Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/164 E. 2023/123 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/164
KARAR NO: 2023/123
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2022 (Ara karar)
NUMARASI: 2022/331 Esas (Derdest)
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir isteyen vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; davalının şirketi istediği gibi yönettiğini, müvekkilinin babası … ile davalı arasında gaziosmanpaşa 3. AHM’nin 2017/131 E,2020/125 K. Sayılı dosyasında …’ın …’a vekalet ücreti ve yargılama gideri ödemesine hükmedildiğini, davalının bu kararı sadece mirasçılardan davacı yönünden takibe koyduğunu, davacı mallarına haciz konulduğunu,davacının hisselerine haciz koyduğunu, sırf davacıyı zarara uğratmak amaçlı yaptığını, yıllardır şirketi bu şekilde yönettiğini belirtmiş, şirket ortaklarından …’ın tedbiren yetkili müdür olarak atanmasına, bu talep uygun görülmez ise …’ın müşterek yetkili olarak müdür olarak atanmasına bu da uygun görülmezse şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Yöneticilerin kötü yönetiminin yaptırımının, hem anonim hem de limited şirkette onlar aleyhine hukuki sorumluluk davası açmak olabileceğini, Yine kanun koyucunun, limited şirkette her pay sahibine haklı nedenlerle yöneticiler hakkında görevden alma davası açma hakkı verdiğini, ancak kanun koyucunun, şahıs şirketlerinde olduğu gibi, hakime görevden aldığı müdürün yerine bir yönetim kayyımı tayin etme yetkisi tanımadığını belirtmiştir. (Yargıtay 11.HD nin 28/11/2000 tarihli, E.2000/8363, K.2000/9448 sayılı; 24/03/2003 tarihli, E.2002/13363, K.2003/2691 sayılı; 26/06/2003 tarihli, E.2003/5621, K.2003/6912 sayılı; 22/01/2007 tarihli, E.2005/13647, K.2007/566 sayılı kararları) Davacı yanca her ne kadar yukarıdaki gerekçeler ile tedbiren …’ın yetkili müdür olarak atanması, bu talep uygun görülmez ise …’ın müşterek yetkili olarak müdür olarak atanmasına bu da uygun görülmezse şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep edilmiş ise de yukarıda belirtildiği üzere davalı şirkette organ boşluğu bulunmamaktadır. Yöneticilerin kötü yönetiminin veya şirket zararına iş ve işlem yapmalarının yaptırımı onlar hakkında sorumluluk davası açmaktır. Öte yandan mahkemenin şirket genel kurulunun yerine geçerek bir ortağı yetkili müdür olarak atama yetkisi de yoktur. Her ne kadar davacı yanca dava dilekçesinde de davalı şirket müdürünün haklı nedenlerle azline karar verilmesi talep edilmiş ise de bu hususta yaklaşık ispatı sağlayacak bir delil de bu aşamada mevcut değildir.Değişen durum ve koşullarda her zaman tedbir talep edilebilir. Davacının bu aşamadaki iddialarının yaklaşık ispatı sağlamaktan uzak olduğu anlaşılmakla talebin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının babası …’ın 02.11.2020 tarihinde vefat etmesi üzerine davalı …’ın şirkette tek ortak gibi hareket etmeye başladığını ve diğer ortakları hiçe saydığını, davacının müteveffa babası …’ın mirasçısı olarak şirketin ortağı olduğunu ve defalarca yetkili müdür …’dan şirketin mali bilgilerini ve mali tablosunu talep etmesine rağmen söz konusu bilgileri vermekten imtina ettiğini, gelinen noktada şüpheli …’ın, şirketin hesaplarından kendi hesabına para aktardığı ve şirket hesabına girmesi gereken meblağları kendi nam ve hesabına aldığının anlaşıldığını, davacının şirketten elde etmesi gereken kâr payını defalarca davalıdan talep ettiğini ancak olumsuz dönüş aldığını ve davalının söz konusu dosyada kar payı dağıtılmadığını ve bu yönde karar alınmadığını açıkça ikrar ettiğini, İlk derece mahkemesince 28/09/2022 tarihli duruşmanın 10 nolu ara kararı ile Şirkete kayyum ya da yeni bir yönetici atanması talebinin reddedildiğini, ancak davalının tek yetkili müdür olması durumunu tamamen kötü niyetli bir şekilde kullandığını, Davalının borcunu elde etmek ve davacıya zarar verebilmek adına alacaklı olduğu dosya üzerinden … Şirketine müzekkere yazdırmış olup ve Şirketin kasasından dosyaya ödeme yaptığını, … adlı şahıs tek yetkili müdür olmasının verdiği gücü kullanarak bir taraftan para talep etmiş diğer taraftan da parayı dosyaya yatırdığını, 2022 yılı için kar payının henüz doğmadığını, 2022 yılı tamamlanmadığından 2022 yılı için davacının kar payı alacağının henüz doğmadığını, davalı, davacının muaccel olmayan bir alacağını sırf kendi alacağına kavuşmak adına icra dosyasına göndermiş olup söz konusu şahıs yıllardır şirketi bu şekilde yönettiğini, Davalının keyfi yönetiminin yargılama süresince Şirkete ve davacıya zarar vermemesi adına Şirket ortaklarından … T.C. Kimlik numaralı …’ın tedbiren yetkili müdür olarak atanmasını taleplerinin mahkemece reddedildiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, limited şirket müdürünün azli davasında şirket ortaklarından tedbiren şirkete yetkili müdür olarak atanmasına, olmadığı takdirde şirkete müşterek yetkili müdür atanmasına, bu da olmaz ise şirkete kayyum atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. maddesine göre; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bunun yanı sıra uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilmesi için HMK’nın 390/3. Maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Ayrıca, asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemez. 6102 sayılı TTK’nın 616/1-b maddesi uyarınca, müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları genel kurulun devredilemez yetkileri arasındadır. TTK’nın 630/1. maddesinde, genel kurulun, müdürü veya müdürleri görevden alabileceği, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabileceği; maddenin 2. fıkrasında ise, her ortağın, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği düzenlenmiştir.Davacının da pay sahibi olduğu … İnşaat Sanayi Ltd. Şti.’nin münferit imza ile şirketi temsile yetkili müdürü davalı …’dır. Yöneticinin mahkeme kararı ile müdürlük görevinden azli için aranan haklı sebep TTK’nın 630/3. Maddesinde, yöneticinin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi olarak tanımlanmış olup, bu hususların ihtiyati tedbir talebi yönünden yaklaşık olarak ispatlanması gerekir. Ancak dosyaya sunulan deliller yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle davacının iddialarını yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. Ayrıca şirkete kayyım atanmasını gerektiren bir organ boşluğu da söz konusu değildir. Bu nedenlerle mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09/02/2023