Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/1162 E. 2023/970 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1162
KARAR NO: 2023/970
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2023 (Değişik İş Kararı)
10/08/2023 (Ek Karar)
NUMARASI: 2023/574 D.İş – 2023/614
DAVA: İhtiyati Haciz (Finans)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati haciz talep eden … vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
TALEP: İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile borçlu şirket … Ltd Şti arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme uyarınca 650.000,00-USD limitle kredi kullandırıldığını, bu sözleşmeye ilave olarak 12/03/2021 tarihinde yeni sözleşme imzalanarak 8.000.000,00-USD ya da bu tutarın AZN veya EURO karşılığı olarak belirlendiğini, yine 04/05/2021 tarihinde ek sözleşme ile 1.000.000,00-USD kredi kullandırıldığını, sözleşmelere istinaden düzenlenen teminat mektuplarına ilişkin risklerin nakde dönüştürüldüğünü, kullandırılan kredi gereği borçluların yükümlülüklerini yerine getirememesi üzerine kredi borçlarının kat edildiğini, borçluların mal kaçırma ihtimali bulunduğundan mahkememizce ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Borçlular … ile … arasında imzalanan yetki sözleşmesinde Azerbaycan Mahkemelerinin yetkili olduğunun düzenlendiği, ancak alacaklı dilerse İstanbul, Ankara ve Türkiye Mahkemelerine de başvurabileceği düzenlenmiştir. Mevcut hali ile yetkili mahkeme belirli olmadığından yapılan yetki sözleşmeleri geçersizdir. İİK’nın 258 maddesinde ihtiyati hacze, aynı kanunun 50. maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, anılan maddede ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. 6100 Sayılı HMK’nun 10 ve TBK’nun 89 maddesi uyarınca para borcu alacaklısı olan talep sahibi bankanın ve borçlu … yönünden yerleşim yeri itibariyle Azerbaycan Mahkemelerinin, borçlu şirketlerin sözleşme uyarınca Azerbaycan Mahkemelerinin, (Sözleşme geçersiz kabul edilse dahi bu kez yerleşim yeri itibariyle İstanbul Anadolu Mahkemeleri) borçlu …ın yerleşim yeri itibariyle ise İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yerleşim yerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, itiraz eden vekilinin yetkiye yönelik itirazının kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına” karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati haciz talep eden … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden … vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların yetki sözleşmesini düzenleyerek Türk Mahkmelerinin esas davadaki yetkisini kaldırdıklarını, geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati haciz kararının Türk Mahkmelerinin verilmesine engel olmadığını, ihtiyati haciz kararlarının geçici hukuki koruma olduğunu, icra takibinin sonucunu güvence altına almayı amaçladığını, Türk Mahkmelerinin bu konuda münhasır yetkiyi haiz olduğunun kabul edilmekte olduğunu, mahkeme kararı gerekçesi okunduğunda Türk Mahkmelerinin olan … hakkında Türk Mahkmelerinden ihtiyati haciz kararı alınamayacağı sonucuna ulaşıldığını, mahkemenin bu gerekçesiyle geçici hukuki koruma tedbirlerini yok saydığını, borçlulardan … ve … ile müvekkili banka arasında imzalanan sözleşme uyarınca İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, yetki itirazı sonucu ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının bu bakımdan da mümkün olamayacağını, mahkemece Yargıtay içtihatları göz ardı edilerek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiğini, tüzel kişinin borçlularca imzalanan sözleşmede Azerbaycan Mahkemeleri yetkilidir denilmek suretiyle bir devletin bütün mahkemelerinin yazıldığını, belirli bir mahkeme seçilmediğini, gerçek kişi borçlularla yapılan sözleşmelerde ise açıkça İstanbul Mahkemeleri yetkili kılındığını, İstanbul Mahkemeleri ile kastedilenin Çağlayan Adliyesi Mahkemeleri olduğunun tartışmasız olduğunu, buna rağmen mahkemenin tüzel kişi borçlularla yapılan yetki sözleşmesini geçerli sayarken gerçek kişi borçlularla yapılan yetki sözleşmesini geçersiz saymasının kabul edilemeyeceğini, borçluların yetkiye ilişkin itirazlarının TMK madde 2 hükmüyle bağlaşmadığını, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkemenin değişik iş kararının ve ek kararının kaldırılmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin borçlular üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı borçlular vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mevzuat hükümleri uyarınca ihtiyati haciz kararlarında yetki kurallarının uygulanamayacağını iddia etmenin kabul edilemeyeceğini, uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması halinde hangi mahkemenin yetkili olduğu Türk hukukuna göre belirleneceğini, Türk hukukuna göre değerlendirme yapıldığında ihtiyati haciz kararı yetkisiz mahkemede verildiğinden ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının usule ve yasaya uygun olduğunu, tüm bu açıklamaların yanı sıra yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına karşı itiraz dilekçelerinde yer alan esasa ilişkin açıklamalar ve usule ilişkin açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin haksız ve usule aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Talep İİK 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itirazın kabulüne ilişkin ek kararın kaldırılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haczi itiraz kabul edilerek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, bu karara karşı ihtiyati haciz talep eden banka vekili istinaf yasa yolunabaşvurulmuştur.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde; eldeki uyuşmazlıkta Türk Mahkemeleri’nin yargı yetkisinin bulunup bulunmadığı noktasındadır. İhtiyati haciz talep eden banka ile borçlu … Turizm Ltd. Şti.ile ve kefil-borçlu … Anonim Şirketi arasında imzalanan 20.05.2021 tarihli sözleşmelerin 6.4 maddesinde “İş bu sözleşmenin yürütülmesine ilişkin olarak taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yetkili Mahkemelerince çözülür” şeklinde , yine ihtiyati haciz talep eden banka ile borçlu … arasında imzalanan 09.04.2021 tarihli sözleşmenin 6.4. Maddesinde “İş bu sözleşmenin yürütülmesine ilişkin olarak taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar karşılıklı anlaşma yolu ile çözülür. Karşılıklı anlaşma yolu ile çözümlenemeyen uyuşmazlıklar Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yetkili mahkemelerinde çözülür. Alacaklı uyuşmazlıkların çözümü için ayrıca Ankara/İstanbul/Türkiye mahkemelerine başvuru yapma hakkına sahip olup taraflar bu durumda Ankara/İstanbul/Türkiye mahkemelerinin uyuşmazlıkları çözme yetkisine sahip olduğunu onaylar.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu milletlerarası sözleşme hükümleri saklı olmak kaydıyla yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde Türk Mahkemeleri’nin milletlerarası yetkisi, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun hükümlerine göre tespit edilmelidir. 5718 sayılı yasanın Türk Mahkemeleri’nin milletlerarası yetkisi başlıklı 40.maddesinde, Türk Mahkemeleri’nin milletlerarası yetkisinin, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre tayin edileceği belirtilmiştir. MÖHUK’un “Yetki anlaşması ve sınırları” başlıklı 47. Maddesinde; Türk Mahkemeleri’nin yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilecekleri, anlaşmanın, yazılı delille ispat edilmesi hâlinde geçerli olacağı, davanın ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması hâlinde yetkili Türk mahkemesinde görülebileceği düzenlenmiştir. Yabancı devlet mahkemesine yetki tanıyan anlaşmanın Türk hukuku bakımından hukuki değer taşıması için öncelikle yazılı ve taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan bir uyuşmazlığa ilişkin olmalıdır. İkinci olarak söz konusu uyuşmazlık yönünden münhasır bir mahkeme tayin edilmiş olmalıdır. Üçüncü olarak ise yetki anlaşması “uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda” olmalıdır. Öte yandan yetki anlaşmasıyla yetkilendirilen yabancı devlet mahkemesinin HMK 17 ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak “belirli” olması şartı MÖHUK’un 47. maddesi yönünden de aranmalıdır. Seçilen mahkemenin belirli olduğunun kabulü için yetkili kılınan mahkeme ismen zikredilmiş olmalıdır. MÖHUK 47. maddesinde düzenelenen yetki sözleşmesinin geçerliliği için tarafların tacir olması şartı ise bulunmamaktadır. Bu kapsamda bir uyuşmazlıkta MÖHUK’un 47. maddesine göre, yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda taraflarca yapılacak yazılı bir sözleşme ile inhisari olarak kararlaştırılması halinde Türk Mahkemeleri’nin milletlerarası yetkisi sona erecektir. Yetki sözleşmelerinde yabancı devlet mahkemesinin HMK 17 ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak “belirli” olması şartı MÖHUK’un 47. maddesi yönünden de aranmalıdır. Seçilen mahkemenin belirli olduğunun kabulü için yetkili kılınan mahkeme ismen zikredilmiş olmalıdır. MÖHUK 47. maddesinde düzenelenen yetki sözleşmesinin geçerliliği için tarafların tacir olması şartı ise bulunmamaktadır. Ayrıca yetki sözleşmesi ile Türk Mahkemeleri’nin esas davadaki yetkisinin kaldırılmış olması Türk Mahkemesi’nin geçici hukukî himaye tedbiri olan ihtiyati haciz kararı vermesine engel değildir. Aksi bir görüşün kabulü hâlinde yabancıların etkin hukukî korumadan yoksun kalmaları gibi kabul edilmesi mümkün olmayan bir sonuç doğar. Şahıs veya malvarlığı tehdit edilen kişilerin hukukî korumadan yararlanmamaları medeni milletlerin temel hukuk anlayışlarına aykırıdır. Toplum hayatının temel kuralları ve yabancıların haklarına saygı, esas davada yetkisiz olsalar bile geçici hukukî koruma tedbirleri söz konusu olduğunda mahkemeleri bu konuda yetkili kılmaktadır (İhtiyati tedbirlere ilişkin benzer açıklamalar için bkz. Ekşi, N.: Türk Mahkemeleri’nin milletlerarası yetkisi, İstanbul 2000, s.229). 1982 Anayasasının 2’nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesi ile güvence altına alınan, “bireylere etkin hukukî güvenlik sağlanması” esası, lex fori’nin aradığı belli şartların gerçekleşmesi hâlinde esas davada yetkili olmayan Türk Mahkemesi tarafından da dikkate alınmak zorundadır (İhtiyati tedbirlere ilişkin benzer açıklamalar için bkz. Şanlı, C. Uluslararası Ticari Akitlerin Hazırlanması ve Çözüm Yolları, İstanbul 2005, s.179-183). Bu açıklamalar çerçevesinde yerel Ticaret Mahkemesinin, Bankanın Türkiye’de ihtiyati haciz talep etmeye hakkı olduğu ve söz konusu ihtiyati haciz talebine ilişkin olarak İcra ve İflâs Kanunu’nun uygulanması yönündeki değerlendirmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur” (Yargıtay 19. HD. 2008/4717 E. 2008/6504 K.Sayılı İlamı). Bu durumda, yabancı mahkemenin münhasır yetkisi ve yabancı hukukunun uygulanması noktasındaki sözleşme hükmünün alacaklının ihtiyati haciz istemesine ve şartları oluştuğu takdirde ise ihtiyati haciz kararı verilmesine engel bir etkisi yoktur. Aksi düşünce, yukarıda açıklanan doktrin ve Yargıtay uygulamalarına aykırı olup kişilerin geçici hukuki koruma önlemlerinden yararlandırılmasına engel olan ve kurumun amacına aykırı olan sonuçlara yol açacaktır. İİK’nın 258 maddesinde ihtiyati hacze, aynı kanunun 50. maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, anılan maddede ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. 6100 Sayılı HMK’nun 10 ve TBK’nun 89 maddesi uyarınca para borcu alacaklısı olan talep sahibi bankanın ve borçlu … yönünden yerleşim yerinin Azerbaycan olduğu, borçlu şirketlerin ve …’ın yerleşim yerlerinin İstanbul Adliyesi yargı çevresinde bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi soncu itibarı ile doğrudur. Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda ihtiyati haciz talep eden bankanın ek karara yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati haciz talep eden … tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran ihtiyati haciz talep eden … tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.05/10/2023