Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/921
KARAR NO: 2022/699
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 03/03/2022
NUMARASI: 2022/140 Esas
DAVA: Tazminat
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Taraflar arasındaki tazminat davasında tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, davalının tüm dünyada bilinirliği olan … Şirketinin (… Limited) Ankara ve İstanbul’da faaliyet gösteren bayisi olup, bu markaya ait motosiklet, yedek parça ve aksesuar satışı yapmakta olduğunu, müvekkilinin ise 15.02.2010 tarihli sözleşmeye dayalı olaak … şirketinin İstanbul bayiliğini yaptığını, davalının 2018 yılında yurt dışından tedarik ettiği … marka motosikletleri yurtiçinde satışa sunmuş olup, bu satışa ilişkin beyan ettiği ÖTV/KDV matrahlarını olması gerekenden düşük göstermiş, ithalat sırasında ödenen her türlü vergi, resim, harç, paylar ve benzeri sair unsurları matraha dâhil etmemiş ve satışlarına ilişkin karlılık oranlarını düşük göstermek suretiyle ÖTV ve KDV yönünden bilerek ve isteyerek vergi ziyanına sebebiyet verdiğini, bu nedenle, Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından 05.10.2020 tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu ile davalı adına 2018/01-12 dönemine ilişkin özel usulsüzlük cezası kesildiğini, davalı bu cezaya karşı Ankara 3. Vergi Mahkemesi 2021/245 E. sayılı dosyası ile dava açmış olup, davalının haksız rekabet teşkil eden fiillerinden işbu dava ile haberdar olunduğunu, davalının daha az vergi ödemek ve bu sayede mallarını piyasa değerinin altında satmak suretiyle kendisini davacı müvekkiller dâhil tüm rakipleri karşısında avantajlı konuma geçirerek ve müvekkil şirketlerin satışlarını engellemek suretiyle haksız rekabete sebebiyet verdiğini ileri sürerek haksız rekabetin tespiti ile menine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminata olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının ileri sürdüğü hususların vergi hukukunu ilgilendirdiğini, müvekkil tarafından Ankara 3. Vergi Mahkemesi’nin 2021/245 Esas sayılı dosyası kapsamında 2018 dönemi özel usulsüzlük cezasının iptali talepli dava açıldığını, anılan dosyadan hukuka aykırı olarak bilgi ve belgelerin edinildiğini, ticari sır niteliğinde bilgi ve kişisel veriler içeren belgelerin işbu davada da yine hukuka aykırı şekilde kullanılmakta olduğunu, haksız rekabet koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
TALEP: Davacı vekili, davalının kurulmuş olduğu 18/12/2006 yılından başlayarak bugüne değin benzer vergi ziyaına neden olan usulsüzlüklerinin de tespit edileceği kuvvetle muhtemel olduğunu, bu bakımdan, bu yöndeki usulsüzlükler hala devam etmekte ise bunların durdurulmasına ilişkin olarak ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, mevcut delil durumu itibariyle henüz yaklaşık ispat koşulu yerine gelmediğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar aynen tekrar edilerek somut olayda yaklaşık ispatın gerçekleştiğini belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılarak tedbire hükmedilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, hukuki niteliği itibariyle haksız rekabetin tespiti ile menine ve maddi-manevi tazminat davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini ve tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir. Somut olayda davacı tarafça, her iki tarafın “…” bayisi olup markaya ait motosiklet, yedek parça ve aksesuar satışı yaptığı, davalının hukuka aykırı olarak az vergi ödemek suretiyle fiyat düşürdüğü, bu sayede mallarını piyasa değerinin altında satmak suretiyle kendisini müvekkili dâhil tüm rakipleri karşısında avantajlı konuma geçirdiği, haksız rekabete sebebiyet verdiği iddia edilmiş olup, dosyanın bulunduğu aşama itibariyle delillerin henüz toplanmamış olduğu, talep tarihi itibariyle yaklaşık ispat olgusunun mevcut aşamada gerçekleşmediği gözetildiğinde, ilk derece mahkemesinin ara kararı ve gerekçesi yerindedir. Açıklanan bu gerekçelerle istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 02/06/2022