Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/984 E. 2022/917 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/984
KARAR NO: 2022/917
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2022
NUMARASI: 2019/158 Esas – 2022/76 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/09/2022
Taraflar arasındaki Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, tarafına gönderilecek mal karşılığında, dilekçe ekinde sunulan banka dekontlarında görüleceği üzere, 29.12.2017 tarihinde 20.000 TL ve 2.000 TL, 15.02.2018 tarihinde 2.000 TL, 20.03.2018 tarihinde 5.000 TL “yapılacak mal karşılığı verilen peşin avans” açıklaması ile toplamda 29.000,00 TL’nin davalıya ait … IBAN nolu … Bankası hesabına EFT yoluyla gönderildiğini, davalının kararlaştırılan malları müvekkili şirkete teslim etmediğini, söz konusu bedelleri de iade etmediğini, bunun üzerine 20.12.2018 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya 28.01.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı/borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak takibe itirazda bulunduğunu ve takibi durdurduğunu ileri sürerek itirazın iptal ile takibe devam edilmesini, haksız ve kötü niyetli borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usulüne uygun bir arabuluculuk daveti ve görüşme süreci bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeni ile iş bu davanın reddi gerektiğini, davacı tarafından iade edilmediği iddia edilen bedellerin müvekkilinin eşi …’ın … Ltd. Şti. nezdindeki cari hesap alacağından ödenmiş olduğunu, borcun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davacı şirketin … isminde ticari işletme kaydının bulunmadığı, davalı …’ın esnaf kaydının bulunduğu, meslek dalının karayolu ile yük taşımacılığı olduğu, bağlı bulunduğu meslek odasının Lapseki Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası’na kayıtlı olduğu, davalı …’ın tutmakta olduğu defterlerinin İşletme hesabına göre tutulduğu, görev hususunun Mahkemece resen her aşamada değerlendirilebileceği, davanın niteliği itibari ile 6102 Sayılı Kanunun 4-5. md kapsamında kalmadığı bu haliyle 6100 Sayılı Kanunun 2. maddesinde yer alan ”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli Mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.” hükmü gereğince davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu” gerekçeleriyle dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 mad uyarınca görev yönünden usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve HMK 20. md. uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hal Hakem Heyeti Ve Toptancı Hal Konseyi Hakkında Yönetmeliğin 11/2 maddesi gereğince hal hakem heyetine başvurunun zorunlu olduğunu, Hal Hakem Heyetine başvurulmaması sebebiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bu hususta 12.03.2020 tarihinde itiraz edilmiş ise de mahkemece itirazları değerledirilmeden ve karar verilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, faturaya alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin hangisi olduğu ve hakem şartının hangi sıraya göre inceleneceği noktasındadır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6100 sayılı HMK.’nın 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK.’nın 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir. Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir. Somut olayda uyuşmazlık TBK da düzenlenen satım sözleşmesinden kaynkalanmakta olup, TTK 4. maddesinde sayılan sözleşmeler arasında düzenlenmemesine göre mutlak ticari dava niteliği bulunmamaktadır. Bu durumda dava da ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığının belirlenebilmesi bakımından davanın nispi ticari yani uyuşmazlığın her iki tarafın ki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığının da tespiti önem arz edecektir. Davacı şirket tacir olup, dosya kapsamından davalı tacir olmadığı anlaşılmaktadır.Buna göre nispi ticari dava niteliği bulunmayana davaya bakmakla görevli 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesi olup, uyuşmazlığın Hal Hakem heyetinine tabi bir uyumazlık olup olmadığının değerlendirilmesi görevli mahkemece ön sorun olarak incelenerek karar bağlanacağından mahkemece davanın görev dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularınını reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 08/09/2022