Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/1137 E. 2023/956 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1137
KARAR NO: 2023/956
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2023
NUMARASI: 2023/215 D. İş – 2023/222 Karar
DAVA: İhtiyati Haciz Kararına itiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Taraflar arasında görülen değişik iş talebi neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati haciz kararına itiraz eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; yaklaşık ispat koşulu sağlandığı dikkate alınarak rehinle temin edilmemiş müvekkil alacağının temini ile kötü niyetli karşı tarafın mal varlıklarını elden çıkarma tehlikesi nedeniyle telafisi imkânsız zararlara mani olma adına ve öncelikle karşı taraf aleyhine 208.001,63 USD’nin talep tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 4.933.153,85 TL tutarında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ D. İŞ KARARI: İstinaf incelemesine konu 23/06/2023 tarihinde 208.001,63 USD’nin (208.001,63 x 23,7169) talep tarihindeki kur üzerinden 4.933.153,85 TL ‘nin tahsilinin ifası bakımından verilen ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesi üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesince ” ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından yetki itirazında bulunmuş ise de talep, fatura ve cari hesaba dayalı alacak istemine ilişkin olup; TBK’nun 89.maddesi gereğince para borcunun ifa yeri, alacaklının yerleşim yeridir. HMK’nun 10.maddesi gereğince borcun ifa edileceği yerdeki mahkemelerin de yetkili olduğu düzenlendiğinden ve talep eden alacaklının yerleşim yeri de Bayrampaşa olduğundan, mahkememiz işbu ihtiyati haciz talebine bakmakta yetkilidir. Bu nedenle karşı tarafın yetki itirazı yerinde görülmemiştir. İİK 265/1. maddesi gereğince borçlu; kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Görüldüğü üzere ihtiyati haciz kararına yönelik itiraz nedenleri yasada sınırlı olarak sayılmış olup, bu nedenler dışında ihtiyati haciz kararına yönelik başka bir itiraz nedeni bulunmamaktadır. Somut olayda, ihtiyati haciz kararının; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, alacaklı tarafça borçlu tarafa satılıp, dilekçeye ekli belgelere göre de borçlu tarafa teslim edildiği anlaşılan tekstil ürünleri için düzenlenen faturalardan kaynaklı borç için görevli ve yetkili mahkememizce alacaklının talebi doğrultusunda verildiği, yasa gereği gerekli teminatın da alındığı ve ileri sürülen itiraz nedenlerinin yasada sayılan nedenlerden hiçbirine uymadığı, diğer yandan itirazlarda bahsedilen iade faturalarının süresinde kesilmediği gibi faturalara konu borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı dolayısıyla itirazın yerinde ve yasal olmadığı kanaatine varıldığından reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz kararına itiraz eden karşı taraf vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia eden tarafın ihtiyati haciz talep dilekçesi ekinde bir kısım faturalar ile cari hesap ekstresini sunarak müvekkili şirketten 208.001,63 USD alacaklı olduğunu iddia ettiğini, ihtiyati haciz talep eden tarafın mahkemeye taraflar arasındaki ilişkiyi gerçekte olduğu şekliyle sunmaktan özellikle imtina ederek tek taraflı şekilde mahkemeyi yaklaşık ispat konusunda aydınlatmaksızın kendi lehine karar alınmasını sağladığını, oysa ihtiyati hacze dayanak olarak gösterilen faturaların müvekkili şirket tarafından ihtiyati haciz başvurusundan önce iade edildiğini ve bu hususta iade faturaları düzenlendiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelerin mahkeme tarafından dikkate alınmadığını , ihtiyati haciz talep eden tarafın sunduğu tek taraflı belgeler üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, mahkemenin uyuşmazlığın esasına ilişkin değerlendirme yapmasının hatalı olduğunu, müvekkili şirketin mal kaçırma riski bulunmadığını, bu yönüyle yapılan ihtiyati haciz başvurusunun iyi niyetli olmadığını, ihtiyati haciz talep eden tarafça dosyaya tek taraflı olarak sunulan faturaların mahkemeyi yeterince aydınlatmadığını, Gümrük Müdürlüğünce devre yönelik merasimin tamamlanmadığı ve bu anlamda malların müvekkiline teslim edilmediğini, dolayısıyla iddia edilen gibi bir alacağın söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından karşı tarafa yapılan ödemelerin dikkate alınmadığı ve tüm bu durumların yaklaşık ispat koşulunu sağlamadığını, usul ve yasaya aykırı ek kararının istinaf incelemesi ile kaldırılarak müvekkili şirket aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemidir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı ihtiyati haciz şartlarına ve yetkiye itiraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda 13/07/2023 tarihli ek karar ile itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden taraf istinaf yasa yoluna başvurmuştur.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, mahkemenin ihtiyati haciz kararı verme hususunda yetkili olup olmadığı ve ihtiyati haczin şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir.Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). İhtiyati hacizde hangi mahkemenin yetkili olduğunun İcra ve İflâs Kanunu’nun 258. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 50. maddesi uyarınca belirlenmesi gerekir. Anılan maddenin birinci fıkrası “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri (HMK.m. 5-19) kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.” hükmünü haiz bulunduğundan, bu hususta Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye ilişkin kurallarının göz önünde bulundurulması gerekir. HMK 10. maddesi hükmü uyarınca sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. HMK ‘nın 7. Maddesi uyarınca davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Somut olayda ihtiyati hacze itiraz eden vekili yetki itirazında bulunmuştur. İhtiyati hacze konu olan talep, fatura ve cari hesaba dayalı alacak istemine ilişkin olup, TBK’nun 89.maddesi gereğince para borcunun ifa yeri, alacaklının yerleşim yeridir. İhtiyati haciz talep eden alacaklının yerleşim yeri de Bayrampaşa olup, ilk derece mahkemesi ihtiyati haciz talebine bakmakta yetkili olduğundan ihtiyati hacze itiraz eden tarafın yetki itirazı yerinde olmayıp, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararına yetki yönünden yapılan itirazın reddine karar vermesinde isabetsizlik görülmemiştir.Borçlu tarafından kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati hacze karşı İİK’nın 265/1. maddesine uyarınca, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzurunda yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edilebilir. İİK’nın 265/3. Maddesinde ise, Mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceği düzenlenmiştir.Buna göre mahkemece ihtiyati hacze vaki itiraz ancak kanunda gösterilen ve itiraz eden tarafından ileri sürülen itiraz sebepleriyle sınırlı olarak incelenebilir.İhtiyati hacze itiraz eden vekili, kendileri tarafından iade faturalar tanzim edildiğini, ihtarnameler gönderildiğini, antrepoda “…” şirketi adına kayıtlı bulunan ve iade fatura içeriğinde birebir yer alan çocuk tekstili ürünlerin “…” ve “…” şirketlerinin alacaklısından mal kaçırmak amacıyla sanki müvekkili şirketinin mallarıymış gibi göstererek ve akabinde taraflar arasındaki mevcut bulunan cari hesap ekstresini eksik ve hatalı şekilde bildirildiğini, 08.05.2023 tarihinde müvekkili şirket tarafından … işlem refarans numarası ile 50.000 Amerikan Dolarının (974.185,00 TL) “…” şirket hesabına ödendiğini, “Çocuk Giyim Ürünleri” için müvekkili tarafından bir beyanname düzenlenmediğini, söz konusu malların bulunduğu …’dan 05/07/2023 tarihinde dava dışı haciz yapılan icra dosyasına sunulan yazıda da görüleceği üzere … rejim kodlu ve beyanname muhteviyatında faturaya istinaden devirlerin iade edildiğine ve halihazırda söz konusu malların … Ltd.ŞTİ. firmasına ait olduğuna dair yazı gönderildiğini beyan ederek ihtiyati haciz sebeplerine itiraz etmiştir. Her ne kadar ihtiyati haciz kararına karşı antrepodaki malların mülkiyetinin ihtiyati hacze itiraz eden tarafa ait olmadığı, söz konusu mallara ilişkin faturalara karşılık iade faturaları düzenlendiği, ihtiyati hacze konu çocuk giyim ürünleri için beyanname düzenlenmediği, … ve … şirketlerinin alacaklısından mal kaçırmak amacıyla ihtiyati hacze itiraz eden şirketin mallarıymış gibi gösterilerek ve akabinde taraflar arasındaki mevcut bulunan cari hesap ekstresini eksik ve hatalı şekilde bildirildiği ileri sürülmüş ise de İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sayılmış olup, bu hususlar itiraz sebepleri arasında yer almamaktadır. Mahkemece, Kanunda gösterilen ve bunlardan da itiraza konu edilen sebeplere hasren tetkikat yapılarak karar verilmesi gerektiğinden ihtiyati hacze itiraz aşamasında bu iddiaların incelenmesi mümkün değildir. Ancak ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin, ihtiyati haciz kararına itiraz dilekçesi ekinde bildirdiği 08.05.2023 tarihli 50.000 USD lik ödemenin ihtiyati haciz talebinden önce gerçekleştiği , bu ödemenin ihtiyati hacze dayanak faturalara ait olduğu hususunun ihtiyati hacze itiraz aşamasında belirlenme imkanı bulunduğu görülmekle mevcut delil durumuna göre talep tarihi itibarıyla muaccel olan ve yaklaşık olarak ispat edilen 158.001,63 USD alacak yönünden talep tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 3.747.308,85 TL tutarında ihtiyati haciz kararı verilmesinde ve İİK 265 maddesinde sınırlı olarak sayılan ve bu madde kapsamında kalmayan itirazların mahkemece reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Fakat 50.000 USD lik ödemenin ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itiraz aşamasında değerlendirilmemiş olması karşısında bu miktar yönünden ihtiyati haciz kararına itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği halde ihtiyati haciz kararına yapılan itirazların tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; ihtiyati haciz kararına itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353(1)b-2 uyarınca ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasına, bu hususta yeniden karar verilerek 50.000,00 USD alacak yönünden talep tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 1.185.845,00 TL tutarında ihtiyati haczi kararına itirazın kabulü ile 1.185.845,00 TL tutarındaki ihtiyati haciz kararının tüm neticeleri ile birlikte kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep eden ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu 23/06/2023 tarihli ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesinin 13/07/2023 tarihli ek kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-İlk derece mahkemesinin 158.001,63 USD’nin talep tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 3.747.308,85 TLlik kısmı yönünden ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine, bakiye kısım olan 50.000,00 USD’nin talep tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 1.185.845,00 TL yönünden ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın kabulü ile bu miktar yönünden verilen ihtiyati haciz kararının tüm neticeleri ile birlikte KALDIRILMASINA 2-İhtiyati hacze itiraz edenin kendisini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlı Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.900TL ücreti vekaletin ihtiyati haciz talep edenden tahsili ile ihtiyati hacze itiraz edene VERİLMESİNE, 3-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak; a-İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati haciz kararına itiraz eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, b-İhtiyati haciz kararına itiraz eden tarafından istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 738,00 TL, posta ve tebligat gideri 137,00 TL olmak üzere toplam 875,00 TL yargılama masrafının ihtiyati haciz talep edenden alınarak ihtiyati hacze itiraz edene verilmesine, 4-Kararın HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/10/2023