Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/963 E. 2022/834 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/963
KARAR NO: 2022/834
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2021
NUMARASI: 2021/8 Esas – 2021/774 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Tic. A.Ş. nün yürüttüğü ticari faaliyetler kapsamında taşıma işinde meydana gelebilecek muhtemel risklere karşı Yurtiçi Taşıyıcı Mesuliyet Nakliyat Sigorta Sözleşmesi ile teminat altına alınmış olduğu, bu kapsamda Çerkezköy’den Hadımköy’e taşınma işinin 2 no.lu davalıya devredilmiş olduğu, ve 1 nolu davalının sevk ve idaresindeki 2 no.lu davalıya ait … plaka sayılı aracın taşıma esnasında direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yüklenmiş olan emteaların zarar görmüş olduğu, dava dışı … Tic. A.Ş. nin yine dava dışı … firmasına satmış olduğu traktör aksamına yönelik emteanın alıcısına ulaştırılması için taşıma işinin … “ye verilmiş olduğu, bu firma tarafından da sigortalıya devredilmiş olduğu, 09.02.2019 tarihinde söz konusu emteanın davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyona yüklenerek taşıma irsaliyesi düzenlenmiş olduğu, söz konusu kamyonun Silivri yakınlarında tek taraflı kaza yapmış olduğu, kazalı kamyonda yüklü emtcaların zarara uğradığı ve toplam zararın 40.141,41TL olduğu, söz konusu kazadan …” ın taşıyıcı / işleten sıfatı ile sorumlu olduğu bu vs. nedenler ile haksız yapılan itirazın iptal edilerek takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … – … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, malın yüklenmesi ile ilgili sorumluluğun … Şirketine ait olduğu ve ihbarda bulunulması gerektiği, ayrıca zararın tespitinin hatalı yapılmış olduğu, taşınan malların tahta kutular içinde seperatörler ile ayrılarak yükleme yapılmış olduğu, ayrıca hasar tespitinde müvekkilinin hazır bulunmadığını, mevcut hasarların yüklemeyi yapan şirketin malları dengesiz olarak yüklemiş olmasından kaynaklı hasarın meydana gelmiş olduğu, olay yeri fotoğrafları incelendiğinde kazanın düz yolda meydana gelmiş olduğunu, ayrıca devrilmenin yüklemeden hemen bir kaç km mesafede meydana gelmiş olduğu, müvekkilinin hiçbir şekilde sorumluluk alıcı bir sözleşmeye imza atmamış olduğu bu nedenler ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Somut uyuşmazlıkta yetkili icra dairelerinden birinde takip başlatılmadığı anlaşılmış olup, usulüne uygun başlatılmış bir icra takibinin ve itirazın iptali davası açısından dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından HMK 114/2 ve İİK’nun 50 ve 67 maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK m. 16 uyarınca haksız fiilde zarar görenin yerleşim yerinin yetkili olduğunu, müvekkili tarafından haksız fiil nedeniyle meydana gelen zararın tazmin edildiğini, bu nedenle müvekkilinin yerleşim yerinin yetkili olduğunu, halefiyet gereği tüm hak ve alacaklar devralındığından rücu alacağının para borcu olduğunu, dava konusu borç TBK m. 89 uyarınca para borcu olup alacaklı müvekkili şirket merkezinin bulunduğu yer olan yetkili icra dairesinde takip başlatıldığını, bir an için icra müdürlüğünün yetkisiz olduğu varsayılsa bile Kapaklı ilçesinin bağlı olduğu adliyenin Çerkezköy Adliyesi olduğunu, bu kapsamda davalı … bakımından da yetkili icra dairesinin ancak Çerkezköy İcra Dairesi olabileceğini, bu nedenle mahkeme kararında, yetkili icra dairesini hatalı gösterdiğinden hükmün istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılması gerektiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine uyarınca dava dışı sigortalıya ödenen, yurtiçi taşıma sözleşmesinden kaynaklanan hasar bedelinin, TTK.nun 1472 nci maddesindeki halefiyet ilkesine göre taşıyıcıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, takibin yetkili icra dairesinde başlatılıp başlatılmadığı noktasındadır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçluları hakkında, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “taşıma sırasında hasarlanan emtianın hasarlanması nedeniyle oluşan zararın TTK’nın 1472. Maddesi uyarınca rücuen tazmini” sebebine dayalı olarak 40.141,41 TL asıl alacak ve 648,04 TL işlemiş faizinin tahsili istemiyle 24/01/2020 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, takip borçluları tarafından icra dairesinin yetkisi ile birlikte borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takip durmuştur. Davacı taraf, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Mahkemece, icra dairesinin yetkisine itiraz yerinde görülerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. İİK’nın 67. maddesi uyarınca, itirazın iptali davasında takibin yetkili icra dairesinde yapılması dava şartı olup icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde mahkemece öncelikli olarak İİK’nın 50/1 maddesi yollamasıyla, HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine göre icra dairesinin yetkisine itiraz hakkında bir karar vermesi gerekir. İcra dairesinin yetkisine yapılan itirazda, itiraz eden borçlunun yetkili icra dairesini bildirmesi gereklidir. Davalı takip borçlusu tarafından itirazında, yetkili icra dairesinin bildirilmediği takdirde ortada usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığından taraflar yönünden takip yapılan icra dairesinin yetkisi kesinleşecektir. Davalı takip borçluları süresi içerisinde takibe itiraz etmişler ve itirazlarında yetkili icra dairesinin Çerkezköy İcra daireleri olduğunu bildirmişlerdir. Bu durumda mahkeme öncelikle tetkik merciinin (icra hukuk mahkemesinin) yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 6/1. maddesinde, genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. Ayrıca, HMK’nın 16. Maddesine göre, haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Davaya konu taşıma, emtianın satıcının Çerkezköy/Tekirdağ tesislerinden Hadımköy/İstanbul adresine taşınmasına ilişkin olup yurtiçi taşıması niteliğindedir. Bu nedenle uyuşmazlığa Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin de uygulanması gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 890. Maddesindeki düzenlemeye göre de, taşımadan doğan hukuki uyuşmazlıklarda, malın teslim alındığı veya teslim için öngörülen yer mahkemesi de yetkilidir. Fiilî taşıyıcıya karşı açılacak dava, asıl taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde, asıl taşıyıcıya karşı açılacak dava fiilî taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Dosya kapsamındaki belgeler göre, dava dışı sigortalı şirketin Bağcılar/İstanbul’dur. Davalıların adresleri ise Çerkezköy/Tekirdağ ve Kapaklı/Tekirdağ’dır. Buna göre icra takibinin taşımanın taraflarının hiçbirinin yerleşim yerinde yapılmadığı açıktır. Yükün yükleme yeri Çerkezköy/Tekirdağ, teslim yeri ise Hadımköy/İstanbul’dur. Bu halde de icra takibinin yükleme veya teslim yerlerinden birinde başlatılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca trafik kazası Silivri’de meydana gelmiş olup, takibin başlatıldığı icra dairesi, haksız fiilin meydana geldiği yer icra dairesi olmadığı gibi zarar gören davacının sigortalısının adresinin bulunduğu yer icra dairesi de değildir. TTK.nun 1472 nci maddesine göre rücuan alacak istemine ilişkindir. Anılan maddede düzenlenen halefiyet yasal, sınırlı ve cüzi halefiyet niteliğindedir. Halefiyete dayalı rücu davası esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi olarak sigortacı tarafından açılması olduğundan, sigortalı ile ona zarar veren arasındaki yasal hükümlere göre görülüp sonuçlandırılır. Yargıtay’ın 17.01.1972 gün 1970/2 Esas 1972/1 sayılı İçtihadı Birleştirme kararına göre, halefiyet ilkesi gereği alacağa halef olan sigorta şirketinin sahip olduğu hak ve yetkiler sigortalısının sahip olduğu hak ve yetkiler ile sınırlı olup, bu kapsamda sigorta tazminatını ödeyen sigortacının zarara sebebiyet veren aleyhinde başlattığı takipte yetkili icra dairesi, sigorta ettirenin sorumlular aleyhine yapabileceği takipte yetkili olan icra dairesi olacaktır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 89. Maddesinindeki ifa yerine ilişkin düzenleme sözleşmeden kaynaklanan para borçlarına ilişkin olup, davacının sigortalısının adresinin Bağcılar/İstanbul olması karşısında ifa yerine ilişkin bu düzenleme ve dolayısıyla HMK’nın 10. Maddesinin somut olayda uygulanma olanağı yoktur. Sonuç olarak icra takibi HMK ve TTK’da gösterilen yerlerden hiç birinde başlatılmamıştır. Davalılar takibe itirazlarında davalı takip borçlularının ikamet yeri itibariyle bağlı olduğu yer olan Çerkezköy icra dairelerini yetkili icra dairesi olarak bildirmişlerdir. Bu haliyle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz usulüne uygun ve itirazda gösterilen icra dairesi de HMK’nın 6. Maddesi uyarınca genel yetkilidir. Bu nedenle mahkemece takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022