Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/938 E. 2022/703 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/938
KARAR NO: 2022/703
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2022 (Ara karar)
NUMARASI: 2021/358 Esas
TALEP: İhtiyati hacze itiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati hacze itiraz eden davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati hacze itiraz eden … vekili itiraz dilekçesinde özetle; mahkemece ihtiyati haciz kararı verilirken yaklaşık ispatın oluştuğuna gerekçe olarak gösterilen mahkemenizin 2015/697 esas sayılı dosyasında müvekkil aleyhine hüküm kurulmadığı gibi, İstanbul 5 Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında da müvekkil aleyhine tüzel kişilik perdesinin aralanması koşullarının oluştuğunu gösterir delil olmadığını, ayrıca bu davada verilen kararın kesinleşmediğini, kesinleşmemiş yargı kararlarından yola çıkılarak daha önceden hem yerel mahkemece hem de Bölge Adliye Mahkemesince reddedilmiş ihtiyati haciz taleplerinin bu sefer kabul edilmesinin hukuki güvenlik ilkesinin, mülkiyet hakkının ve adil yargılanma haklarının açık ihlaline netice vermediğini, gösterilen teminatın dahi ölçülü olmayan ve müvekkilinin uğrayacağı telafisi mümkün olmayan zararları teminat altına almaya hiçbir şekilde yetmeyecek nispette olmasının da ihtiyati haciz kararını hukuka aykırı kıldığını, tahsili talep olunan paranın müvekkili …’A geçtiğine dair herhangi bir delil, belge dosyada bulunmadığı gibi buna dair tanzim edilen bir rapor olmadığını, verilen ihtiyati haciz kararının müvekkilin ticari hayatını bitme noktasına getireceği gibi aile hayatına da onarılmaz zararlar vereceğini, hükmedilen teminat miktarının, müvekkilinin haklı çıkmasından sonra da uğradığı zararları gidermeye yetecek türden olmadığını belirterek tahkikatın ve yargılamanın anlamını ortadan kaldırma mahiyetindeki 31/12/2021 tarihli ihtiyati haciz kararından rücu edilerek kaldırılmasını, aksi halde teminat oranının %20 ‘den az olmayacak şekilde değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … vekili itiraz dilekçesinde özetle; somut olayda ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşmediğini, Mahkeme kararında davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekçesi ve yaklaşık ispat şartının dayanağı olarak gösterilen İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/598 Esas sayılı dosyasından verilen mahkumiyete ilişkin mahkeme kararın henüz kesinleşmediğini, kesinleşmemiş mahkeme ilamının yaklaşık ispata yarar olduğuna kanaat getirilmesi hukuka aykırı olduğunu, ayrıca ihtiyati haciz kararı ölçülülük ilkesine de aykırı olduğunu, yargılamaya konu davada ölçülülük ilkesine uygunluğun denetlenebileceği ilk hususun ihtiyati haciz kararının, müvekkilin tacir olması nedeniyle ticari hayatının mahvına neden olacağını, somut olayda Mahkemece davalıların borca yeter miktarda (10.000.000USD) taşınır-taşınmaz mal, hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verildiğini, iddia edilen alacak miktarının ne denli yüksek olduğunun açık olduğunu, müvekkilinin ticari hayatını olumsuz yönde etkileyeceği ve hatta mahvına yol açacağının şüpheden uzak olduğunu, davacının ispata muhtaç iddiası ve kesinleşmemiş mahkeme kararı doğrultusunda verilen ihtiyati haciz kararının, ölçülü olmaması nedeniyle de hatalı olduğunu, dayanak gösterilen ceza dosyasında davacı tarafından ödenen bedelin … şirketi yetkilisi olarak müvekkil tarafından bankadan çekildiği iddia edilmişse de bu iddianın doğru olmadığını, söz konusu bedelin müvekkilin malvarlığına dahil olmadığınının 17/09/2021 tarihli ve ekte bir sureti bulunan dilekçe ile delilleriyle birlikte açıklandığını, mahkumiyet kararına karşı da istinaf yoluna başvurulduğunu, Mahkemenin verdiği ihtiyati haciz kararının uygulanmasıyla müvekkilinin ticari hayatının onarılmaz bir şekilde etkileneceğini, müvekkilinin maddi anlamda bu denli mahvına yol açacak bir karar için davacıdan talep edilen teminat miktarının kabul edilemeyeceğini belirterek, itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise teminat oranının en az %20 ye çıkarılmasını talep etmiştir.
CEVAP: İhtiyati haciz isteyen vekili itiraza karşı duruşmadaki beyanında; mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının hukuka uygun olduğunu, alınan kararın infaz edildiğini ve Türkiye de bulunan davalıların mal varlığı üzerine ihtiyati haciz uygulandığını, davalıların mallarını kaçırma ihtimallerinin yüksek olduğunu, zaten yurt dışında bulunan davalılardan …’ın haczedilecek mal varlığı da bulunmadığını, yaklaşık ispat koşulunun oluştuğunu beyanla itirazın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İhtiyati haciz talep eden vekili tarafından, ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, Mahkemece talep kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verilmesinin ardından aleyhine ihtiyati haciz talep edilen vekilince karara itiraz edilmesi üzerine, istinaf incelemesine konu ara/ek kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati hacze itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Somut olayda; mahkememizin henüz kesinleşmeyen 2015/697 esas, 2021/525 karar sayılı ve 06/07/2021 tarihli kararı ile anılan dosya kapsamına göre davacının davalıların yetkilisi oldukları … Tic. Ltd. Şti. Şirketinden 10.000,00-USD alacaklı olduğu yönünde yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin henüz kesinleşmeyen 2019/598 esas, 2021/439 karar sayılı 16/11/2021 tarihli kararı ile bu dosya kapsamına göre; haklarında davacı şirkete yönelik olarak Çeşme ilçesinde bulunan bir kısmı vakıf niteliğinde müşterek hisseli yerin turizm yatırımı amaçlı ortaklaşa satın alınması bahanesiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinden TCK 158/1.h, 53, 63, maddeleri gereğince tacir veya şirket yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilen davalılar yönünden tüzel kişilik perdesinin aralanması koşullarının oluştuğu iddiaları yönünden yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu, davacı alacağının rehinle temin edilmemiş ve muaccel olduğu anlaşılmış ve İİK’nun 257/1 ve 258 maddesi koşullarının oluştuğu kanaatine varılarak ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Dosya kapsamına göre alacağın yüzde 10’u oranında ve 8.015.700,00-TL tutarında teminat alınmasına karar verilmiştir. Teminata, ihtiyati haczin haksız olduğunun anlaşılması halinde davalıların muhtemel zararını karşılamak amacıyla hükmedildiği nazara alındığında, teminat tutarının yeterli olduğu kanaatine varılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının muaccel ve rehinle temin edilmemiş alacağının varlığı hususunda İİK 258 maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun ve İİK 257/1 fıkrası uyarınca ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu, davalıların teminatın miktarına ilişkin ileri sürdükleri itirazın yukarıda izah edildiği şekilde yerinde görülmediği, diğer itiraz sebeplerinin ise İİK’nun 265 maddesinde sınırlı şekilde sayılan sebeplerden herhangi birini teşkil etmediği anlaşılmakla ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararı verilirken olduğu gibi itirazlarının da reddine karar verilirken İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin henüz kesinleşmeyen 2019/598 Esas, 2021/439 Karar sayılı kararı ile yine henüz kesinleşmeyen ve müvekkilinin şahsı aleyhine bulunulan taleplerin reddedildiği Mahkemenin 2015/697 Esas, 2021/525 Karar sayılı kararlarına atıf yapıldığını, bu kararlar uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği ifade edilse de henüz hiçbir kesinlik taşımayan kararlar ile müvekkilinin ticari ve ailevi hayatı açısından onarılamaz zararlar meydana getirecek ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasaya uygun olmadığı gibi ölçülü de olmadığını, Mahkemenin 2015/697 Esas, 2021/525 Karar sayılı dosyasında da müvekkilinin sorumlu tutulmasını gerektirir bir karar verilmemiş olmasına rağmen anılan dosyanın da müvekkilinin aleyhine verilen ihtiyati haciz kararına dayanak yapılmasının usule aykırı olduğunu, zira müvekkilinin şahsi malvarlığına başvuru yolunu sağlayacak tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirecek bir karar söz konusu olmayıp buna rağmen müvekkili aleyhine yaklaşık ispat koşulu olarak bu kararın gösterilmesinin yerinde olmadığını, mahkemece de riayet edilen İstanbul 5.Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/598E sayılı dosya ile yapılan yargılamanın kesinleşmemiş olması ve kesinleşmemesi sebebiyle de henüz hükmün sonuçlarını doğurmamış olması bu kararın esas alınabilirliğini engelleyici nitelikte olduğunu, anılan yargılamada … tarafından verilen ifadede … şirketine ödenen paranın diğer davalı …’e teslim olunduğunun ifade olunduğunu, tahsili talep olunan paranın müvekkili …’A geçtiğine dair herhangi bir delil ve belgenin dosyada bulunmadığı gibi buna dair tanzim edilen bir rapor da bulunmadığını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesine gerekçe olarak gösterilen Mahkemenin 2015/697 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine bir hüküm bulunmaması ve tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirir bir delil yer almaması; yine yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesine gerekçe yapılan 5. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının henüz kesinleşmemiş olması ve bu yargılamada dahi müvekkilinin mal varlığına tedbir talebinin reddedilmiş olması, henüz hüküm sonuçlarını doğurmaya elverişli bir yargı kararı olmaması gözetilmeden verilen ihtiyati haciz kararı müvekkilinin ticari hayatını bitme noktasına getirdiği gibi aile hayatında da onarılmaz zararlar doğurmakta olduğunu, hükmedilen teminat miktarının, müvekkilinin haklı çıkmasından sonra da uğradığı zararları gidermeye yetecek türden olmadığını, tahkikatın ve yargılamanın anlamını ortadan kaldırma mahiyetindeki bu ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararı süresi içerisinde infaz edilmediğinden kendiliğinden kalkmış sayıldığını, mahkemenin 31.12.2021 tarihli kararında, davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekçesi ve yaklaşık ispat şartının dayanağı olarak gösterilen İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/598 Esas sayılı dosyasından verilen mahkumiyete ilişkin mahkeme kararının henüz kesinleşmediğini, kesinleşmemiş mahkeme ilamının ve dolayısıyla sabit bir suçun söz konusu olmadığı ortada iken, ceza dosyasının yaklaşık ispata yarar olduğuna kanaat getirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dayanak gösterilen ceza dosyasında davacı tarafından ödenen bedelin … şirketi yetkilisi olarak müvekkili tarafından bankadan çekildiği iddia edilmişse de bu iddianın doğru olmadığını, Mahkemenin ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekçesinden bir diğeri olarak aynı Mahkemenin 2015/697 Esas sayılı dosyasında, davacının, müvekkili ile diğer davalının ortağı ve yetkilisi oldukları şirketten alacaklı olduğu yönünde yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu gösterilmişse de söz konusu davanın tarafı müvekkili olmadığı gibi, huzurdaki davanın konusu tüzel kişilik perdesinin aralanması olup, Mahkemenin 2015/697 Esas sayılı dosyasında, huzurdaki davanın konusuna ilişkin bir tespitin yer almadığını, davacının, tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirecek bir delil sunmadığını, davacının ödediği miktarın, müvekkilinin malvarlığına dahil olmadığını, aynı Mahkemenin 2015/697 Esas sayılı dosyasında müvekkilinin ortağı olduğu şirketten alacaklı olduğuna karar verilmesi, müvekkilinden de alacaklı olduğuna dair yaklaşık ispat koşulunu sağlamadığını, ihtiyati haciz kararının ölçülülük ilkesine de aykırı olduğunu, davacıdan talep edilen teminat miktarının kabul edilemez nitelikte olduğunu, bu nedenle alacak miktarı üzerinden belirlenen teminat oranının %20’nin aşağısında olmaması gerektiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ile uğranılan zararın ortaklardan tahsili amacıyla açılan davada henüz kesinleşmemiş mahkeme dayalı olarak verilen ihtiyati haczin itirazen kaldırılması, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati haczin kendiliğinden kalkıp kalkmadığı ve ihtiyati haczin şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı tarafça, İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/205 Esas sayılı dava dosyasında, … ve …’e karşı kendisini dolandırma saiki ile hareket eden … ve …’in bu eylemlerini tüzel kişi olan … firmasının arkasına sığınarak yapmaları sebebiyle sorumluluklarına gidilebilmesi için tüzel kişilik perdesinin aralanmasına ve uğradığı zararların davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Bu dava 02/04/2021 tarihinde, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/697 Esas sayılı dava dosyasında görülen ve davacı … tarafından davalılar … Tic. Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … aleyhine taraflar arasındaki gayrimenkul satım sözleşmesindeki cezai şart kapsamında ödenen 10.000.000,00-$(USD) bedelin iadesi istemiyle açılan dava ile birleştirilmiştir. Daha sonra Mahkemece 2015/697 esas sayılı dosya ile birleşen İstanbul 20 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/205 esas sayılı dosyaların konuları ve geldikleri aşama itibariyle birlikte görülmelerinin usul ekonomisine aykırı olacağı gerekçesiyle, birleşen İstanbul 20 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/205 esas sayılı dosyasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş ve dava istinaf incelemesine konu Mahkeme esasına kaydedilmiştir. Davacının daha önce talep ettiği ihtiyati haciz talepleri mahkemece reddedilmiş ve 09/06/2021 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararı istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 21.10.2021 tarih ve 2021/1582 E. – 2021/1248 K. Sayılı kararı ile ihtiyati haciz isteminde öne sürülen hususların daha önce dava dosyasına sunulmuş hususlara ilişkin olup, Mahkemenin kanaatini değiştirmeye elverişli yeni bir delil veya başka bir hukuki sebep niteliğinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Mahkemenin 2015/697 esas sayılı dosyası ve İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/598 esas sayılı dosyalarının karara bağlanması üzerine davacı tekrar ihtiyati haciz talep etmiş ve bu kez ihtiyati haciz talebi kabul edilerek davalıların malvarlıkları hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati haciz kararının icrası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 261. maddesinde düzenlenmiş olup, alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar. İlk Derece Mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde tarafların yokluğunda, 31/12/2021 tarihli ara karar ile %10(80.157.000,00 TL) teminat karşılığı borca yeter miktarda taşınır -taşınmaz mal, hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. Davacı vekili ise 25/01/2022 tarihli dilekçesi ile aynı tarihli kesin ve süresiz teminat mektubu dosyaya sunmuştur. Alacağı temlik alan davacı vekili de ihtiyati haciz kararının 25/01/2022 tarihinde icraya konulduğunu beyan etmiştir. Mahkemece evvelemirde ihtiyati haciz kararının İİK’nın 261. maddesi gereğince kendiliğinden kalkmış olup olmadığının incelenmesi gerekir(Yargıtay 11 HD’nin 30.11.2015 tarih ve 2015/13471 E. – 2015/12674 K. Sayılı kararı) Somut olayda; davacı tarafça İİK 261.madde hükmüne uygun şekilde karar tarihinden itibaren 10 gün içerisinde teminat karşılanarak ihtiyati haczin infazı icra dairesinden istenilmemiştir. Davacı vekilinin dosyaya teminatı sunduğu ve kararın infazını icra dairesinden talep ettiği tarih itibariyle 10 günlük süre geçmiş olup, ihtiyati hacze itirazın incelendiği tarih(15/02/2022) itibariyle ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemece ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalktığının tespiti ile ihtiyati hacze itiraz(lar) hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken itirazların reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece ihtiyati haczin kendiliğinden kalkmış olmasına rağmen ihtiyati hacze itirazlar değerlendirilerek itirazların reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle ihtiyati hacze itiraz edenler vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalktığının tespiti ile ihtiyati hacze itiraz(lar) hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; İhtiyati hacze itiraz edenler vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarihli ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ara kararın HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Mahkemece 31/12/2021 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalktığının tespiti ile ihtiyati hacze itirazlar hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-İhtiyati hacze itiraz edenler vekillerince yatırılan istinaf karar harçlarının istemleri halinde kendilerine ayrı ayrı iadesine,3-İhtiyati hacze itiraz edenler tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama masraflarının esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.02/06/2022