Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/94
KARAR NO: 2022/649
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2021
NUMARASI: 2020/524 Esas – 2021/835 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2022
araflar arasındaki Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalıdan 01.11.2019 tarihinde 21.240,00 TL bedel ile satın aldığı … marka belge tarayıcısının ana kartında arıza olduğu, kullanım hatası olmayıp, imalat hatasından kaynaklanan bu arızanın onarım ile giderilemeyeceğini belirterek misli ile değiştirilmesi olmadığı takdirde ödenen bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında satım ilişkisi bulunmadığı, davacının sözkonusu ürünü dava dışı … Ltd. Şti. Firmasından satın aldığı, müvekkilinin toptan satış şirketi olup, sadece bilgisayar firmaları ile çalıştığı, ürünün distribütörünün … A.Ş, üreticisinin de … olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen rapor doğrultusunda; dava dilekçesi ekinde sunulan faturadan anlaşıldığı üzere davacının davaya konu tarayıcıyı dava dışı … Ltd. Şti’den satın aldığı, bilirkişi heyet raporunda SMMM bilirkişisi tarafından yapılan inceleme neticesinde; tarafları arasında herhangi bir ticari faaliyet bulunmadığının anlaşıldığı, davacı vekilinin 23/03/2021 tarihli beyan dilekçesi ekinde sunduğu 23/10/2019 tarihli faturada davalının, dava dışı … Ticaret Ltd. Şti’ye aynı özellikte bir belge tarayıcısı sattığı görülmekte ise de; davacının talebine konu tarayıcının 23/10/2019 tarihli faturada bilgileri yer alan tarayıcı olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, davacının tarayıcıyı davalı aracılığıyla satın aldığı hususunun ispatlanamadığı, bu bağlamda tarayıcıda meydana gelen arızadan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;TBK’nda sorumluluk sebepleri düzenlenmiş olup, borç doğuran ilişki için muhakkak ‘doğrudan sözleşme ilişkisi’ bulunması gerekmediği gibi örneğin ‘haksız fiilde’ ‘sebepsiz zenginleşmede’ sorumluluk söz konusu olduğı gibi kimi durumlarda kusursuz sorumluluğun dahi söz konusu olabildiği, kaldı ki, somut olayda, ‘ayıplı mal’ mevcut olmakla bu halde davalının bizzat kendisine ait (kendisince üst satıcı olarak) sattığı ‘ayıplı mal’dan sorumlu tutulamayacağına dair bir kabulün hukuka aykırı olduğu, Müvekkilinin, … Ltd.Şti Şti.’nden 01/11/2019 tarihinde … marka belge tarayıcısı satın aldığı, 21.240 TL bedelle satın alınan ürünün pasif (kapalı) halde iken kablosunun yandığı, bu sebeple, müvekkilim-davacı 14.01.2020 tarihinde yetkili servis …’ya “cihaz cızırtılı ses çıkartıyor, bağlı bulunduğu cihazı görmüyor, usb girişinde sorun var, kendiliğinden power kablosu yandı” arızalarını bildirerek başvurulduğu, yetkili servise de beyan edildiği üzere satın alınan ürünün takılı olduğu prizin akım korumalı olduğu ve müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığı, yetkili servisin onarımın 4.565,40TL bedel karşılığında yapılacağıni bildirdiği, bu hususun hukuka aykırı olduğu, ürünün garanti kapsamında olup, arızanın kullanım hatasından meydana gelmediği, anakartın elektronik ürünlerin oldukça önemli bir parçası olup, bu ayıbın onarımından ziyade değişimini gerektirdiği, Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın pasif husumetten reddinin hukua aykırı olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 227. Maddesinde, satım konusunun ayıplı olması halinde alıcının seçimlik haklarının düzenlendiği, bu maddeye dayalı olarak misli ile değişim olmadığı takdirde bedel iadesinin istendiği, taraflar arasında doğrudan sözleşmesel bir satış-alış olmasa da, müvekkilinin … Tic.Şti.’nden 01/11/2019 tarihinde satın aldığı belge tarayıcısını bu firmaya satanın huzurdaki davalı olduğu, bu durumun ticari defter ve kayıtlar ile ortada olduğu, davalının, davaya konu ürünün toptan satışını yaptığını cevap dilekçesinde açıkça belirttiği, ayrıca müvekkilinin ürünü satın aldığı … Tic. Ltd. Şti. ile davalı arasında satış sözleşmesi olduğunun da defter incelemesinde de tespit edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, satım konusu malın ayıplı olduğu iddiasıyla misli ile değiştirilmesi olmadığı takdirde satım bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Yasal dayanağı TBK 219 ve devamı maddeleridir. Öğretide ayıp satılanda, hasarın geçtiği anda, zikir ve vaad edilen nitelikleri bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır(Yargıtay HGK’nın 24.05.2017 tarih, 2017/19-1633 E.- 2017/1013 K. Sayılı kararı). Ayıba karşı tekeffül borcu ise, satılan şeyde satıcı tarafından zikir ve vaat edilen vasıfların bulunmamasından veya satılan şeyin değerini yahut akit gereğince ondan beklenen faydaları azaltan veya kaldıran noksanları bulunmasından satıcının sorumlu tutulmasını ifade eder. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun doğabilmesi için taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin varlığı ve ayıbın sözleşmenin kurulduğu anda mevcut olması, ayıbın önemli olması, alıcının sözleşmenin kurulduğu anda ayıbın varlığından haberdar olmaması ve en nihayetinden alıcının kendisine düşen muayene ve ihbar yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekir. Aksi halde satılan, alıcı tarafından mevcut haliyle kabul edilmiş sayılır. Bu şartların sağlanması halinde alıcı satıcıdan veya garanti kapsamında ise garanti sağlayıcıdan 6102 sayılı TTK 23. ve 6098 sayılı TBK 223 .maddeleri uyarınca tanının haklardan faydalanabilmektedir. Somut olayda davacı firma ile dava dışı … Ltd. Şti arasında satış sözleşmesi imzalandığı, bahse konu ürünün yüksek voltaja dayalı olarak arızalandığı yönünde yetkili servis raporu düzenlendiği dosya kapsamında yer alan deliller ve davacı tarafın kabulüyle sabittir. Bu kapsamda taraflar arasında satım sözleşmesinin bulunmadığı, davacının ayıplı olduğunu iddia eden belge tarayıcısını dava dışı … Lt.d.Şti’den satın aldığı, davalının da söz konusu satıma konu ürün yönünden garanti veren sıfatını sahip olduğunun dosya kapsamında yer alan delillerden anlaşılamadığından ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetli olup, davacı vekilinin yerinde olmayan nedenlere göre istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 18/05/2022