Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/235 E. 2023/158 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/235
KARAR NO: 2023/158
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2021
NUMARASI: 2021/92 Esas – 2021/1166 Karar
TALEP: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/02/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Talep eden vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin cep telefonu sektöründe faaliyet gösterdiğini, Müvekkilinin bilgi ve belgelerinin tutulduğu server bilgisayarlarına bilgisayar korsanları tarafından şifreli yazılım yüklenerek Müvekkilinin sistemlere girişinin engellendiğini ve Müvekkilinden fidye istendiğini, bunun üzerine Müvekkilinin derhal bilişim sistemleri konusunda danışmanlık aldığı … Danışmanlık -… ve … Danışmanlık Ltd. Şti adlı firmadan destek alındığı ve server korsanlardan geri almaya çalışıldığını, ancak başarılı olunamadığını, müvekkillinin elinde bulunan yedek verileri kısmen kurtarabildiğini, bir kısım verileri geri getiremediğini ve bir kısım veriler kaybolduğunu, bununla ilgili veri kurtarma merkezinden destek alındığını ve verilerin kurtarılamadığını, 22.01.2021 tarihinde Veri Kurtarma Merkezi tarafından verilen tutanak ekte sayın mahkemenize sunulduğunu, kaybolan veriler arasında Müvekkilinin 2018 yılı Temmuz e-defter kayıtları ile berat belgeleri zayi olunduğunu, bu sebeple zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince talep hakkında, “davacının 29/07/2020 tarihinde dava konusu olan defterin zayi olduğunu(açılamadığını) bildiği anlaşılmaktadır. Zira vergi dairesine bizzat davacı tarafça bu tarihte YMM raporu ekiyle başvuru yapılmıştır. Dava ise 05/02/2021 tarihinde 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmıştır. Davacı vekili 26/10/2021 tarihli celsede bilgisayarda binlece kayıt olduğunu, ancak alt dosyanın içerisine girerek neyin var olup olmadığını ocak ayında fark edebildiğini beyan etmiş ise de; başvuru tarihi açık olup, bu tarihte belgelerin açılamadığını bildiği anlaşılmış, duruşmadaki beyanına itibar edilememiş, neticeten davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerekmiştir. Yine aksi halde dahi; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.HD 2021/1105 Esas 2021/1146 Karar sayılı ilamında, (…) kayıtların yedeklenmemesi, virüs bulaşması için gerekli önlemlerin alınmayışının özen yükümlülüğüne aykırılık olduğu belirtilmiştir. Bu durumda davacının basiretli bir tacir olarak bilgisayardaki defter kayıtlarını yedeklemesi gerektiği de açıktır. Neticeten eldeki davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşıldığından hak düşürücü süreden reddine, ” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uğradığı siber saldırının üzerine müvekkilinin verilerin yedeklerini, kullanmak sureti ile tekrar verileri serverlara yüklediğini, yerel Mahkemenin gerekçesinde belirttiği gibi Müvekkilinin verilerinin yedeklerini saklamamış olmadığını, Ancak yedeklemelerin yüklenmesi neticesinden bazı veriler yükleme esnasında formatlarının bozulduğunu, bu verilerin geri yükleme esnasında hangilerinin formatlarının bozulduğunu tespit etmemim mümkün olmadığını, çünkü klasör olarak görünen dosyanın ancak içerisine girildiğinde formatın bozuk olduğunun anlaşılabildiğini, müvekkilinin ihtiyaç hasıl oldukça kayıtları incelemekte ve bu hali ile bazı verilerin formatının bozuk olduğunu anlayabildiğini, 2018 yılı Ekim-Kasım ayı yıllarına ait var olarak görünen berat kayıtlarının formatlarının bozuk olması üzerine Gelir İdaresi Başkanlığına müracat edilmiş ve Gelir İdaresi Başkanlığı bu kayıtların taraflarına verildiğini, ancak aynı durum 2018 yılı Temmuz ayı beratları için istendiğinde dava açılması gerektiğinin belirtildiğini, bu konuda ilgili idarenin Müvekkilini hataya süreklediğini, bunun üzerine verilerin kurtarılması için Veri Kurtarma Merkezine başvuru yapıldığını ve veri kurtarma merkezinin verileri geri getirememesi üzerine iş bu davayı ikame ettiklerini, açılan davanın süresinde olduğunu, ilgili idareye başvuru yapılmış olması sebebi ile Müvekkilinin davayı süresinde açmadığı gerekçesinin haklı bir gerekçe olmadığını, 2018 yılı Ekim – Kasım ayı beraat belgelerini müracaat üzerine Müvekkiline veren Gelir İdaresi Başkanlığı; aynı minvaldeki 2018 Temmuz ayı için zayi belgesi istenildiğinin bunun üzerine, tekrar veri kurtarma merkezinden hizmet alınmış ve verilerin yedeklerden formatları düzeltilmeye çalışıldığını, olmaması üzerine de rapor tanzim edildiğini ve bu rapor doğrultusunda rapor tarihinden itibaren 15 gün içinde davanın açıldığını, bu nedenle açılan davanın süresinde açıldığını, eğer sürenin kaçmış olduğu değerlendirilecekse de bu sürenin Müvekkili sebebi ile kaçmadığını, bu sebeple Mahkemenin davayı ret gerekçesi doğru olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE:Talep, tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğradığı iddiasına dayalı zayi belgesi verilmesi istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, zayi belgesi verilmesine konu defterlerin TTK’nın 82/7. Maddesinde sayılan veya bu sayılanlara benzer nedenlerden dolayı zayi olup olmadığı, zayi belgesi verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, hak düşürücü sürenin geçip geçmediği noktasındadır.Talep eden tarafça bilgisayar korsanlarının şifreli yazılım yüklemesi sonucu müvekkilinin belgelerinin bir kısmının kaybolduğunu, defter ve belgelerin zarar gördüğü iddiasıyla zayi belgesi verilmesi istemli olarak eldeki dava açılmıştır.6102 sayılı TTK’nın 82/7. Maddesinde; Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan kanuni düzenleme gereğince hak düşürücü sürenin tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı açıktır. Dava dışı … Danışmanlık Ltd. Şti. Tarafından ilgili makama 27/03/2019 tarihinde yazılan yazıda davacının sunucularına yapılan saldırı sonucunda tüm çalışmalara rağmen sunucuların kurtarılamadığı belirtilmiştir. Davacı taraf aynı tarihli savcılık şikayetinde de dava dışı … Danışmanlık Ltd. Şti. Tarafından yapılan müdahalelere rağmen sistemin kurtarılamadığı ifade edilerek şikayetçi olunmuştur. Yine Gelir İdaresi Başkanlığına yazılan 18/10/2019 tarihli dilekçede 2018 yılı Ekim ve Kasım dönemleri e-defter beratlarının geri getirilemediğinin tespit edildiği bildirilmiştir. Buna göre gerçekleşen siber saldırı sonucunda verilerin kurtarılamayacağının ve ticari defterlerin zayi olduğunun 2019 yılı içerisinde öğrenildiğinin kabülü gerekir. Zayinin öğrenildiği tarihe göre dava 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmıştır. Bu nedenle İlk derece mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından zayi belgesi verilmesini talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Talep eden tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)ç. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/02/2023