Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1512
KARAR NO: 2023/1365
KARAR TARİHİ: 07/12/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2023 (Ek Karar)
NUMARASI: 2023/213 D.İş – 2023/211 D.İş Karar
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/12/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkisine ve müvekkiline ait olmayan bir imza ile başlatılmış olan takibin dayandığı sebeplere itirazlarının kabulüne, ihtiyati hacizlerin tamamının kaldırılmasına, karşı taraf aleyhine açılmış imzaya itiraz davası olması sebebiyle mahkemeye depo edilen teminatın tedbiren alacaklıya ödenmemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyanla ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ek kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati hacze itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Mahkemenin 2023/213 D.İş sayılı kararı ile dava konusu bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz talep eden alacaklı lehine ve borçlu aleyhine alacağını alabilmesi için ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati haciz istemine konu bononun yapılan incelemesinde,17/05/2023 düzenleme tarihli 15/07/2023 vade tarihli ve 1.371.027,00TL bedel için ihtiyati haciz talep edildiği aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlunun keşideci, ihtiyati haciz talep eden alacaklının lehtar olduğu anlaşılmıştır. Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2023/434 Esas sayılı dosyasının bir sureti UYAP kaydı ile istendiği ve incelenmesinde, imzaya itiraz davasının derdest olduğu anlaşılmıştır. İtiraz eden mahkemenin yetkisiz olduğunu ve bonoda yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını savunmuştur. HMK 14/2 maddesi uyarınca “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” ihtiyati haciz talep edenin adresi mahkememiz sınırları içinde olmakla itiraz eden vekilinin yetki itirazı reddedilmiştir. İhtiyati haciz kararına ancak İİK 265 maddesinde yazılı sebeplerle itiraz edilebilir. Bunun dışında menfi tespit, veya imzaya itiraz davalarında ileri sürülebilecek hususlar ihtiyati hacze itiraz olarak ileri sürülemez. İhtiyati haciz kararı borç ikrarı mahiyetindeki bonoya dayalı olmakla itirazın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline gönderilmiş olan ödeme emrine dayanak olan takip talebinin eki niteliğindeki senette yer alan imzaların müvekkiline ait olmadığını, her ne kadar ihtiyati haciz konusunda hüküm kuran mahkemenin imza incelemesi yapma yetkisi olmasa da İİK m.258 gereği alacaklının alacağını ispat eder yeterli nitelikte delil sunulmasının gerektiğini, müvekkilinin imza örneklerini gösterir evrakların sunulduğunu, ilk bakışta bile imzaların müvekkiline ait olmadığının açıkça anlaşıldığını, bu sebeple ihtiyati haciz için şart olan alacaklının alacağını ispat etmeye yeterli delil sunma zorunluluğunun yerine getirilmediğini, alacaklının alacağını ispat etmeye yeterli delil sunmasına karşılık alacağın olmadığına karşı sunulan delillerin değerlendirilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerekirken itirazın reddine karar verilmesinin hukuka ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, ihtiyati haciz kararına karşı itirazın, alacağın varlığına ilişkin yeterli delili kabul eden mahkemenin alacağın olmadığına dair kesin delili göz ardı etmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ve ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, kambiyo senedine(bono) dayalı olarak verilen ihtiyati haczin itirazen kaldırılması, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati haczin şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. İhtiyati haciz isteyen tarafça, 17/05/2023 keşide ve 15/07/2023 vade tarihli 1.371.027,00 TL bedelli bononun ödenmediğinden bahisle, ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, Mahkemece talep kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Bunun üzerine ihtiyati hacze itiraz eden tarafından, senetteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle incelemeye konu itiraz yapılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Borçlu tarafından kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati hacze karşı İİK’nın 265/1. maddesine uyarınca, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzurunda yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edilebilir. İİK’nın 265/3. Maddesinde ise, Mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceği, düzenlenmiştir. Buna göre mahkemece ihtiyati hacze vaki itiraz, ancak kanunda gösterilen ve itiraz eden tarafından ileri sürülen itiraz sebepleriyle sınırlı olarak incelenebilir. İhtiyati hacze itiraz eden tarafça bonodaki imzanın kendisine ait olmadığı ileri sürmüş ise de, keşideci imzasının inkar edilmesi hususu bir menfi tespit davasına konu olabilecek nitelikte olup, kanunda sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında sayılmadığı değerlendirildiğinde imza inkarının ihtiyati hacze itiraz aşamasında değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece ihtiyati hacze vaki itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Karardan sonra karşı taraf yan gider avansından karşılanan 179 TL posta giderinin ihtiyati hacze itiraz edenden alınarak karşı tarafa verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 07/12/2023