Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/953 E. 2022/692 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/953
KARAR NO: 2022/692
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ: 31/03/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/236 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik 31/03/2022 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; müvekkillerinin davalı ile aralarında olan kişisel husumetlerin şirkete yansımaması yönünde büyük çaba gösterirken, Yönetim Kurulu’nun aksi yönde hareket etmesi, şirket içerisinde birtakım usulsüzlük gerçekleştirmeleri, müvekkillerinin en temel azınlık haklarının ihlal etmeleri, finansal tablo ve bilançoların şeffaflıktan uzak olması, şirket içerisindeki cinsel taciz olayının yönetim kurulu başkanı tarafından örtbas edilmeye çalışılması ve benzeri bir çok iş ve işlemlerin ayyuka çıkması ile birlikte, bunun önüne geçemeyeceğini ve husumetin artık geri dönülemez şekilde derinleşip, ortaklığın devamının çekilmez hale geldiğini idrak eden müvekkillerinin son çare olarak 07/10/2021 tarihinde, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/636 Esas sayılı dosyası ile şirketin haklı sebeple feshini talep ettiklerini belirterek, … Anonim Şirketi’nin 19/06/2019 tarih, 2019/7 numaralı yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespit edilmesi ile davada nihai karar verilinceye kadar ilgili yönetim kurulu kararının icrasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati tedbire karar verilmesi gerektiği, mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden ve talebin kabulü halinde yargılamanın sonunda elde edilecek halin ihtiyati tedbir ile istenemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin bu aşamada reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; uyuşmazlık konusu yönetim kurulu kararının özü ve tesis edildiği süreç ile muhteviyatı itibariyle müvekkillerinin kişilik hakları ve T.C Anayasası’nın seyahat özgürlüğü, Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti, Mülkiyet Hakkı başta olmak üzere en temel anayasal haklarına aykırılık teşkil ettiğini ve şirket bekası ile hiçbir alakası olmayan sadece … ve yönetim kurulu üyesi olan/olmayan aile bireylerinin şahsı çıkarlarına hizmet vermeye yönelik bir karar olduğunu, müvekkilleri açısından telafisi imkansız büyük bir mağduriyete yol açılmaması açısından 19/06/2019 tarihli yönetim kurulu kararının uygulanmasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep; derdest davalı Anonim şirketin 29/06/2019 tarihli 2019/ 7 nolu yönetim kurulu kararının butlanının tespiti davasında davaya konu yönetim kurulu kararının tedbiren icrasının durdurulması istemine ilişkindir. TTK.’nın 390. maddesi uyarınca YK kurulu kararları özel nisap gerektirmeyen ve oy çokluğu ile alınabilecek kararlardan olup,TTK 391 maddesinde eşit işlem ilkesine aykırı, şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, ya da diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin yönetim kurulu kararlarının batıl olduğu düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK da Genel kurul kararlarının icrasını geri bırakılmasına ilişkin olarak 449. maddesinde özel bir tedbir düzenlenmiş ise de yönetim kurulu kararlarının icrasının geri bırakılmasına ilişkin böyle bir özel düzenleme bulunmadığından, tedbir talebi 6100 sayılı HMK ‘nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Buna göre, tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Somut olayda, davaya konu yönetim kurulu kararı oy birliği ile alınmış olup, dosyanın geldiği aşama itibariyle davacıların yönetim kurulu kararının batıl olduğuna ilişkin ileri sürdükleri butlan sebepleri yönünden haklılıklarının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde delil bulunmamasına göre mahkemece davaya konu yönetim kurulu kurul kararının icrasını geri bırakılması yönelik tedbir talebininin yasal koşulların oluşmadığı gerekçesi reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle , ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunu reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 02/06/2022