Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/937 E. 2022/715 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/937
KARAR NO: 2022/715
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2022
NUMARASI: 2021/1240 Esas
DAVA: Şirket Genel Kurulunun Toplantıya Çağrı İçin İzin Verilmesi
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Taraflar arasındaki davada ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket ve … aleyhine şirket hisselerinin usulsüz devrinin iptali ile davacılar adına tescili istemli açmış olduğu davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, söz konusu İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1222 Esas 2021/318 Karar sayılı kararı ticaret siciline tescil ve ilan edildiğini, mahkeme kararına göre, hisseleri gereği tescil edilmesi gereken mirasçıların hisse oranı toplam şirket sermaye oranının % 95 ini oluşturduğunu, mirasçıların hisselerinin yapılacak Olağanüstü Genel Kurul toplantısı ile şirket pay defterine kaydının yapılıp tescil ettirilmesi ve yeni bir yönetim kurulu oluşturulması gerektiği halde bundan imtina edinildiğini, bu yönde keşide edilen ihtarnameye karşılık verilen cevabı ihtarnamede talebin kabulünün mümkün olmadığının bildirildiğini, İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1222 Esas 2021/318 Karar 08/04/2021 tarihli kararı doğrultusunda davacıların veraset ilamlarında belirlenmiş olan miras payları oranında şirket hisselerinin adlarına tescilinin sağlanması amacıyla Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına Çağrı yapabilmesi için yasal koşulların oluştuğunu ileri sürerek davalı şirketin mevcut yönetim kurulunun TTK 418/1 de açıklanan toplantı ve karar nisabı olan sermayenin dörtte biri şartını sağlamaması sebebiyle TTK 410/2, TTK 412/1 gereği davalı şirketin Olağanüstü Genel Kurul Toplantı Çağrısı yapılabilmesi için taraflarına yetki verilmesini veya kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının istinaf incelemesinde olup henüz kesinleşmediğini, bu nedenle de infaz kabiliyeti bulunmayan karar ile hukuk aşılarak olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasını ve şirket pay defterine kayıtların yapılarak yeni bir yönetim kurulu oluşturulmasının bu aşamada hukuken mümkün bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
TALEP: Davacı vekilinin 22/03/2022 tarihli dilekçesinde; müvekkiller … ve …’ın da davacısı olduğu … Tic. A.Ş. ve … aleyhine şirket hisselerinin usulsüz devrinin iptali ile davacılar adına tescili davası olan İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1222 Esas 2021/318 Karar nolu dosyasını 08/04/2021 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiğini, 2014 yılından beri yargılamayı yapan mahkemece verilen karar neticesinde kararın infazı için 11 Haziran 2021 tarihinde Tekirdağ Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’na müzekkere yazıldığını ve Başkanlık tarafından söz konusu karar 17 Haziran 2021 tarih … no ile Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 182.sayfasında tescil ve ilan edildiğini, tescil işleminin devamında şirket yönetim kurulu başkanı olan … tarafından derhal olağanüstü genel kurul kararı alınması gerekir iken bu kabilden işlem yapılmaması sebebiyle Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesin de 2021/185 Esas ve 2021/1240 Esas nolu davalar ikame edildiğini, mahkemece İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1222 Esas 2021/318 Karar sayılı dava sonucunun beklenmesinin telafisi mümkün olmayan zararlara sebep oluşturacağından HMK 392/1 gereği teminat gösterilmeden ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbire ilişkin talepte bulunduklarını, davalı …’ün şirketteki müdürlük yetkisinin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına ve şirkete, konusunda ehil ve tarafsız bir kayyım atanmasına, davalı şirket adına kayıtlı İstanbul İli Arnavutköy İlçesi … Mahallesi … Ada, … Parsel ve Tekirdağ İli Ergene İlçesi … Mah. … Ada … parselde kain taşınmazların üzerine ve yine davalı şirket ile birlikte davalı … adına tespit edilecek diğer taşınır ve taşınmaz malvarlıkları üzerine ihtiyati haciz ve ayrıca devir ve temlikine engel olacak mahiyette ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirket nezdindeki makina, kalıp, ekipman, çek, bono ve sair varlıkları üzerine ihtiyati haciz ve ayrıca devir ve temlikine engel olacak mahiyette ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirketin ve murislerin … Bankası, … Bankası, … Bankası,… Bankası, …, …, … , … , …, … ve varsa başkaca bankalar nezdindeki tüm hesapları, kredi kartları ve kiralık kasaları üzerine ihtiyati haciz ve ayrıca ihtiyati tedbir suretiyle bloke konulmasına, davalı …’ün … Büyükçekmece Şubesi ve … Beylikdüzü Şubesi ve varsa başkaca bankalar nezdindeki her türlü hesapları ve kiralık kasaları üzerine ihtiyati haciz ve ayrıca ihtiyati tedbir suretiyle bloke konulmasına, davalıların sahte belgeler veya usulsüz eylem ve işlemler suretiyle şirketten veya murislerden elde ettikleri haksız kazancın …’ün 1.derece kan ve sıhri hısımlarına veya bir başkasına aktarılmış olduğunun anlaşılması halinde ilgililerin malvarlıklarına, banka hesaplarına, kiralık kasalarına ihtiyati haciz ve ayrıca devir ve temlikine engel olacak mahiyette ihtiyati tedbir ve bloke konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, olağanüstü genel kurul çağrı izni yetkisi istemli davada, dava dışı …’ün davalı şirketteki temsil ve ilzama ilişkin yetkisinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi istenmiş ise de uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinden bu talebin yerinde olmadığı gibi davalı şirkette organ boşluğu bulunmadığından davalı şirkete kayyum atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin de reddi gerektiği, diğer talepler yönünden somut olayda yaklaşık ispatın gerçekleşmediği, diğer yandan davanın esasını çözecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi de hukuken mümkün olmadığı, keza ihtiyati tedbire konu olan mal varlığının dava konusu uyuşmazlıkta uyuşmazlık konusu olmadığı, para alacağına yönelik bir talep bulunmadığından ihtiyati haciz koşullarının da bulunmadığı gerekçeleriyle taleplerin reddine karar verilmiştir. Bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçelerinde özetle; İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1222 Esas ve 2021/318 Karar sayılı dosyadaki mevcut delil durumu, davalı tarafın asılsız ve soyut iddiaları ile dosyadaki tüm bilirkişi raporları neticesinde özetle; hisse devirlerinin gerçeğe ve yasal mevzuata uygun olmadığı, devir bedellerinin ödendiğine dair bir kayıt bulunmadığı, bu suretle … adına kayıtlı görünen hisselerin gerçekte davacı mirasçılara ait olması gerektiği tespit edilerek karar verildiğini, ihtiyati tedbir hak sahibinin, davayı kazanması ihtimalinde ve o zamana kadar gerçekleşebilecek olan rizikodan dolayı korunmasını henüz dava devam ederken sağlayan tedbirler olduğunu, taleplerinin kabulü durumunda müvekkilin toplantı talebi gerçekleşene kadar sahip olacağı haklar da korunmuş olacağını belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Talep, davalı şirketin yönetim kurulunun toplanamaması nedeniyle davacıya TTK 410.maddesi uyarınca şirketin genel kurul toplantısının yapılması için genel kurulu toplantıya çağırma izni verilmesi istemli davada ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş, bu ara kararına karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın anonim şirketlerde genel kurulun toplanmasına ilişkin çağrı usulünü düzenleyen 410. maddesinde, genel kurulun, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabileceği, tasfiye memurlarının da görevleri ile ilgili konular için genel kurulu toplantıya çağırabilecekleri, yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında mahkemenin izni ile, tek bir pay sahibinin genel kurulu toplantıya çağırabileceği ve mahkemenin vereceği kararın kesin olacağı, TTK’nın 411. maddesinde, sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahiplerinin, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilecekleri, esas sözleşmeyle, çağrı hakkının daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabileceği, yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurulun en geç kırkbeş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılacağı, aksi hâlde çağrının istem sahiplerince yapılacağı düzenlenmiş olup, TTK’nın 412. maddesinde ise, pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemlerinin yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinin karar verebileceği düzenlemeleri yer almaktadır. Limited şirketler yönünden TTK’nın 636 ve 638. maddelerinde özel geçici hukuki koruma düzenlemesi getirildiği halde, anonim şirketler yönünden geçici hukuki korumaya ilişkin özel düzenleme yapılmadığından, geçici hukuki koruma talepleri hakkında genel hüküm olan HMK’nın 389 vd. maddelerinin uygulanması gerekir. HMK’nın 389. Maddesi uyarınca; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir “. Aynı Yasa’nın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İşbu dava, davalı şirketin olağanüstü genel kurulunu toplantıya çağırma yetkisi verilmesi istemine ilişkin olup, eldeki davada uyuşmazlık konusu olmayan hususlarda tedbir taleplerine hükmedilemeyeceğinden davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 02/06/2022