Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/1062 E. 2023/906 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1062
KARAR NO: 2023/906
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2023 (Tensip Zaptı)
NUMARASI: 2023/486 Esas (Derdest)
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; Davacı vekili, davalı şirketin haklı nedenle feshi, işbu taleplerinin kabul edilmemesi halinde müvekkiline ait payların gerçek değerinin saptanıp kendisine ödenmek suretiyle ortaklıktan çıkarılması yahut mahkemece öngörülecek diğer çözümlere karar verilmesi talepli dava dilekçesinde, davalı şirkete dava süresince görev yapmak üzere “Denetici Kayyum Atanmasını”, ilgili kayyıma şirket yönetimi tarafından yapılan ve günlük işler dışında kalan iş ve işlemleri denetleyerek, yönetimin azınlık hissedar haklarına aykırı olarak mal varlıkları üzerinde tasarrufta bulunup bulunmadığı yönünde aylık rapor istenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir/haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Davadaki uyuşmazlığın konusu, şirketin feshi için iddia edilen haklı sebeplerin oluşup oluşmadığı hususudur. HMK’nın 390/3. maddesinde yaklaşık ispat koşulu aramıştır. Ancak bu ispat koşulunun mutlak bir ispat olarak anlaşılmaması gerekir. Somut olayda, davacı iddiası ve dava dilekçesine ekli mahkeme kararları, genel kurul toplantı tutanakları ve noter ihtarları ibraz edilmiştir. Söz konusu delillerin HMK kapsamında ve talebin niteliği gereğince yaklaşık ispat için yeterli olduğunun kabulü mümkün görülmediğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıyı “hasım” olarak gören şirket yetkililerin, mutad işler dışında sayılacak ve davacıya zarar verme kastı ile gerçekleştireceği işlemlerin tespitinin yer aldığını, davacının şirket işleyişini bozma gibi bir amacı olmadığını, yönetici değil denetici kayyum talebinde bulunduğunu, talebin karşılanması açısında gerekli iki şartın da olayda mevcut olup haklı sebep olarak sayılan tüm hususların, genel kurul evraklarına, şirket defter ve belgelerine, mahkeme kararlarına dayandığını, şirketin kötü ve hatta kötü niyet ile yönetildiğini, şirket yönetiminin zenginleşmekte fakat şirket malvarlığının sistematik şekilde küçüldüğünü, bununla da kalmayarak şirket bilançoları küçülürken davalı şirket yönetimimin sözde şirketten alacaklarının sürekli artmakta yani şirket davalı şirket yönetimine artan suretler ile borçlandırıldığını beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE:Talep, TTK’nın 531. Maddesi uyarınca anonim şirketin fesih ve tasfiyesi istemli davada şirkete denetim kayyımı atanması suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. İhtiyati tedbir isteyen taraf, şirketin feshi için haklı nedenlerin bulunduğundan bahisle incelemeye konu ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin olarak talepte bulunmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nda, anonim şirketin feshinin istenmesi halinde şirkete tedbiren kayyımı atanmasına ilişkin bir düzenleme yoktur. Bu halde, tedbire ilişkin HMK’nın 389 vd. Maddelerinin uygulanması gerekir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesi, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklindedir. HMK’nın 390/2 maddesine göre de, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Ayrıca bu kapsamda ihtiyati tedbir talebinin somutlaştırılması gerekir. Somut olayda, davacı, genel kurul kararları ve taraflar arasında açılan davalar ile şirketin haklı nedenle feshine ilişkin iddiaların ispatlandığını ileri sürmüş ise de, davacının sunduğu deliller davanın niteliği ve yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle yaklaşık ispat şartını sağlamaya elverişli değildir. Sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre davalı şirkete denetim kayyımı atanması istemi yönünden ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023