinde dava açılmıştır. Dava dilekçesinin ekine ( Ek: 4 ) e-imzalı ticari davalarda dava şartı zorunlu arabuluculuk son tutanağı eklenmiştir. Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 23/05/2022 tarihinde düzenlenen tensip zaptı ile birlikte görevsizlik kararı verilerek (talebimiz üzerine) dosya Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkeme tarafından 26/10/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında, dava açılmadan önce dava şartı arabuluculuğa başvurulmaması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde, ” ön inceleme duruşmasına kadar arabulucuya başvurulduğuna dair herhangi bir belge sunulmadığı belirtilmiş ve davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine ” şeklinde belirtilmiştir. beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, satılanın ayıplı olması nedeniyle onarım masrafının tahsili davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ticari davalarda 6102 sayılı TTK’nin 5/A maddesi gereğince dava şartı olan davadan önce arabulucuya başvuru şartının yerine getirilip getirilmediği, noktasındadır. 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ile bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.Somut olayda, davacı tarafından uyuşmazlık konusuyla ilgili olarak arabulucuya başvurulmuş ve 14/3/2022 tarihinde arabuluculuk son tutanağı düzenlenmiştir. Arabuluculuk son tutanağı dava dilekçesine gerek fiziki olarak, gerekse e-imzalı olarak UYAP sisteminde eklenmiştir. Bu nedenle mahkemece davadan önce arabuluculuğu başvurulmadığından bahisle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi doğru olmamıştır.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09/02/2023