Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/989 E. 2022/808 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/989
KARAR NO: 2022/808
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2022
NUMARASI: 2021/509 Esas-2022/103 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2022
İlk derece mahkemesince verilen görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; … Anonim Şirketi’nin, … Ticaret Limited Şirketi ve … Limited Şirketi firmalarına satmış olduğu boya emtiasının Kocaeli’den Kastamonu’ya taşınması işinin davacının sigortalısı … tarafından üstlenildiğini, emtianın 11/10/2019 tarihinde Kocaeli’den Kastamonu’ya taşınmak üzere davalı sürücüsü … idaresindeki, diğer davalıya ait … plakalı tıra yüklendiğini, ancak alıcılarına teslim edilmediğini, 73.467,40-TL değerindeki çalınan mal bedelinin, … Anonim Şirketi tarafından müvekkili sigortalısından talep edildiğini, yapılan ekspertiz incelemesi sonucu, çalınan emtia bedelinden tenzili muafiyetin düşülmesiyle 9.553,81-USD tutarında zarar meydana geldiğinin tespit edilmiş olduğunu, müvekkili tarafından sigortalının zararının karşılandığını, müvekkilinin TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortalısının “kanuni halefi” sıfatına haiz olduğunu, meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen davalıların sorumlu olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalılar tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …’un cevap dilekçesinde özetle; … Tic. A.Ş. Firmasında 2016 yılından bu yana Elektrik tekniker olarak görev yaptığını, tır, kamyon gibi araçları kullanamadığını, … isimli şahısı tanımadığını, kim olduğunu bilmediği kişi ya da kişilerin nerden ele geçirdiklerini bilmediğini, ehliyetini kopyalayarak başkalarını dolandırmaya kalktıklarını, ehliyet kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, konuyla ilgili daha öncesinde de savcılık şikayetleri olduğunu ve ehliyetteki şahsın bana ait olmadığını, üzerinde oynandığı tespit edilerek kovuşturmaya yer olmadığı hususunun netleşerek savcılık kararlarının tarafına tebliğ edildiğini, söz konusu dava ile herhangi bir ilgisi olmadığını, davadan beratini, çıkacak tüm masrafların davalı üstüne bırakılarak davanın şahsı adına tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’a dava dilekçesi ve tensip zabtının 19.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı … tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesi’nde bakılacağı hususlarının düzenlendiği, davalı gerçek kişilerin ticari işletme unvanının olmadığı, gerçek kişi tacir unvanlarının olmadığı, davalı …’un esnaf kaydına rastlanılmadığı, davalı …’ın işletme hesabına göre defter tuttuğu, bilanço usulüne göre defter tutulmadığından BA-BS formlarının sunulmadığı, davanın niteliği itibari ile 6102 Sayılı Kanun’un 4-5.md kapsamında kalmadığı bu haliyle 6100 Sayılı Kanun’un 2. maddesinde yer alan ”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli Mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.” hükmü gereğince davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK.’nın 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca görev yönünden usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava ticari dava olduğundan TTK’nın uyarınca tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğunu, davalı …’ın dava konusu taşımayı üstlendiğini ve bu taşımaya ilişkin nakliye faturası düzenlediğini, ayrıca taşımanın yapıldığı kamyonun maliki olduğunu, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; söz konusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında “yargılama usulüne” ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece yargılama yaparak uyuşmazlığın çözülmesi gerektiğini, bu hususun, hukukun öngörülebilir olmasının, usul ekonomisinin ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğünün de gereği olduğunu, o halde gerek davalı araç sürücüsü ve gerekse de davalı sigorta şirketinin sorumluluğu aynı maddi olaydan kaynaklamış ve zarar tek olmakla, davaların birlikte görülmesinin zorunlu olduğunu, bütün talepler yönünden ihtilafın özel mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemesince çözüme kavuşturulması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak mahkemenin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet sigorta poliçesi uyarınca davadışı akti taşıyıcı dışı sigortalının taşıma sözleşmesinden kaynaklanan ve zarar görene ödenen hasar bedelinin davalı fiili taşıyıcı ve araç sürücüsünden TTK.’nun 1472. maddesine rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkeme davalıların gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığı ve tacir olmadıkladıkları gerekçesiyle davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmişbu karara karşı davacı sigorta vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 6100 Sayılı HMK.’nın 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir. Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir. Dava sigortalısının haklarını ödeyen sigortacının sigorta poliçesinden kaynaklanmayan, kanundan aldığı yetkiye istinaden ve taşıma sözleşmesi nedeniyle dava dışı siğortalı yerine geçmek suretiyle halef sıfatıyla hareket ettiği bir alacakdan kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlık, TTK.’nın 4. maddesinde uyarınca TTK da düzenlenen taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakta olup ,araç sürücüsü ise taşımadan meydana gelen zarardan haksız fiil hükümleri uyarınca sorumludur. Taşıma sözleşmesinden dava mutlak ticari dava niteliğinde olup görevli mahkemenin tayininde davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ve tarafların tacir olup olmamasının bir etkisi bulunmamaktadır. Buna göre Taşıma sözleşmesinde özel görevli mahkeme ticaret mahkemesi olup, davaya konu taşımadan kaynaklanan tek bir zarar yönünden araç sürücüsü hakkında açılan davanının da birlikte görülmesi ve bütün talepler yönünden ihtilafın aynı mahkemede çözülmesi gerektiğinden ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2017 tarihli 2015/2751 – 2017/10218 sayılı ve ) mahkemece mutlak ticari dava olan eldeki davada Ticaret mahkemesi olarak görevli olduğu hususu göz ardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile davalıların tacir olmadığı ve davanın da ticari dava olmadığı gerekçesiyle görev dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunu kabulü ile derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-3 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 23/06/2022