Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/1049 E. 2023/859 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1049
KARAR NO: 2023/859
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/634 Esas (Derdest)
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen ara kararın ihtiyati tedbire itiraz eden davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
TALEP: Davacı vekili bilirkişi raporuna 12/06/2023 tarihli itiraz dilekçesinde; … ’ın dava konusu 02.08.2022 tarihli genel kurulda ibra edilmediği dikkate alındığında, …’ın yönetim kurulu üyesi seçilmesine dair kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, TTK’nın 235. maddesindeki “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde temsil yetkisi, bir ortağın başvurusu üzerine, mahkemece kaldırılabilir. Gecikmesinde tehlike bulunan hâllerde mahkeme temsil yetkisini ihtiyati tedbir olarak kaldırıp bu yetkiyi bir kayyıma verebilir. Kayyımın atanmasını, görevlerini, mahkemece verilen temsil yetkisini ve bunların sınırlarını, mahkeme resen tescil ve ilan ettirir.” hükmünde gecikmesinde tehlike bulunan hallerde temsil yetkisinin kaldırılarak bu yetkinin bir kayyıma verilebileceğini, … yönetim kurulu üyesi seçilmesi kararının kanuna aykırı olması dikkate alındığında özen yükümlülüğüne aykırı şekilde hareket ederek şirketin içini boşaltma ve mal kaçırma saikiyle hareket ettiğinin somut ve kesin delillerle sabit olduğunu, bu niyette olan bir kişinin YK Başkanı olması ve şirketi yönetip ve temsil etmesinin müvekkiller yönünden telafisi imkansız sonuçlar doğuracağını, ayrıca … kızı olan … da YK üyesi olarak göreve devam etmesinin sakıncalı olduğun, kötü niyeti ve husumeti açık olan YK Başkanının ve YK üyesi olan kızı … halen YK Başkanı ve üyesi olarak görev yapmaları mal kaçırma ve şirketin içini boşaltma gibi eylemleri serbestçe yapmasına sebebiyet verecek ve telafisi güç sonuçlar doğuracağını belirterek dava süresi boyunca telafisi güç sonuçların önüne geçmek maksadıyla davalı şirketin YK üyeleri olan … ve kızı … yönetim hakkı ve temsil yetkilerinin kaldırılarak görevlerinden alınmasına ve davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasını ve davalı şirketin hukuka aykırı ve usulsüz olarak gerçekleştirilen 02.08.2022 tarihli genel kurul toplantısının ve toplantıda alınan kararların tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: İlk derece Mahkemesince ihtiyati tedbire talebine ilişkin 04/07/2023 tarihli ara kararında;”…Somut olayda; 02/08/2022 tarihinde 2020 ve 2021 yıllarına olağan genel kurul toplantısında alınan bir kısım kararların tedbiren durdurulması hususunda, davacı tarafça hangi dayanılan gerekçeler ile davalı tarafça sunulan beyanlar kapsamına ve davacı belediyenin başkanı dışında beyanları alınan yönetim kurulu üyelerinin olumsuz görüş bildirmiş olmaları karşısında yaklaşık ispat olgususunun gerçekleşmemiş olduğu, ayrıca dava konusu genel kurul kararının üzerinden geçen uzun süre dikkate alındığında tedbir kararı verilmemesi halinde davacının hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden şu aşamada bahsedilmesinin mümkün olmadığı, tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin de bulunmadığı, tarafların menfaat dengelerinin de gözetilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak genel kurul kararlarının tedbiren durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir. Yine, davanın genel kurul kararlarının butlanı veya iptali talebine ilişkin olması, söz konusu davanın niteliği dikkate alınarak, dava konusu olmayan bir hususta şirket yöneticilerinin görevden tedbiren alınarak şirkete kayyım atanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmaması dikkate alınarak, davacı tarafın, dava sonuçlanana kadar tedbiren, davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri olan … ve kızı … yönetim hakkı ve temsil yetkilerinin kaldırılarak, davalı şirkete kayyım atanması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin de reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir kararına karşı itiraz eden davacılar vekili 31/07/2023 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece gerekçe olarak belirtilen davacı belediye ve genel kurul kararının üzerinden uzun süre geçmesi gerekçelerinin somut olayla uyuşmadığının sabit olduğunu, mahkemece somut olay değerlendirilmeden, doğrudan doğrudan başka bir karardan alıntı yapılarak istinaf dilekçesine konu kararın verildiğini, bu kapsamda somut olayla ilgisi olmayan hukuka aykırı kararın kaldırılması gerektiğini, mahkemece tedbir kararı verilmemesi halinde müvekkillerinin haklarını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaştırmayacağını ya da tamamen imkansız hale getirmeyeceğini belirtildiğini, kendilerine defalarca kez belirtiliği üzere yönetim kurulu başkanı … ve kızı yönetim kurulu üyesi … araç satış, kayıt dışı ticaret, şirketin içini boşaltma vb. eylemleri dikkate alındığında kayyım ve diğer tedbir taleplerinin reddedilmesi durumunda dava konusu haklarını elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağının ya da tamamen imkansız hale geleceğinin sabit olduğunu, …. kızı … müvekkillerinin bilgisi olmaksızın toplantıdan çok kısa bir süre önce şirkete ortak yapıldığını, 02 Ağustos 2022 tarihli genel kurulda …. kızı … yönetim kurulu üyesi olarak aday gösterdiğini, … oy çokluğuna da sahip olması sonucunda kendilerinin muhalefetine rağmen yönetim kurulu üyesi seçildiğini, şirketi temsil etme konusunda münhasır imza yetkisinin verildiğini, bu durumun dahi şirketin kötü yönetildiği ve şirketin hissedarlarının menfaatlerinin yönetim kurulu üyeleri tarafından tehlikeye atıldığını gösterdiğini, … şirketin %60 hissedarı olarak oy çoğunluğunu kendi elinde bulundurarak müvekkillerin pay sahipliği haklarını ve şirkete ilişkin menfaatlerini kötü niyetli olarak tehlikeye attığını, yerel mahkemece her ne kadar davalı şirket yönetim kurulunun müvekkillerini zarar uğratma amacında olduğunun yaklaşık olarak ispatlanmadığı belirtilmiş ise de hem araç satış kayıtları hem de bahsi geçen dosyada dinlenen tanık beyanları yönetim kurulunun müvekkillerini ve murisini zarara uğratma kastında olduğunu ispatlar nitelikte olduğunu, satılan araçların davalı şirkete alım – satım tarihleri incelendiğinde alım tarihleri ile satış tarihleri arasında çok kısa zaman olduğunun görüleceğini, alım – satım tarihlerinin kısa olması, bazı araçların aynı tarihlerde satılması ya da aynı tarihlerde başkası üzerinden satım yapılması ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, araçların davalı şirket aracılığıyla … ve aile üyelerine devredildiğini, davalı şirketin adeta paravan olarak kullanıldığını, şirketin zarara uğratıldığının sabit olduğunu, kötü niyeti ve husumeti açık olan YK Başkanı ve YK üyesi olan kızı … işbu dava süresince halen YK Başkanı ve üyesi olarak görev yapmalarının mal kaçırma ve şirketin için boşaltma gibi eylemleri serbestçe yapmasına sebebiyet vererek telafisi güç sonuçlar doğuracağını, … ve kızı … yönetim hakkı ve temsil yetkilerinin kaldırılarak görevlerinden alınması gerektiğini, dava süresi boyunca telafisi güç sonuçların önüne geçmek maksadıyla davalı şirkete tedbiren kayyım atanması taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca şirkette herhangi bir işçi azalmaması olmamasına rağmen şirketin cirosunun düşmesi, duran varlıklarında azalma olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yüksek enflasyon çerçevesinde artış olması gerekmesine rağmen azalma olmasının şirketin kötü yönetildiğini, gayri resmi ticaret gerçekleştirildiğini, şirketin alacaklarının doğrudan örtülü şekilde şirket ortakları tarafından alındığını açıkça ortaya koyduğunu, tüm dosya kapsamında mezkur genel kurul toplantısının kanuna, dürüstlük kuralına ve esas sözleşmeye aykırı olarak gerçekleştirildiğini ve aynı şekilde genel kurul toplantısında alınan kararların batıl ve kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunun sabit olduğunu, dolayısıyla genel kurul toplantısında alınan kararların uygulanmasının telafi edilemez nitelikte zararların doğmasına sebebiyet vereceğini, bu kapsamda 02/08/2022 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında alınan kararların uygulanmasının tedbiren durdurulması gerektiğini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının 04/07/2023 tarihli ara kararının kaldırılmasını, davalı şirketin YK üyeleri olan … ve kızı … yönetim hakkı ve temsil yetkilerinin kaldırılarak görevlerinden alınmasını ve davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasını ve 02 Ağustos 2022 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında alınan kararların uygulanmasının tedbiren durdurulması gerektiğini ileri sürülmüştür. Davalı … Tic. ve San. A.Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından kurulan tedbir talebine ilişkin ara kararın tüm yönleriyle usule ve yasaya uygun olduğunu, davacılar tarafından haksız ve mesnetsizce, hukuki hiçbir dayanağı ve yararı bulunmadan, kötü niyetle gerçekleştirilen istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki davada ihtiyati tedbir şartlarının mevcut olmadığını, huzurdaki davada uyuşmazlık konusu yapılamayacak ve huzurdaki davaya taraf olmayan yönetim kurulu üyeleri aleyhine ilişkin tedbir taleplerinin mahalli mahkeme tarafından reddedilmesinin usule ve yasaya uygun olduğunu, işbu davada kanunen kayyım atanması için gerekli şartların da müvekkili şirket bünyesinde mevcudiyetinden bahsedilemeyeceğini, her ne kadar davacılar tarafından müvekkili şirketin aleyhine iş ve işlemler yapıldığından, şirketin zarara uğratılarak içinin boşaltığından, gayri resmi ticari faaliyet yürütüldüğünden bahsedilmiş ise de bu durumu ispatlar mahiyette hiçbir belge ve bilginin dosya kapsamına sunulamadığını, belirtilen sebepler neticesinde davacıların istinaf başvurularının reddine karar verilmesini, davacıların müvekkili şirkete kayyım atanması ve olağan genel kurulu toplantısında alınan kararların tedbiren durdurulmasını içerir ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Talep; şirket genel kurul kararının batıl olduğunun tespiti, bu talep yerinde görülmez ise genel kurul kararlarının iptaline ilişkin davada; genel kurul kararlarının uygulanmasının tedbiren durdurulması ve şirketin seçilmiş yönetim kurulu üyelerinin yönetim ve temsil haklarının kaldırılarak görevden alınmalarına ve şirkete kayyım atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik 04/07/23 tarihli ara kararın istinaf incelemesidir.Davalı şirketin 02/08/2022 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların Genel Kurul çağrısının usulüne uygun ve süresinde yapılmaması, davacıların bilgi alma haklarının kullandırılmaması ve davacıların paylarına ilişkin hazirun cetvelinin gerçeğe uygun olarak düzenlenmemesi gerekçeleri ile tamamının batıl olduğunun tespiti ve iptalinin talep edildiği, mahkemece aksi kanaat oluşturulması halinde genel kurulun 5,6,8,9 nolu kararlarının iptalinin talep edildiği görülmektedir. Bahsi geçen genel kurul 5 nolu gündem maddesinin “kar dağıtımına” ilişkin olup, oy çokluğu ile kar dağıtımı yapılmamasına karar verildiği, 6. maddesinin “ek bağımsız denetim raporu alınmasına” ilişkin olduğu, görüşmeler sonucunda şirket yönetim kurulu tarafından belirlenecek bir uzmandan rapor talep edilmesine ve Avukat …’in taleplerinin tamamının reddedilmesine oy çokluğu ile karar verildiği, 8. maddesinin “şirketin 2021 ve 2022 yıllarında görev yapacak olan bağımsız denetim şirketinin belirlenmesine” ilişkin olduğu, oylama sonucunda 2021 ve 2022 yıllarında görev yapmak ve sözleşme imzalamak üzere … A.Ş. ‘nin görevlendirilmesine oy çokluğu ile karar verildiği, ayrıca gündem dışı olarak Avukat … tarafından bağımsız denetçilerce yapılması istenilen hususlara ilişkin taleplerde bulunulduğu, yapılan oylama sonunda oy çokluğu ile taleplerin reddine karar verildiği, 9. maddesinin “yönetim kurulunun seçimine” ilişkin olduğu, yapılan oylama sonucunda şirket yönetim kurulu üyeliklerine 3 yıl için görev yapmak üzere … ve … seçilmelerine ve münferiden şirketi temsil etmelerine, … yönetim kurulu başkanı olarak görev yapmasına” karar verildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince 6102 sayılı TTK’nın 449 maddesi gereğince davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin yazılı görüşü alınarak, değerlendirme yapılmıştır. İlk derece mahkemesine aynı gerekçeler ile istenilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair verilen 25/11/2022 tarihli ara kararının istinaf edilmesi üzerine, dairemizce 2023/76 e. 2023/129 K sayılı ilamı ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Dosyaya bilirkişi raporunun alınması üzerinde davacı vekilince bilirkişi raporuna itirazlarını içerir delikçesinin son bölümünde aynen önceki gerekçeleri ile ihtiyati tedbir taleplerini yenilemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirmede ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir. Genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulması talebinin reddine yönelik istinaf talebi yönünden yapıla değerlendirmede; TTK’nın 449. Maddesine göre, genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 389/1. maddesi ise, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklindedir. HMK’nun 390/2 maddesine göre de, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.Somut olayda; Davacı tarafça anılan genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulması ileride telafisi güç ve imkansız zararların doğmasını önlemek gerekçesiyle talep edilmiş olmakla birlikte ne tür bir zararın doğacağı somut olarak açıklanmış olmadığı gibi önceki ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karardan sonra bu yönde yeni bir delil de dosyaya sunulmuş değildir. İhtiyati tedbir talebine dayanak olarak sunulan deliller davacının iddialarını yaklaşık olarak ispata elverişli değildir. Bunun yanı sıra HMK’nın 389. Maddesinde düzenlenen “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi” sebeplerinin varlığı da dosyanın mevcut durumu itibarıyla yaklaşık olarak ispatlanmış değildir.İptali istenilen genel kurulda … ve … yönetim kuruluna seçildikleri, şirketi münferiden temsile yetkili kılındıkları, 19 Ağustos 2022 tarihli ticaret sicili gazetesinde ilanın yapıldığı, şirketin organsız kalmadığı anlaşılmaktadır. Davacı iddialarının tümünün varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olduğu, bu durumda eldeki davanın konusu da dikkate alındığında mevcut yönetim kurulu üyelerinin tedbiren görevden alınmalarını gerektirir herhangi bir olgu yaklaşık olarak ispatlanmadığı görülmektedir. TMK’nın 427/4. Maddesi uyarınca bir tüzel kişinin gerekli organlarından yoksun kalması ve yönetiminin başka yoldan sağlanamaması durumunda yönetim kayyımı atanacağı düzenlenmiştir. Genel kurul kararının butlan ile sakat olduğunun tespiti istemine ilişkin davada; davalı şirketin yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine engel bir durum ve şirkette organ boşluğu bulunmadığı gibi yönetiminin başka yoldan sağlanamaması ve genel kurulun toplanamaması gibi bir durum da söz konusu değildir.Bu durumda davalı şirketin seçilmiş yönetim kurulu üyelerinin tedbiren görevden alınarak şirkete kayyım atanması isteminin reddine yönelik verilen kararda bir isabetsizlik yoktur. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir talep edenler vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati tedbire itiraz eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İhtiyati tedbire itiraz eden davacılar tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yoluna başvuran ihtiyati tedbire itiraz eden davacılar tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.21/09/2023