Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1159
KARAR NO: 2023/1036
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2023 (Ara Karar) – 19/06/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/127 Esas (Derdest)
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/10/2023
Taraflar arasında görülen davada davacı vekilinin davadan feragate ilişkin dilekçesi üzerine dosya re’sen ele alınıp gereği konuşulup düşünüldü.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep derdest şirket genel kurul kararının iptali davasında dava konusu yapılan kurul kararlarının icrasının durdurulması ihtiyati tedbir istemin ilişkindir. İlk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verilmiş ,bu ara karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. TTK 449.maddesine göre, genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Mahkemenin bu konudaki takdir hakkının nasıl kullanacağı konusunda, tamamlayıcı hukuk kuralı olarak HMK 389 vd. maddelerinden yararlanılması gerekir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Buna göre, tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davalı vekilince ara karara karşı istinaf yoluna başvurduktan sonra dosya dairemizde ön inceleme safhasında bulunduğu sırada davadan feragate ilişkin vekaletnamede yetkisi bulunan davacı vekili tarafından 14/09/2023 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiş ve davalı vekili de 15/09/2023 tarihli dilekçesi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığını beyan ettiği görülmüştür. Davadan feragat HMK.’nın 307. ve 309. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalının kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. H.M.K. 309. maddesi hükmüne uygun olarak, davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı derdest davadan feragat etmiş olmasına göre bu aşamada ihtiyati tedbir verilmesi mümkün değildir. Bu haliyle davacılar vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması ara kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusu konusuz kalmıştır. Tüm bu nedenlerle konusu kalmayan istinaf başvurusu hakkında inceleme yapılması mümkün olmadığından, istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin konusu kalmayan istinaf başvurusu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı ve istinaf başvuru harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/10/2023