Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/1500 E. 2023/1289 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1500
KARAR NO: 2023/1289
KARAR TARİHİ: 22/11/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/09/2023(Ara Karar)
NUMARASI: 2023/590 Esas (Derdest)
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Aş’nin %50 ortağı olduğunu diğer %50’lik ortağının ise … Ltd Şti olduğunu, müvekkilinin … adresinde mukim … şirketinin yetkili temsilicileri, … ile … olduğunu, müvekkili şirket temsilcilerinin aynı zamanda davalılardan … yönetim kurulu üyesi olduğunu, 09/12/2016 tarihinde ise … şirketinin bölünmesi yoluyla … ünvanlı şirketin kurulması sonucunda iki şirket olduğunu bunlardan birinin … diğerinin … olduğunu, … İli, … İlçesi, … Mahellesi, … pafta, … ada,… parsel ve … ili, … ilçesi, … Mahallesi , … pafta , … ada, … parsel olmak üzere 2 adet taşınmazın ise halen davalı … adına kayıtlı olduğunu, ticaret sicil gazetesinden taraflarınca yapılan araştırmada müvekkili şirketin %50 ortağı konumunda olduğu ve müvekkili şirket yetkililerinin de yönetim kurulu üyesi olduğu davalı … şirketinin müvekkilinin haberi onayı ve imzası olmaksızın genel kurulu topladığı ve yine müvekkilinin haberi onayı ve imzası olmaksızın genel kurullarda karar alındığının tespit edildiğini, 20/12/2022 tarihli genel kurulda , müvekkili şirket yetkilileri davalı … yönetim kurulu başkan ve üyeleri … yönetim kurulu başkanlık ve üyeliğinin sona erdirildiğini, aynı genel kurulda, şirket ile hiçbir ilgi ve bağı bulunmayan … isimli kişinin tek başına yetkili olarak münferiden temsile yetkili olacak şekilde 1 yıl süreyle yönetim kurulu başkanı olarak seçildiğini, 13/01/2023 tarihli genel kurulda ise, şirket ile ilgili bulunmayan … isimli kişinin münferiden temsile yetkili olmak üzere yönetim kurulu üyesi olarak ve 1 yıl süreyle yönetim kurulu başkan vekili olarak seçildiğini, 26/01/2023 tarihli genel kurulda ise … şirketi adına … yönetim kurulu üyeliği sona erdirilmiş ve … isimli kişi münferiden temsile yetkili olacak şekilde 1 yıl süreyle yönetim kurulu başkanı olarak seçildiğini, davalı … şirketinin 18/01/2023 tarihli genel kurul toplantısında ise … şirketinin içerisinde müvekkili şirketin yetkili temsilcileri de olacak şeklide bir takım temsile yetkili kişilerinin yetkilerinin sonlandırıldığını, ve … isimli kişinin tek başına yetkili olarak münferiden temsile yetkili olacak şekilde 1 yıl süreyle yönetim kurulu başkanı olarak seçildiğini, genel kurulların müvekkillerinin hiçbir şekilde kabul ve onayı olmadan, imzaları sahte atılmak suretiyle toplandığını ve bu nedenle genel kararlarının yoklukla malul olduğunu, genel kurul toplantı sürecini başlatan hukuksal bir işlem olduğunu, çağrının genel kurulu toplantısının geçerlilik koşulu olduğunu, anonim ortaklık genel kurul toplantısına çağrı yetkisinin de yönetim kuruluna ait olduğunu, çağrı için geçerli bir yönetim kurulu kararına ihtiyaç olduğunu, çağrıya ilişkin geçerli bir yönetim kurulu kararı bulunmuyor ise genel kurula çağrı usulsuz olacağını, davaya konu genel kurulların müvekkilinin imzası, izni, bilgisi ve onayı olmadan gerçekleştirildiğini, kötü niyetli yapılan genel kurulların amacının … İli, … İlçesi, … Mahellesi, … pafta, … ada, … parsel ve … ili, … ilçesi, … Mahallesi , … pafta , … ada, … parsele kayıtlı bulunan gayrimenkullerin 3.kişilere kötü niyetli olarak devir ettiğini, bu nedenle tapuda davalı … adına kayıtlı bulunan … İli, … İlçesi, … Mahellesi, … pafta, … ada, … parsel ve … ili, … ilçesi, … Mahallesi , … pafta , … ada, … parsel taşınmazların 3. kişilere devri ve üzerinde ayni ya da şahsi hak ve tesisinin önlenmesi için ihtiyati tedbir tesisine, kabul edilmediği takdirde ….A.Ş yönünden 20/12/2022 tarihli Genel Kurul, 13/01/2023 tarihli ve 26/01/2023 tarihli genel kurullarda alınan kararların, … yönünden ise 18/01/2023 tarihli genel kurulda alınan kararların yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Somut olayda; davacı vekili usul ve yasaya aykırı biçimde gerçekleştiği iddia edilen Genel Kurul Toplantısında davaya konu alınan kararlar ve müvekkili tarafından şerh konulan kararın uygulanmasının önlenmesi maksadıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiş ise de; verilen süreye rağmen davacı tarafa yönetim kurulu isim ve adreslerini sunmamış olup ayrıca geri bırakılması talebinin ileri sürülüş şekli, mevcut bu talebin dayandığı vakıalarla delillerin somutlaştırılma şekli, genel kurul karar içerikleri, dava dilekçeleri şirketin faaliyet durumu ve geri bırakılma kurumunun amacı karşısında bu aşamada yaklaşık ispat ölçüsü seviyesinde somutlaştırılmış delil olmadığı, talebin yargılamayı gerektirdiği ve yaklaşık ispat koşuluğunun sağlanmamış olduğu, ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması talebinin dosyaya sunulan bilgi ve belgeler dikkate alınarak talebin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … isimli kişinin tek başına yetkili olarak, münferiden temsile yetkili olacak şekilde 1 yıl süreyle Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildiğini, ancak bu işlem yapılırken, davacı Şirketin belirtilen yetkililerinin yönetim kurulu başkanı ve üyesi bulunmasına rağmen, adı geçen yönetim kurulu üyelerinin onayı olmadan ve İmzaları sahte olarak atılmak sureti ile genel kurul çağrısı yapılmış ve 18.01.2023 tarihli genel kurulun yine davacının yetkilileri olmaksızın sahte imzalarla toplandığını, dolayısıyla genel kurulu toplantıya çağıran yönetim kurulu kararı yoklukla malul olduğu gibi usule aykırı ve hatta sahte çağrı olduğundan genel kurulda alınan kararlar da yoklukla malul olduğunu, anılan genel kurulların bu şekilde yapılmasının amacının ise; davacının bilgisi veya onayına ihtiyaç duymaksızın tapuda gayrimenkulleri 3. Kişilere kötü niyetli olarak devir etmek olup, davacının hiçbir şekilde genel kurullarda bulunmadığını, huzurdaki davanın; genel kurulların yokluğunun tespiti davası olup; şu aşamada genel kurullarının iptali veya butlanı davası ikame edilmediğini, bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilirken TTK 449 maddesinin nazara alınmaması gerektiğini, nitekim TTK 449. maddesinde çok açık bir şekilde; “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” şeklinde olduğunu, halbuki olayda, iptal veya butlar davası değil, yokluğun tespiti talep edilmiştir. Bu durumda da ihtiyati tedbir kararı verilirken yönetim kurulunun görüşünün sorulmasına gerek olmadığını, kaldı ki, dava dilekçemizde belirttiğimiz üzere, mevcut yönetim kurulu, sahte imzalarla genel kurul yapılarak atanmış olup; TTK 449.maddesi uyarınca mevcut yönetim kuruluna görüş sorulması sahtecilik ve dolandırıcılığa açık bir şekilde meşruiyet kazandıracağını, kaldı ki, davanın ihtiyati tedbir yönünden yukarıda belirtildiği gibi HMK’ya değil de bir an için iptal ya da butlar davasıymış gibi TTK 449. maddesine tabi olduğu kabul edilse dahi; genel kurulda alınan kararların uygulanmasının durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmediği takdirde, taşınmazlar kötü niyetli olarak 3.kişilere devredilecek ve davacı Şirket bakımından önemli zarar doğacağını, ayrıca ivedi olarak İhtiyati tedbir kararı tesis edilmediği takdirde, genel kurulda atanan yönetim kurulu üyesi şirketin yetkilisi sıfatı ile hukuka ve kanuna aykırı işlem ve eylemlerle şirketi telafisi mümkün olmayan zararlara sokabileceğini, bu nedenle davanın ihtiyati tedbir yönünden HMK’ya değil TTK 449 maddesine tabi olduğu kabul edilse dahi, mahkeme doğacak mağduriyeti de gözeterek yönetim kurulunun Mahkemenin kararında ihtiyati tedbir talebimizin ret gerekçesi olarak yönetim kurulu isim ve adreslerinin sunulmamasını gösterdiğini, mevcut yönetim kurulu, sahte imzalarla genel kurul yapılarak atanmış olup; TTK 449. maddesi uyarınca mevcut yönetim kuruluna görüş sorulması sahtecilik ve dolandırıcılığa açık bir şekilde meşruiyet kazandıracağını, anılan yönetim kurulu üyelerinin adres bilgilerinin de tarafında bulunmadığını beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve genel kurul kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, anonim şirket genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespiti istemli açılan davada genel kurul kararının yürütmesinin durdurulması suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafça, çağrıya ilişkin yönetim kurulu kararındaki imzalar ile davaya konu genel kurul kararındaki imzanın sahte olduğu iddiasıyla açtığı davada genel kurul kararının yürütmesinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. Davalı …nin 13/01/2023 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeleri ile süre ve sayısı belirlenmiş ve iç yönerge kabul edilmiş, bu karar 18/01/2023 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanmıştır. TTK’nin 449. maddesinde genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceği düzenlenmiştir. Kanunda, genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak bu durum, genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılması talep edildiğinde yönetim kurulu üyelerinin görüşünü alınması gerekliliğini kaldırır nitelikte değildir. Zira, anılan madde de, yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması davanın niteliğine bağlı olmayıp genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasının talep edilmesine bağlıdır. Yani, genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasının talep edildiği durumlarda yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması gereklidir.Ancak somut olayda, mahkeme tarafından genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılması talebine ilişkin olarak yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması için yönetim kurulu üyelerine tebligat gönderildiğine dair bir işlem ve kayda dosyada rastlanılmamıştır. Bu nedenle, mahkemece, genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılması talebi hakkında, yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması için işlem yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2023