Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1105
KARAR NO: 2023/1042
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2023 (Değişik İş Kararı)
08/06/2023 (Ek Karar)
NUMARASI: 2023/128 D.İş – 2023/128 Karar
DAVA: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
TALEP: İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın hamili olduğu 16/06/2022 tanzim tarihli 03/04/2023 vade tarihli 2.000.000,00 TL miktarlı bono nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile borçlulardan 898.925,68 TL alacaklarının bulunduğunu, borçluların daha pek çok kurum ve kuruluşa borçlu olduğunu, bu borçlarını ödeyemediğini, adres değiştirmek ve alacaklılardan mal kaçırma gayretleri içinde olduğunun tespit edildiğini, alacaklarının teminat altına alınabilmesi ve İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin semeresiz kalmaması için borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerden olan hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulabilmesi için söz konusu bono ve icra takibinde ki fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 898.925,68 TL’lik karar verilmesi gerektiğini, belirtilen sebepler neticesinde söz konusu bono ve icra takibinde ki fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla borçlulardan 898.925,68 TL olan alacaklarının güvence altına alınabilmesi için borçluların menkul, gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacakların ihtiyaten haczine karar verilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin borçlulara yükletilmesine karar verilmesinini talep ve beyan etmiştir.
İHTİYATİ HACİZ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda; “…İİK’nun 258/2 maddesi gereğince tarafları dinleme gereği duyulmaksızın evrak üzerinde karar verilmesi cihetine gidilmiştir. Yukarıda hüviyeti yazılı alacaklının borçludan alacağı olan 898.925,68-TL alınmasının temini bakımından vaki isteği İcra İflas Kanununun 257. Maddesinin 1.fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve diğer taraflarla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı kafi teminat karşılığında talebin kabulüne” kararı verilmiştir.
İTİRAZ: Bu karara karşı borçlular vekili tarafından itiraz edilmiş olup, itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebinde bulunan taraf dayanak belge olarak sunmuş olduğu senet dışında ihtiyati hacze itiraz edenlerin aynı zamanda banka lehine … aracı rehin verdiklerini, rehin edilmiş bir alacak için uygulanmış ihtiyati haciz kararının kanuna aykırı olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun gerçeklemiş olduğu kabul edilemeyeceğini, haklarında ihtiyati haciz kararı verilenlerin tacir olduğunu, davacıdan mal kaçırması gibi bir ihtimal söz konusu olmadığını, dayanak gösterilen senedin arka yüzünde kanunen geçerli bir ciro ya da temlik olmadığını, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabileceğinden mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, mahkememizce belirlenen teminat tutarının kabulünün mümkün olmadığın, karşı tarafların taşınır-taşınmaz tüm malvarlığı ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarına 134.838,85-TL karşılığında ihtiyati haciz talep eden yan lehine ihtiyati haciz konulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, verilen ihtiyati haciz kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, İ.İ.K.’nun 257. maddesi gereğince şartları oluşmadığını, ihtiyati hacze konu olan miktarın yargılamayı gerektirdiğini beyan ederek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili cevap dilekçesinde; borçlular hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, ihtiyati hacze itiraz dilekçesindeki itirazların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yetkili olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nden talep edildiğini, takibe dayanak belgenin bir teminat senedi olmadığını, rehin sözlşemesine dayanmadığını, İİK M.45 VE M.167 uyarınca; rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip zorunluluğu olmayan hallerde alacaklının borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı alabilmesi söz konusu olduğun, kanuna aykırı bir durum söz konusu olmadığını beyan ederek ihtiyati haciz talebinin kabulü ile ihtiyati hacze itiraz edenlerin itirazlarının ve hacizlerin kaldırma talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARI: İlk Derece Mahkemesince verilen 2023/128 D.İş – 2023/128 Karar sayılı ve 08/06/2023 tarihli ek kararı sonucunda; “…Talep; İİK’nun 257. Maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararına İİK’nun 265. Maddesi gereğince verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir.2004 sayılı İİK’nun 265/1. Maddesi gereğince borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı; ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurabilir.Bonoya dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. 6. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 Sayılı TTK’nın 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak tanzim yeri kabul edilir.) (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK’nın 50/1. maddesi uyarınca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir.6100 Sayılı HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir.Somut olayda; talebe konu bonoda keşideci ile lehtar, tacir olduklarından senette yazılı , İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığına dair yetki kaydı geçerli olup itiraz edenin mahkemenin yetkisine dair itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Ayrıca talebe konu senedin teminat senedi vasfında olduğu ve banka lehine, verilen kredilere istinaden alındığı ve banka lehine rehinli alacakta bulunduğu ve bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği iddia edilmiş ise de buna dair somut bir belge sunulmadığı gibi ileri sürülen hususun esas yargılamada ileri sürülebileceği anlaşılmıştır. Kural olarak ihtiyati hacze itiraz nedenlerinin ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, teminata ve yetkiye olmak üzere İİK’nun 265.maddesinde sınırlı olarak düzenlendiği, itiraz dilekçesindeki sair sebeplerin de İİK’ nın 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan sebeplerden olmayıp somut olayda ihtiyati haczin koşullarının bulunduğu, bu haliyle ihtiyati haczin şartlarının oluştuğu, karşı taraflar … ve … vekilinin ihtiyati hacze itirazının reddine” şeklinde değerlendirme ile ihtiyati hacze itiraz eden tarafın talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebinde bulunan tarafın dayanak belge olarak müvekkili davacılar imzasını içeren banka lehine verilmiş seneti sunduklarını, bu senet dışında davalının aynı zamanda banka lehine … aracı rehin verdiğini, buna ilişkin belgenin mahkemeye sunulduğunu, dolayısıyla rehin edilmiş bir alacak için uygulanmış ihtiyati haciz kararının söz konusu olduğunu, yerel mahkemenin kararının kanuna aykırı olduğunu, tacir olan müvekkilinin de davacıdan mal kaçırması gibi bir ihtimalinin söz konusu olamayacağını, dayanak gösterilen senet incelendiğinde arka yüzünde kanunen geçerli bir ciro ya da temlik olmadığının anlaşıldığını, hal böyle iken yerel mahkemece bu husus incelenmeden verilen kararın hukuka uyarlılığının bulunmadığını, müvekkillerin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, İİK’nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabileceğini, yerel mahkemece belirlenen teminat tutarının müvekkilinin mal varlığına ihtiyati haciz konulması kararının kabulü mümkün olmamakla birlikte, müvekkilinin taşınır-taşınmaz tüm malvarlığı ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına 134.838,85 TL karşılığında davacı taraf lehine ihtiyati haciz konulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, İ.İ.K.’nun 257. maddesi gereğince haciz şartlarının oluşmadığını, ayrıca ihtiyati hacze konu olan miktarın yargılamayı gerektirmekte olduğunu ve kararın kabulünün mümkün olamayacağını, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. İhtiyati haciz talep eden vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağının bir kambiyo senedine dayandığını, takibe dayanak belgenin bir teminat senedi olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli ve yetkili hamil olduğunu, BK. 168. madde uyarınca külli halef olduğunu, ihtiyati hacze itiraz edenler tarafından öne sürülen mahkemenin yetkisiz olduğu iddiasının asılsız olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkemece verilen ihtiyati hacze ilişkin kararın onanmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Talep; İİK 265. maddesi uyarınca ihtiyati haczin itiraz üzerine kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemenin 13/04/2023 tarihli ihtiyati haczın kabulüne ilişkin karara karşı yapılan itiraz üzerine 08/06/2023 tarihli ek karar ile itirazın reddine karar verilmiş, bu ek karara karşı borçlu tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İhtiyati hacze itiraz İİK’nın 265. maddesinde düzenlenmiş olup; borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. İhtiyati hacizde yetkili mahkeme, İİK 258. maddesi yollamasıyla İİK 50. maddesine göre belirlenir. Anılan maddede ise, HMK hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Buna göre, bonoya dayalı olarak, alacaklı, borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki genel yetkili, (HMK. 6.md.), borçluların birden fazla olması halinde bunlardan birinin yerleşim yerindeki (HMK. 7. md) veya bonoda öngörülen ödeme yerindeki ancak 6102 sayılı TTK’nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerindeki mahkemelerden birinden (HMK.10.md) yahut bonada yetkili mahkeme gösterilmişse ve şartları mevcutsa bonoda yetkili olarak gösterilen mahkemeden (HMK 17.md) talepte bulunabilecektir. Ancak yetki şartının geçerli olması için HMK 17. maddesine göre, bonoyu düzenleyenlerin tacir olması şartı aranmaktadır. Somut olayda, lehdarı … A.Ş., ihtiyati haciz talep eden ciranta … Platformu A.Ş, keşidecisinin ihtiyati hacze itiraz eden … San.Tic. A.ş aval verenin … olan talebe konu bono metninde, İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığı, ödeme yerinin gösterilmediği, düzenleme yerinin İzmir, keşideci ve aval veren adresinin … mahallesi … Sokak no:… URLA/İZMİR olduğu olduğu görülmektedir. HMK 17. maddesi uyarınca,yetki sözleşmesinin veya yetki şartının geçerli olması için her iki tarafın da tacir olması gerekmektedir. Bono keşidecisi ve lehtarının Tüzel kişi Tacir olmalarına göre, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin şart geçerli olduğundan karşı taraf vekilinin İstanbul Mahkemelerinin yetkisiz olduğuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Takibe dayanak bono üzerinde lehdar …’ın ” BK 168maddesi uyarınca külli halefiyet kapsamında … Platformu lehine ciro edilmiştir. başkasına ciro edilemez. Ödenmemesinden … A.Ş sorumlu değildir.” Şeklindeki cironun şekil ve içerik olarak 6102 sayılı TTK 778 maddesi yollaması ile bonolar hakkında da uygulanan 681 vd. Maddelerine uygun geçerli bir ciro olduğu anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. İhtiyati haciz talep edenin alacağı bono senedine dayanmakta olup alacağın varlığı yaklaşık olarak ispat edilmiştir. Karşı tarafın dayandığı bono senedini temlik eden bankanın alacağının ayrıca araç rehni ile teminat altına alınması nediyle yaklaşık ispatın gerçekleşmediği ileri sürülmüş ise de ihtiyati hacze konu bononun ihdas nedeni ile karşı tarafın bonoyu temlik eden bankaya verdiği araç rehinlerinin aynı alacak için olup olmadığı hususunda bir delilin dosyaya sunulmadığı, karşı taraf vekillerince …’tan kullandıkları 16 adet değişik kredi evraklarının bankadan istenildiği, ancak borç dökümünün gönderildiği ve başkaca bir evrakın gönderilmediği, bononu düzenleme sebebi ile araç rehinlerinin hangi borcu karşıladığının bu aşamada belirlenemediği anlaşılmakla yaklaşık ispatın gerçekleştiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca İlk derece mahkemesince %15 oranında yeterli teminat alınmakla karşı taraf vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf istemi de yerinde değildir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın ihtiyati hacze itiraz edenlerden alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-İhtiyati hacze itiraz edenler tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.19/10/2023