Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/1070 E. 2023/852 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1070
KARAR NO: 2023/852
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/389 Esas (Derdest)
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinde özetle; Tedbiren, … davalı …’nun müştereken yetkili yönetici sıfatının kaldırılmasına, koşulları oluştuğundan güveni kötüye kullanan … hakkında yöneticilik görevinden azline, yönetici olarak …’in atanmasına, olmaması halinde şirkete kayyum tayini taleplerinin değerlendirilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Bilindiği üzere ihtiyati tedbir kararı verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389/1. maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hale gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.Kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerekir. Hakim tüm delilleri inceleyip değerlendikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verir. Bu husus asıl davanın kabulü için geçerli olup, bu nedenle tam ispat aranır. İhtiyati tedbirlerde ise tam değil yaklaşık ispat yeterli olacağı 6100 Sayılı HMK’nın 390/3. maddesinde düzenlenmiştir.Değişik ifade ile ihtiyati tedbire karar verebilmek için iddia olunan vakıanın subutu yönünde gerçeğe yakın bir ispatın olması yeterlidir.Salt iddia ile ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği de izahtan varestedir. Tüzel kişilerde asıl olan, tüzel kişiliğin seçilmiş yöneticileri tarafından yönetilmesidir.Herhangi bir organ boşluğu bulunmamaktadır. Davacı her ne kadar davalının şirketin içini boşalttığını, şirkete karşı haksız rekabette bulunduğunu iddia etmiş ise de davacının iddiaları haricinde dilekçesi ekinde ibraz ettiği deliller itibariyle haklı sebebin bulunup bulunmadığı hususunda yaklaşık ispat ölçüsünün yakalandığının söylenemeyeceği bu haliyle de aşama itibariyle şirket yetkilisinin temsil yetkisinin kaldırılması, kayyım atanması ve tedbir kararı verilmesi mümkün değildir. Ayrıca mahkemenin genel kurulun yerine geçip bir şirkete müdür ataması da mümkün değildir. Bu nedenlerle talebin reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın açılmasına giden sürecin şirket ortağı …’nun şirketten ayrılma talepli davası kaynaklı olduğunu, müdürü olduğu ve fiilen yönettiği şirketten, şirkete karşı açtığı ve vekaletnamesini kendisinin verdiği vekille temsil ettirdiği davalı tarafın … olduğunu, dosyada …’nun iddialarının, tapu kaydı, yönetim gücü ve kanıtların toplandığını, bu hususun somut bir kanıt olduğunu, yargılamaya gerek olmaksızın ilk bakışta anlaşılan ve mernisi kayıtlarında oğlu davalı …, kardeşinin çocuğu … olduğunun somut kanıtlar olduğunu, SGK kayıtlarından Yargıç tarafından kaleme yaptırılacak inceleme ile ne zaman …’nde çalıştıklarının ve ticaret sicil kayıtlarından diğer davalı .. ortağı olduklarının kolayca anlaşılabileceğini, yine tapu kaydında … üzerinden şirketin mal varlığının ön incelemede bulunmasının son derece kolay olduğunu, tarafların iddia ve savunmaları incelenmeden üstelik bu beklenmeden tedbir talebinin reddi kararının davalı …’nun yönetsel yetkileri ve eylemleri değerlendirildiğinde başka bir suçtan kısıtlı olup olmadığının araştırılmadan soyut gerekçe ile ihtiyati tedbir talebinin reddinin şirket ve davacı ortak açısından büyük kayıplara neden olacağını, kısıtlanmak suretiyle yönetim erkini kaybeden …’nun eylemlerinin de göz önünde tutularak seçilmiş olsa dahi şirketi yönetme erkinini kaybettiğinden davacı …’in yönetimi üstlenmesi konusunda karar vermek veya kayyım tespit etmek yerine talebin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkemece verilen 19/06/2023 tarihli tedbir talebinin reddine dair ara kararın kaldırılmasını, taleplerinin kabulüne karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 630/2 maddesine dayalı olarak limited şirket müdürünün haklı nedenle azli ve şirkete kayyım atanması, şirket müdürünün sorumlulğuna kaynaklı tazminat, haksız rekabete dayalı tazminat talebine ilişkindir.Davacı vekilince dava dilekçesi ile tedbiren şirket yöneticisinin dava süresince şirket müdürlüğü temsil ve ilzam yetkilerinden azli ile kendisinin yönetici olarak atanmasını talep etmiş, ilk derece mahkemesince 19/06/2023 tarihli ara kararı ile tedbir isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf isteminde bulunmuştur. TTK 630 maddesi dava açıldığında hangi tedbirlerin alınacağına dair bir düzenleme içermediğinden talep hakkında 6100 sayılı HMK 389 vd. Maddelerinin nazara alınması gerekmektedir. İhtiyati tedbir HMK’nın 389 vd.maddelerinde düzenlenmiş bulunan geçici hukuki korumadır. 389. maddeye göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde uyuşmazlık konusus hakkında ihtiati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir.HMK’nın 392. Maddesinde ihtiyati tedbir talep edeninhaksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermekle zorunlu olduğu belirtilmiş olup, gösterilecek teminat tutarı ve türü HMK 87 maddesine göre hakim tarafından serbestce tayin edilecektir.İhtiyati tedbir kararına itiraz HMK’nın 394. Maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 2. Fıkrasına göre ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edilebilecektir. ihtiyati tedbire itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup bu sebepler dışında bır nedenle ihtiyati tedbire itiraz edilemeyecektir.TTK 625. ve 626.maddelerine göre, müdürler görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlüdürler. Müdürler, kanunların ve şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği bütün konularda görevli ve yetkilidirler. Kural olarak şirketler genel kurul tarafından seçilen yöneticileri tarafından temsil ve ilzam edilir. TMK’nın 427/4. Maddesi uyarınca bir tüzel kişinin gerekli organlarından yoksun kalması ve yönetiminin başka yoldan sağlanamaması durumunda yönetim kayyımı atanacağı düzenlenmiştir. Şirket yönetiminin genel kurulca seçilmiş yöneticilerle yapılması, zorunluluk olmadıkça şirket yönetimine müdahale edilmemesi esastır.Somut olayda;dosyaya sunulan delillerden şirket müdürü …’nun hükümlü olup kendisine TMK 407 maddesi uyarınca vasi atandığı, ticaret sicili gazetesi örneklerine göre …San.Tic.Ltd.Şti’ nin ana sözleşmenin 8. Maddesi ile şirketin işlerinin ortaklar kurulu tarafından seçilecek bir veya bir kaç müdür tarafından yürütüleceği, ilk 15 yıl için … seçildiği, 21 ekim 2019 tarihli ticaret sicili gazetesine göre … kişisel bilgisi … olarak kişisel bilgilerin yenilendği, 16 Temmuz 2021 tarihli Ticaret Sicili Gazetesine göre şirket müdürü olarak … ve …’in müdür olarak seçilldikleri, şirketi müştereken temsile yetkili kılındıkları görülmektedir. TMK’nın 427/4. Maddesi uyarınca bir tüzel kişinin gerekli organlarından yoksun kalması ve yönetiminin başka yoldan sağlanamaması durumunda yönetim kayyımı atanacağı düzenlenmiştir. Bu durumda davalı şirketin seçilmiş müdürünün mahkumiyetine karar verildiği, TMK 407 maddesi gereği kısıtlandığı, şirket yönetiminin … ve …’in müştereken temsile yetkili kılındıkları anlaşılmakla bu hususlar üzerinde durulup, mahkumiyetine esas ilam ve tahliye tarihini gösterir evraklar dosya arasına alınarak sonucuna göre tedbir konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile tedbir talebinin reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.21/09/2023