Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1025
KARAR NO: 2023/805
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2023
NUMARASI: 2023/127 D.İş – 2023/126 D.İş Karar
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili talep dilekçesinde özetle; Müvekkilleri aleyhinde ihtiyati haciz koşulları oluşmadan usul ve yasaya aykırı olarak verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile söz konusu mirasın terekenin tespiti ve resmi defter tutulması davası sonunda kabul edilme ihtimaline binaen müvekkillerinin hak kaybına uğramaması adına muris …’nın mirasçıları olarak itirazlarını sunduklarını, senetteki imzanın başka şahıslar tarafından atılmış olma ihtimaline binaen müvekkillerinin hak kaybının önüne geçilmesi amacıyla imzaya itiraz ettiklerini, ihtiyati hacze dayanak senetteki imzanın murise ait çıkması durumunda senedin de baskı ve tehdit ile alındığı kanaatinde olduklarını, murisin davacıya bir borcu olmadığını, buna ilişkin tarafları … ve muris olan anlaşma belgesi adı altında baskı ve tehdit ile imzalanan belgeyi sunduklarını, anlaşma belgesinin içerisinde son cümle olarak baskı ve tehdit ile imzalandığının yazıldığını, davacının soruşturma dosyasına verdiği 04/04/2023 tarihli ifadesinde murisin kendisine arsa satımından kaynaklı 33.000.000,00 TL borcu olduğunu ve bunun için iki eşit senet yaptıklarını, senetlerin vadesinin 31/03/2023 tarihli olduğunu ve aralarında ilişkide senetlerin hatır senedi olduğunu ikrar ettiğini, bu beyanların doğru olmadığını, var ise arsa satımına ilişkin belgelerin sunulması gerektiğini, ifadeye göre senetlerin 16.500.000,00 TL olması gerektiğini, icraya konan senedin 16.800.000,00 TL olduğunu, …’nın tefeci olduğunu ve bu hususta suç duyurusunda bulunulduğunu, bu durumun mevcut senedin ve alacağın hukuki bir zeminde doğan alacak olmadığını, davacı tarafından haksız ve baskı altında alınan bu senedi kendi adına icraya koyamadığı için davacı adına ona ciro edilmiş gibi gösterilerek işleme konulduğunun açıkça görüldüğünü, alacaklı … ile lehtar … arasında gerçek bir borç ilişkisi söz konusu ise bu borçtan zorla imza attırılan muris değil sadece …’nın sorumlu olduğunu, anılan nedenlerle itirazlarının duruşmalı olarak incelenerek ve kabul edilerek kanuna aykırı olarak verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararının kaldırılması taleplerinin kabul edilmemesi halinde ihtiyati haczin talep edilen miktarının %100 oranında teminat karşılığında devam ettirilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ek kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati hacze itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “İİK’nın 265. maddesi uyarınca borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze hangi sebeplerle, hangi sürelerde itiraz edilebileceğine, mahkemece itiraz üzerine ne suretle inceleme yapılacağına dair düzenlemeye yer verilmiştir. Anılan maddenin 4. bendinde ihtiyati hacze itiraz üzerine mahkemenin iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebileceği veya kaldırabileceği, şu kadar ki, iki tarafın gelmemesi halinde dahi evrak üzerinde inceleme yaparak karar vereceği düzenlenmiştir. İİK 265/3. maddesine göre, mahkeme gösterilen sebeplere hasren inceleme yaparak itirazı kabul veya reddeder. İleri sürülmeyen bir itiraz sebebine dayalı olarak ihtiyati haczin kaldırılması mümkün değildir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 625.maddesi hükmü ” Resmî defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçları için icra takibi yapılamaz. Bu süre içinde zamanaşımı işlemez. Acele hâller dışında, davalara devam edilemeyeceği gibi, yeni dava da açılamaz.”şeklinde olup borçlu murisin mirasçılarının Bakırköy 13.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/13 Tereke sayılı dosyası üzerinden borçlu murise ait terekenin TMK’nın 619.maddesi uyarınca tespiti ile resmi defter tutulması talebi ile dava açtığı,yukarıda anılan TMK’nın 625.maddesi uyarınca resmi defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçları için icra takibi yapılamayacağından,ihtiyati hacze itiraz edenlerin itirazının kabulü ile Mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin karar verilmişse de yasal mirasçıların mal kaçırma ihtimali bulunduğundan ve talep edenin haciz uygulamak dışında uygulayacağı başka bir tedbir imkanı bulunmadığını ve TMK 625. maddesinde yer alan acele hal halin somut olayda bulunduğunu, mahkemece acele hal halini gözardı ederek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş olup bu kararın kanuna aykırı olduğunu, TMK 625.Maddesinde “Resmî defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçları için icra takibi yapılamaz. Bu süre içinde zamanaşımı işlemez. acele hâller dışında, davalara devam edilemeyeceği gibi, yeni dava da açılamaz.” denildiğini, işbu hükümden de açıkça görüleceği üzere yasal mirasçıların terekenin tespiti ve resmi defter tutma talepli dava açması halinde acele haller mevcut olduğunda yasal mirasçılara karşı dava ve takip açılabileceğinin kararlaştırıldığını, gerek dava gerekse ihtiyati hacze itiraz eden taraf … T.C. kimlik numaralı …’nın yasal mirasçısı olması nedeniyle …’nın ölümünden itibaren 3 ay içerisinde mirası kayıtsız ve şartsız reddettiğini beyan edene kadar …’nın yasal mirasçısı sıfatına sahip olduklarını, özellikle …’nın mirasçılarından … T.C. kimlik numaralı … ve … T.C. kimlik numaralı …’nın 18 yaşından küçük olması nedeniyle eşi … T.C. kimlik numaralı … kendisi adına asalaten çocukları adına ise velayeten mirasçı sıfatına sahip olduğunu, işbu nedenle …’nın herhangi bir sulh hukuk mahkemesinden veya noterden mirasçılık belgesi talep etmesi halinde rahatlıkla mirasçılık belgesi alabileceğini, nitekim yasal mirasçılar tarafından 07.04.2023 tarihinde Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/939 Esas sayılı dosyası üzerinden mirasçılık belgesi alındığını, mirasçılık belgesini almış ve mirası reddetmemiş olan yasal mirasçılar tereke tespit ve resmi defterlerin tutulması davası devam etmesine rağmen muris …’nın banka hesaplarından … kendisi adına bağımsız olarak, çocukları adına ise sulh hukuk mahkemesine başvurarak dilediği miktarı çekebileceği gibi … adına kayıtlı taşınmazları da yine kendisi adına bağımsız olarak çocukları adına ise sulh hukuk mahkemesine başvurarak mahkeme kararı ile dilediği gibi satabileceğini, böyle bir başvurudan ve neticeden müvekkilin haberdar olma imkanı da bulunmadığından … kendisi adına asaleten çocuklarının vasisi ve velayetin kendisinde olması nedeniyle velayeten/vesayeten çok hızlı bir şekilde senedin asıl borçlusu olan muris …’ya ait borçlardan kurtulmak amacıyla eldeki taşınır ve taşınmazları satmak veya …’ya ait banka hesaplarında mevcut bakiyeleri çekmek suretiyle mal kaçırabileceğini, terekenin tespitinin ve resmi defterlerin tutulması davasının yasal mirasçıların mal kaçırmasına engel teşkil eden bir dava olmadığını, ihtiyati hacze itiraz eden tarafın mal kaçırma ihtimalinin mevcut olması ve yasal mirasçılar tarafından mal kaçırma ihtimaline karşılık talep edenin alabileceği tek önlemin murisin terekesinden yasal mirasçılara geçecek mirasa haciz uygulamak olması göz önüne alındığında somut olayda TMK 625. Maddesinde yer alan acele halin mevcut olduğu açık olmakla beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Aleyhine ihtiyati haciz istenen vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: alacaklının ileri sürdüğü iddialardan hiçbirinin TMK amir hükmünün uygulanmaması için bir sebep teşkil etmediğini, murisin 04/04/2023 tarihinde vefat ettiğini, mirasçı borçlular tarafından bu süre zarfında mirası kabul anlamına gelecek hiçbir işlem yapılmadığını, taraflarınca ileri sürülen itirazların yerinde olup, alacaklı tarafından gerçek bir borca ait olmayan senedin işleme konulup borçlular üzerinden haksız kazanç elde edilmeye çalışılması kötü niyet göstergesi olup istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, kambiyo senedine(bono) dayalı olarak verilen ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, terekenin resmi tasfiyesinin ihtiyati hacze engel olup olmadığı noktasındadır. İhtiyati haciz isteyen tarafça, 30.09.2022 keşide ve 31.03.2023 vade tarihli 16.800,00 TL bedelli bononun ödenmediğinden bahisle, ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, Mahkemece talep kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Bunun üzerine ihtiyati hacze itiraz eden tarafından, terekenin resmi tasfiyesinin yapıldığı iddiasıyla ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle incelemeye konu itiraz yapılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Muris …’nın terekesinin resmi defterinin tutulmasının talep edildiği ihtilaf konusu değildir. Mirası reddetmeye hakkı olan her mirasçı, terekenin resmi defterinin tutulmasını isteyebilir(TMK m. 619/1). Resmi defter tutulması devam ettiği sürece mirasbırakanın borçları için icra takibi yapılamaz(TMK m. 625/1). Acele haller dışında, davalara devam edilemiyeceği gibi, yeni dava da açılamaz(TMK m. 625/3). Defteri inceleme süresi bittikten sonra her mirasçı, mahkemece bir ay içinde beyanda bulunmaya çağrılır(TMK m. 626/1). Mirasçılardan her biri, tanınan süre içinde mirası reddettiğini veya resmi tasfiye istediğini ya da deftere göre veya kayıtsız şartsız kabul ettiğini beyan edebilir(TMK m. 627/1). Anılan düzenlemelere göre, mirasçıların murisin borçlarından sorumlu olmaları, resmi defterin tutulmasından sonra mirası kabul etmeleri halinde mümkün olacaktır. Bu durumda, ihtiyati haczin talep edildiği tarih itibariyle resmi defter tutma işi devam ettiğine göre mirasçıların talebe borçtan sorumlu olduklarına ilişkin yaklaşık ispat şartı gerçekleşmemiş durumdadır. İhtiyati haciz isteyen tarafından acele hallerde ihtiyati haczin verilebileceğini ileri sürmüş ise de bu hususta dahi yaklaşık ispat bulunmamaktadır. Bu nedenle, mahkemece itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati haciz talep eden tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.14/09/2023