Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/1401 E. 2023/1136 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1401
KARAR NO: 2023/1136
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/08/2023 (Değişik İş Kararı)
NUMARASI: 2023/225 D.İş – 2023/226 Karar
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep edenler vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
TALEP: İhtiyati tedbir talep edenler vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı … hissedarı olduğu, 01/08/2022 tarihli hisse devir sözleşmesi ile paylarını satıp ortaklıktan ayrılana kadar hem şirketin pay sahibi hem de yönetim kurulu üyesi sıfatlarını haiz olduğu, davalı bu pozisyonlarını istimal ederek oğlunun aynı sektörde faaliyet gösteren firmasına çıkarlar sağladığı taraflar arasında akdedilen 22/08/2022 tarihli hisse devri sözleşmesine göre … gıda aş sahibi olduğu yüzde elli payı … ile …’e devredileceğini bunun karşılığı toplam 60.000,00USD satış bedeli kararlaştırıldığı, 18.775,00USD karşılığı ödendiği, bakiye kalan kısım bakımından müvekkilin davalıya bir borcunun bulunmadığını, dilekçede bildirilen toplam değeri 9.375,500USD olan senetler hakkında icra takibinin yapılamasının önlenmesi hususunda İİK 72 madde uyarınca tedbir talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki Değişik iş dava dosyası hakkında yapılan yargılama sonunda, “İhtiyati tedbire ilişkin şartlar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389.maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesi gereğince taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun, “uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (m. 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir. İhtiyati tedbire ilişkin yasal düzenleme, davacının dilekçesindeki talep, mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden ve yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından ihtiyati tedbir taleplerinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyatî tedbir ile ihtiyatî haczi birbirinden ayırt ederken somut olaydaki vakıalarının dikkate alınmadığını, ihtiyatî haciz, bir para alacaklısının alacağı için talep edebileceği bir geçici hukukî koruma önlemi olup başka bir ifade ile bir para alacağına ilişkin ihtiyatî haciz kararı verilmesi için bu talebin alacaklı tarafından ileri sürülmesi gerektiğini, oysaki, bir para alacağının borçlusu tarafından gündeme getirilecek geçici hukuki koruma önlemlerinin ihtiyati tedbire konu olduğunu, somut olayda ise, tedbir isteyenin sözde bir miktar para borcunun borçlusu görünümünde olduğu için ancak ihtiyatî tedbire başvurabileceğini, bu sebeple kararın ilk kısmının hatalı olduğunu, yaklaşık ispat ölçütünde hakim talepte bulunanın en ufak bir kazanma şansı olduğunu gördüğü durumlarda tedbire hükmetmek zorunda olup bu kapsamda, bir vakıanın doğru olma ihtimalinin doğru olmaması ihtimalinden bir nebze bile ağır olduğu her durumda başka bir değerlendirme yapmadan ihtiyati tedbire karar verilmesi gerektiğini, somut olayda bağımsız ve son derece itibarlı KPMG’den alınan rapor hisselerinin yüzde yüz daha yüksek fiyata satıldığını gösterdiğini, taraflar arasında haksız rekabet, haksız fiil ve cezai kovuşturmaya konu olan başka yargılamalar olduğunu, bu kapsamda ilk görünüş çerçevesinde kazanma şansı olmadığı söylenmediği sürece ihtiyati tedbire hükmetmek gerektiğini, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep; davalı ile davacılardan … ve … arasında yapılan anonim şirket hisse devir sözleşmesi gereği davalıya verilen bonolar hakkında İİK 72 maddesi kapsamında ödeme ve protesto işlemlerinin durdurulması için ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verilmiş bu karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde; talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.İhtiyati tedbir talep eden; taraflar arasında imzalanan hisse devir sözleşmesinin gabin hukuksal sebebine dayanarak edimler arasında oransızlık bulunması nedeniyle davalıya verilen 6 adet toplam değeri 9.375.500 USD olan bonolar hakkında iik 72/2 kapsamında tedbir talebinde bulunmuştur. İİK 72/2.maddesi “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde icra takibin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.”6100 Sayılı HMK 389. Maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı yasanın 390/3 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.”Şeklinde düzenlenmiştir. Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. öİİK 72. maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep eden, geçici hukuki koruma kararlarının genel olarak düzenlendiği HMK hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesinin koşulları kapsamında haklığının yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.Somut olayda; davacı vekilince dava konusu bonolar hakkındaki ihtiyat tedbir talebi, davalı ile davacılardan … ve … arasında yapılan anonim şirket hisse devir sözleşmesinin gabin nedeniyle edimler arasında dengesizlik bulunması gerekçesine dayandırılmaktadır. Aynı hukuki gerekçeye dayanan satış bedelinin düşürülmesine ilişkin esas hakkında Bakırköy 7. Asliye ticaret mahkemesinin 2023/773 Esas dosyası ile dava açıldığı, o davada talep edilen ihtiyati tedbir konusunda da red kararı verildiği anlaşılmaktadır. Bahsi geçen davada verilecek esas hakkındaki hükmün bir tespit hükmü de içereceği belirli olmakla ihtiyati tedbirin esas hakkındaki davada değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca dosyadaki iddianın ileri sürülüş biçimi, dosyanın geldiği aşamada toplanan deliller ile yaklaşık ispatın gerçekleşmediği, davacının iddia ettiği gabin olgusunun varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati tedbir talep edenler tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran ihtiyati tedbir talep edenler tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.02/11/2023