Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/1040 E. 2023/798 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1040
KARAR NO: 2023/798
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2023- 04/05/2023 (Ara Kararlar)
NUMARASI: 2022/536 Esas (Derdest)
Birleşen İst. 20. ATM’nin 2023/191 Esas sayılı
dava dosyasında
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz – Birleştirme Kararına İtiraz (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Birleşen İst. 20. ATM’nin 2023/191 Esas sayılı dava dosyasında
DAVA: Davacı vekili tarafından sunulan 26/03/2023 tarihli Dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın hileli işlemler ile davacıyı aldatarak akdedilmesini sağladığı 28/12/2021 tarihli hisse devir sözleşmesi ve buna müteakip akdedilen 03/03/2022 tarihli kapanış sözleşmesinin davacı şirket tarafından iptal edilmiş olduğunu, sözleşme bakiye bedelinin teminatı için …’a verilen 25/02/2023 vade tarihli 1.100.000-USD bedelli ve 25/03/2023 vade tarihli 1.200.00-USD bedelli bononun davacının davalılara herhangi bir borcunun olmaması sebebiyle davacının her iki davalıya borçlu olmadığının tespitini, söz konusu bonoların bedelsizlik bebesi ile iptalini ve hükümsüzlüğünü, davacının çok yüklü bedeller ödediğini, bedeli öderken tehdit altında bulunduğunu, davalılara kıymetli evrakı elinde bulunduran hamiline ödenmemesini, senetlerin işlemlere konu edilmemesini bonoların icra takibine konu edilmesi halende icra takibinin, durdurulmasını, icra veznesine ödeme yapılması halinde ödenen bedellerin alacaklıya ödenmemesinin engellenmesini ve tüm icra işlerinin engellenmesi yönünden alacağın %15i nispetinde teminat karşılığında tedbir karara verilmesini, davanın kabulü ile davacı lehine davalılar aleyhine ödenmek üzere %20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderlerinin davalı tarafın üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İhtiyati Tedbir Yönünden
TALEP: İhtiyati tedbire itiraz eden İstanbul 20. ATM’nin 2023/191 esas sayılı dosyası davalısı … vekili 17/04/2023 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın esasını çözecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, talebi aşacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, istihbar edildiği ve görüleceği üzere borçluların tüm malvarlıklarını devretmekte olduklarını, tedbir kararı kaldırılmayacaksa, tedbirin değiştirilmesini ve tedbirin icra veznesine giren paranın alacaklıya ödeme yapılmaması şeklinde revize edilmesi gerektiğini, müvekkilinin haklılığı ve davacı tarafın iddialarının mesnetsizliği açıkça ortaya çıktığından HMK md. 396 uyarınca ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, Mahkeme bu aşamada aksi kanaatte ise tedbirlerin icra dosyasına giren paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde düzeltilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu 13/04/2023 tarihli kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “davacı tarafından Menfi Tespit istemine ilişkin Mahkememizde ve İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/536 Esasında açılan davaların aynı nedene ve konuya dayalı olduğu, taraflarının aynı olduğu sabittir. Bu yüzden Mahkememizin işbu dava dosyası ile yine İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/536 Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, dava konusunun, taraflarının ve sebebinin aynı olduğu anlaşıldığından ayrıca delillerin birlikte toplanması ve değerlendirilmesinin usul ekonomisi gereği olduğundan dosyanın İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/536 E. sayılı dava dosyasında birleştirilmesine,” karar verilmiştir. İstinaf incelemesine konu 04/05/2023 tarihli ara kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbire itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Davacı vekili, İstanbul CBS Terör şube tarafından devam eden 2023/32295 ve 2023/28731 sayılı dosyalarında soruşturmaya sunulduğunu belirttiği 08/08/2022 tarihli satış vaadi sözleşmesinde 87 M2’lik bir yerin … tarafından 132 milyon TL’ye satıldığına ilişkin açıklamaları ve itiraz duruşmasındaki diğer açıklamaları; BAM kararlarında yapılan tespitler ile birlikte değerlendirildiğinde davaya konu bonoyu ciro yolu ile devir aldığı anlaşılan davalı … yönünden davacı tarafın iddialarının ispata muhtaç olduğu, iddia ve delilin anacak tahkikat aşamasında değerlendirilebileceği, mevcut aşamada tek başına yaklaşık ispat şartını sağlamaya yeterli delil olarak kabul edilmemiş ve birleşen İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/191 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 28.03.2023 tarihli ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı …AŞ nin itirazının kabulü ile, 28.03.2023 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili 18/06/2023 tarihli birleştirme kararına yönelik istinaf dilekçesinde özetle: Davalı … Tarafından 25.09.2022, 25.10.2022, 25.11.2022, 25.12.2022 vade tarihli senetler bakımından ikame edilen Menfi tespit davaları İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2022/536 E. Sayılı dava dosyası ile birleştirilmiş olup, bu birleştirme kararları hakkında her iki davalı tarafından ısrarla davaların birleştirilmesinin mümkün ve muhtemel olmadığı yönünde beyanlarda bulunulduğunu, 25.02.2023 ve 25.03.2023 vade tarihli senetler bakımından açılan huzurdaki davada ise yine aynı davalı yan tarafından çelişkili şekilde davaların birleştirilmesi yönünde beyanda bulunulduğunu, Davalı yanın bu çelişkili beyanına itibar edilerek davaların birleştirilmesine karar verilmesinin hatalı olup birleştirme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili 05/07/2023 tarihli istinaf dilekçesinde özetle: ara karar ile tedbir talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, huzurdaki davanın menfi tespit davası olup tedbir talebinin, iik md 72 düzenlemesi gereğince kabulüne karar verilmesi gerektiğini, İİK md. 72 ile menfi tespit davaları ve verilecek tedbirlerin özel olarak düzenlendiğini, ilk olarak huzurdaki davada davalılar … ile … A.Ş. arasındaki davacıları zarara uğratmak amacı ile kurulan birlikteliği ortaya koyan delillerin göz ardı edildiğini, … A.Ş. firması ile … arasındaki organik bağın dosyaya müteaddit kereler sunulan Ticaret Sicil Gazeteleri ile sabit olduğunu, defalarca talep ve beyan edilmesine rağmen mahkemece bu açık organik bağa dair deliller celp edilmemekte bu bağın görmezden gelindiğini, 22.02.2022 tarihli 10272 sayılı ticaret sicil gazetesi ile sabit olduğu üzere … A.ş. Firmasının % 100 hissedarının … olduğunu, yani ağustos senedinin cirolandığı kişi olup, 03.04.2015 tarihli … sayılı ticaret sicil gazetesi ile görüldüğü üzere …’ın, … A.ş. Firmasının hissedarı ve ortağı olduğunu, …’ın bu şirkette … isimli kişi ile ortak olduğunu, …’in ise diğer yukarıda sayılı tüm firmaların ortağı olup sürekli hisse değişikliği yaptığını, …’in, …’ın yakın dostu olup tüm bu cirantalar ve şirketler bu kişinin faaliyetleri ile ortaya çıktığını, tüm davalılar ile …’ ın birliktelikleri bu ticaret sicil gazetelerinde açıkça görülmekte olup, dosyada mübrez, … vekili tarafından kaleme alınan sulh protokolleri ile 2022 ve 2023 ekim aylarında …’ın, 08.08.2022 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalı … firmasına teslim ettiğini beyan ettiği senetleri davacılara iade etmeyi taahhüt etmesinin bile tek başına davalılar arasındaki muvazaayı ispat ettiğini, daha sonra ise kalan senetlerin tahsili için …’ın işini daha sağlama almak istediğini, bunun için de 08.08.20222 tarihinde yani senetlerin ve senetlerin dayanağı olan sözleşmelerin iptaline dair ihtarnameyi hiç almamış bu konuda hiç bilgisi yokmuş gibi bir senaryo üzerinde planlı şekilde çalışılarak hayata hiç geçmeyen bir satış vaadi sözleşmesi düzenlenerek … A.Ş. firmasının sahneye alındığını, … ve … arasında geçmişten gelen birlikteliğin ticaret sicil gazeteleri ile ortaya konulduğunu, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/536 E. sayılı dosyasında birleşen tüm davaların ve … A.Ş. tarafından takibe konu edilen 6 senedin temel dayanağı olarak savcılığa sunulan satış vaadi sözleşmesi ve davalıların bu sözleşmeye sığınarak yaptıkları muvazaalı işlemlerin ispat edildiğini, yerel mahkemenin istinafa konu ara kararında; dosyaya sunulan delillerin bu aşamada değerlendirilmeyeceği tahkikat aşamasında değerlendirileceği gerekçesinin HMK md. 394 düzenlemesi ve hukuka aykırı olduğunu, davacıların hak arama hürriyetinin tedbirlerin kaldırılması ile ellerinden alındığını, huzurdaki davada ispat yükünün, menfaat sağlayan davalı alacaklıya ait olup, takip konusu alacağın varlık ve miktarının alacaklı tarafından HMK düzenlemelerine uygun şekilde ispatlanması gerektiğini, mahkemenin ara kararının yasal bir gerekçe içermediğini beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: İhtiyati tedbire ilişkin talep, birleşen İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/191 esas sayılı dosyası yönünden, kötüniyetle iktisap iddiasıyla kambiyo senedi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti davasında İİK’nın 72/2. Maddesi uyarınca icra takibinin durdurulması yönünde verilen ihtiyati tedbirin itirazen kaldırılması istemidir. istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, itiraz edilen ihtiyati tedbirin şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı(devir alan) … ile birleşen dosya yönünden davalı …(devreden) arasında … A.Ş. İle … A.Ş. Ve … A.Ş.’nin hisselerinin devri amacıyla “hisse devir sözleşmesi” ve hisse devrinin ardından “hisse devir kapanış sözleşmesi” imzalanmıştır. Hisse devir sözleşmesi kapsamında, birleşen İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/191 esas sayılı dosyasına konu … tarafından, davacı … lehine 03/03/2022 tarihinde 1.200.000,00 USD bedelli ve 25/03/2022 vadeli bono keşide edilmiş ve sırasıyla davalı lehtar …, davacı … tarafından ciro edilmiştir. Yine, hisse devir sözleşmesi kapsamında, birleşen İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/191 esas sayılı dosyasına konu … arafından, davacı … lehine 03/03/2022 tarihinde 1.100.000,00 USD bedelli ve 25/02/2022 vadeli bono keşide edilmiş ve sırasıyla davalı lehtar …, davacı … tarafından ciro edilmiştir. Birleşen İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/191 esas sayılı dosyası yönünden ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafça, hisse devir sözleşmesi kapsamında yapılan devrin ayıplı ve hileli olduğu iddiasıyla devir bedelinin ödenmesi amacıyla verilen dava konusu bonolar nedeniyle borçlu olmadığından bahisle icra takibinin durdurulması için tedbir verilmesi talep edilmiş ve mahkemece İİK’nın 72/2. Maddesi kapsamında tedbir talepleri kabul edilmiştir. Bunun üzerine ihtiyati tedbire itiraz eden İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/191 esas sayılı dosyası davalısı … A.Ş. tarafından iyiniyetli hamil oldukları ve şartlarının bulunmadığı iddiasıyla ihtiyati tedbirin kaldırılması istemiyle incelemeye konu itiraz yapılmıştır.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/2. Maddesine göre, İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesi, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklinde düzenlenmiştir. HMK’nın 394/2. Maddesine göre, ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir.Yukarıda ifade edildiği üzere HMK’nın 390/2 maddesine göre, tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Yaklaşık ispattan anlaşılması gereken ise usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Buradaki amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmez. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda, bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hâkim o iddianın ağırlıklı/kuvvetli ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı etmez.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 818/1-e maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 687/1. Maddesine göre, poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Buna göre, bononun bile bile borçlunun zararına hareket edilerek iktisap edilmesi halinde bono nedeniyle kendisine başvurulan kişi, önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri sürebilir. Bu durumda hem hamilin senet borçlusunun zararına hareket ettiği hemde defi olarak dayanılan temel ilişki nedeniyle senedin bedelsizliği ispatlanmalıdır.Davacı/keşideci … ile … arasında hisse devrine dayalı bir temel ilişki bulunmakta ise de, diğer davacılar … ve … ile … ve birleşen dosyalar davalısı … A.Ş. arasında bir temel ilişkiye dayanılmamıştır. Tedbir talep eden davacılar vekili ihtiyati tedbir talep dilekçesinde … ile aralarındaki hisse devir sözleşmelerinden kaynaklanan ticari ilişkide müvekkilinin aldatıldığını, iradesinin fesada uğratılarak senet elde edildiğini, incelemeye konu birleşen dosya davalıları ile …’ın birlikte hareket ettiğini, aralarında çeşitli bağlantılar bulunduğunu, birleşen dosya davalılarının kötüniyetli olduğunu ileri sürmüşse de, yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle ileri sürülen iddialar bakımından bu aşamada yaklaşık ispat şartının ve İİK 72/2 maddesi kapsamında ihtiyati tedbir koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkemenin 04/05/2023 tarihli ara kararıyla birleşen İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/191 esas sayılı dosyası yönünden verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Her ne kadar İlk derece Mahkemesinin birleştirme kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş ise de; 6100 sayılı HMK’nın 168/1. maddesinde, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna, ancak hükümle birlikte gidilebileceği, şeklindeki açık düzenleme karşısında İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/191 esas sayılı dosyasında mahkemece kendisi ile aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine dair nihai karar niteliği bulunmayan karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından davacının istinaf dilekçesinin incelenmesi mümkün değildir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin 04/05/2023 tarihli ara karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 13/04/2023 tarihli birleştirme kararına yönelik istinaf dilekçesinin HMK’nın 168/1 ve 346/1. maddesi uyarınca REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 14/09/2023