Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/1483 E. 2023/1240 K. 20.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1483
KARAR NO: 2023/1240
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2023
NUMARASI: 2023/665 D. İş 2023/686
DAVA: İhtiyati Haciz (Finans)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/11/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz talep eden vekilinin ihtiyati haciz talepli dilekçesinde özetle; müvekkilinin ibraz edilen 01.12.2021 tanzim 29.06.2023 vade tarihli 2.820.000,00 TL bedelli bonoya dayanarak 2.820.000,00 TL alacaklı olduğunu, borcun vadesi gelmesine rağmen ödenmediğini, borçluların mal kaçırma hazırlığı içinde olduğunu belirterek, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Talebin kabulü ile 07.07.2023 tarihli D. İş kararı ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ek kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati hacze itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “..İİK 50.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca bonoya dayalı olarak borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak TTK’nun 777/3.maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda düzenleme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenleme yerinde icra takibi yapılabilir. Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesinde, 6102 Sayılı TTK’nın teselsül karinesi başlıklı 7. maddesine göre: (1) İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar. (2) Ticari borçlara kefalet halinde, hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur. HMK’nun 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü amirdir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekilince; yetkili mahkemelerin genel yetkili yer olan borçluların yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, yetkili yer mahkemesinin müvekkillerinin adresi olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle her ne kadar yetki itirazında bulunulmuş ise de, bononun düzenleme yeri İstanbul olduğu gibi ihtiyati hacze konu bonoda İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğuna ilişkin yetki şartı mevcut olup takip alacaklısı lehtar ve keşidecinin tacir olması nedeniyle İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili kılındığına dair yetki kaydı geçerlidir. HMK’nun 17.maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasında düzenlenen yetki sözleşmesi avalist olan borçluları da bağlayacağından mahkememizin ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili olduğu anlaşıldığından borçluların yetki itirazları yerinde görülmemiştir. İhtiyati hacze itiraz edenlerin bono üzerindeki imzanın borçlu şirket yetkilisi yönünden başka şahıslar tarafından atılmış olabileceğine ilişkin imza itirazı İİK 265.maddesinde sınırlı olarak gösterilen itiraz sebeplerinden birini teşkil etmediğinden ihtiyati hacze itiraz yargılamasında değerlendirilemez. Ancak açılmış veya açılacak esas bir davada ileri sürülebilir. Borçlu … San. Tic. Ltd. Şti’nin ortakları … ve … olup senedin keşide tarihinden sonra şirket ortağının ölmesi nedeniyle Limited Şirkette esas sermaye payları miras yoluyla ortağın mirasçılarına geçeceğinden ve sermaye ortaklığı niteliğine haiz limited ortaklıkta ortaklardan birisinin ölümünün ortaklığın sona ermesine neden olmayıp ortaklık ve şirketin tüzel kişiliği devam edeceğinden, şirket ortağının mirasçılarının tereke tespiti talepli açtıkları dava tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz kararına engel olmayıp bu yönde yapılan itirazlar da yerinde görülmediğinden ihtiyati hacze yapılan itirazlarına reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle: ihtiyati haciz kararı vermeye yer yönünden yetkili mahkemenin aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, davalı şirketin ve müvekkili …’nın yerleşim yerinin Bakırköy/İstanbul olduğunu, bu nedenle ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili mahkemelerin Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazları bulunduğunu, icra takibine konu bonodaki imzanın davalı şirket yetkilisi yönünden ve asil … yönünden başka şahıslar tarafından atılmış olma ihtimaline binaen hak kaybının önüne geçilmesi amacıyla imzaya açıkça itiraz ettiklerini, itiraz eden müvekkillerinin, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu bulunan … San.Tic.Ltd.Şti ‘nin ortağı olan …’nın mirasçıları olduğunu, müvekkilleri tarafından mirasın henüz kabul edilmediğini, kabul anlamına gelecek hiçbir işlem de yapılmadığını, terekenin mal varlığı ve borç miktarının bilinmemesi nedeniyle taraflarınca Bakırköy 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/13 tereke dosyası nezdinde tereke tespiti ve resmi defter tutulması talepli dava açıldığını, ihtiyati haczin şartları oluşmadığını, … San.Tic.Ltd.Şti ‘nin terekeye dahil olup aleyhinde icrai işlem tesis edilmemesi gerektiğini, ileride doğacak zararlarını güvence altına almak adına karşı tarafa talep edilen miktarın tamamı oranında teminat yükletilmesi taleplerinin olduğunu, müvekkillerine yönelik Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/127 D.İş. Dosyasında davacı tarafından ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş olup, 10.05.2023 tarihinde itirazları üzerine Mahkeme 15.06.2023 tarihinde ihtiyati haciz talebinin kaldırılmasına karar verildiğini, bu hükme yönelik olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesince incelenen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini beyan ederek istinaf başvurularının kabul edilerek kanuna aykırı olarak verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, kambiyo senedine (bono) dayalı olarak ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine ilişkin ek kararın kaldırılması istemine istemidir.İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı itiraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda 21.09.2023 tarihli ek karar ile itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, mahkemenin ihtiyati haciz kararı verme hususunda yetkili olup olmadığı ve ihtiyati haczin şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Borçlu tarafından kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati hacze karşı İİK’nın 265/1. maddesine uyarınca ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzurunda yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edilebilir. İİK’nın 265/3. Maddesinde ise Mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceği düzenlenmiştir. Buna göre mahkemece ihtiyati hacze vaki itiraz, ancak kanunda gösterilen ve itiraz eden tarafından ileri sürülen itiraz sebepleriyle sınırlı olarak incelenebilir. İhtiyati hacizde yetkili mahkeme, İİK 258. maddesi yollamasıyla İİK 50. maddesine göre belirlenir. Anılan maddede ise HMK hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Buna göre, bonoya dayalı olarak alacaklı, borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki genel yetkili mahkemeden veya bonoda öngörülen ödeme yerindeki ancak 6102 sayılı TTK’nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden bononun düzenlenme yerindeki mahkemelerden birinden (HMK.10.md) yahut bonoda yetkili mahkeme gösterilmişse ve şartları mevcutsa bonoda yetkili olarak gösterilen mahkemeden (HMK 17.md) talepte bulunabilecektir. Somut olayda, lehdarı ihtiyati haciz talep eden, keşidecisi … San.Tic.Ltd.Şti, ödeyecek borçlu ibaresi yanında yalnızca …San.Tic.Ltd.Şti isminin yazılı olması nedeniyle … ve …’nın aval veren oldukları talebe konu bono metninde İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığı, ödeme ve düzenleme yerinin gösterilmediği, keşidecilerin adreslerinin Bakırköy /İstanbul olduğu görülmektedir.HMK 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesinin veya yetki şartının geçerli olması için her iki tarafın da tacir olması gerekmektedir. Tarafların tacir olmaları sebebiyle İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin şart geçerlidir. 01.12.2021 tanzim 29.06.2023 vade tarihli 2.820.000,00 TL olarak keşide edilmiş bonoyu ihtiyati hacze itiraz eden … avalist olarak keşideci yararına imzalamıştır. Avalistin, lehine aval verdiği keşideci gibi sorumlu olması nedeniyle HMK’nın 17. maddesine gereğince tacirler arasında düzenlenen bonodaki yetki sözleşmesi kapsamında, kambiyo senetlerinin özelliği de gözetildiğinde yetki sözleşmesinin avalisti de bağlayacağı kuşkusuzdur. Buna göre talebe konu bononun İstanbul (Merkez/Çağlayan) Mahkemeleri’nin yetkisine dair yetki şartı içermesi sebebiyle ihtiyati haciz kararı veren mahkeme yetkilidir. Bu durumda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğundan ihtiyati hacze itiraz edenin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Türk Ticaret Kanunu’nun altıncı kısmında düzenlenen limited şirkete ilişkin ‘miras, eşler arasındaki mal rejimi ve icra’ başlıklı 596. maddesinde esas sermaye payının miras yoluyla geçmesi halinde tüm haklar ve borçların genel kurulun onayına gerek olmaksızın kendiliğinden kanuni miras paylarına göre bölünerek mirasçılara geçeceği düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre şirket ortağının ölmesi ve mirasçıları tarafından terekenin tespiti ve resmi defter tutulması davası açılması şirket hissesinin iktisabına ilişkindir. Bu durum şirketin tüzel kişiliği yönünden sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Karşı taraf , ihtiyati hacze konu bonodaki imzayı kabul etmeyerek keşideci şirketin ortağı …’nın terekesinin tespiti ve resmi defterin tutulması davası nedeniyle ihtiyati haciz kararına itiraz etmiş ise de şirket ortağı hakkında açılan tereke tespitine ilişkin dava, keşideci olan şirket hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine engel değildir. Bu nedenle mahkemece, ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. İİK’nın 259.maddesinde ihtiyati haciz isteyen alacaklı, hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul olup, HMK’nın 87.maddesinde yazılı teminatı vermeye mecbur olduğu, HMK’nın 87.maddesinde de hakimin, teminatın tutarını ve şeklini serbestçe tayin edeceği düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler uyarınca somut uyuşmazlıkta ilk derece mahkemesince alacak miktarının %15 oranında teminat alınmasına hükmedilmiş olup, takdir edilen teminat miktarının yerleşik yargı uygulamasına göre yeterli düzeyde olduğu anlaşılmakla mahkemece ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi ek kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati hacze itiraz edenler tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi 20/11/2023