Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/908 E. 2022/769 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/908
KARAR NO: 2022/769
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2021
NUMARASI: 2020/176 Esas-2021/851 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/06/2022
İlk derece mahkemesince verilen davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, uzun süreli olarak devam eden sözleşmesel ilişki olduğunu, müvekkilinin davalıların yolculara verdiği taşıma hizmetinin gerçekleşebilmesi için minibüs tipi aracını sağladığını, davalıların bu taşımacılık hizmetinden çok büyük miktarda gelir elde ettiğini, müvekkiline de komisyon olarak ödeme yaptığını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir anda davalı tarafından tek taraflı olarak sona erdirildiğini, müvekkilinin davalı …’nde uzun süreli ilişki süresinde çeşitli yatırımlar yaptığını, davalı … standartlarında araçlar temin ettiğini, araçları dizayn ettiğini, ancan davalının tek taraflı olarak ilişkiyi sonlandırmasının müvekkilini zarara uğrattığını, taraflar arasında kanunda özel olarak düzenlenmeyen sui generis bir sözleşme söz konusu olduğunu, davacı ile davalılar arasında iş görme ilişkisi olduğunu, müvekkilinin uğradığı zararlar ve yaptığı giderlerin karşılığı olarak eksik ödenen komisyon ve alacak bedelleri için toplam 10.000-TL’nin davalılar … ve …’den tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile … arasında vekâlet benzeri bir iş görme ilişkisi olmadığını, …’in Türkiye’de faaliyet göstermesinin hem fiilen hem de hukuken imkânsız hale geldiğinden TBK madde 136 uyarınca …’nin borcunun sona erdiğini, destek hizmetlerinin sona ermesinde müvekkilinin ihlali veya herhangi bir kusuru olmadığını, davacının davalılardan hem menfi hem de müspet zarar olarak nitelendirilebilecek taleplerde bulunduğunu, menfi zarar ve müspet zarar kalemleri birlikte talep edilemeyeceğini, … ‘nin pazarlama ve destek hizmetleri ifa imkânsızlığı nedeniyle sona erdiğinden müspet zararın tazmini talep edilemeyeceğini, pazarlama ve destek faaliyetinin durdurulmasında …’nin herhangi bir kusuru olmadığını, TBK madde 510/1 na göre vekilin, yapmış olduğu masrafları ve giderleri vekâlet verenden talep edebilmesini, bazı şartların bulunmasına bağlı olduğunu, taraflar arasında uygun şekilde kurulmuş ve geçerli bir vekâlet sözleşmesi bulunması gerektiği, somut olayda taraflar arasında vekâlet sözleşmesi bulunmadığı bir vekâlet ilişkisinin var olduğu varsayılsa dahi, davacının benzin gideri, araç servis bakım ve muayene ücreti, kasko ücreti, noter masrafları gibi giderleri …’den talep etmesinin mümkün olmadığını, davacının bu uygulamayı kullanırken katlandığı benzin, araç bakım ve muayene ücreti, kredi faizi vb. masrafların hiçbirini …’e yöneltemeyecek olduğunu, davacının tüm bu masraf kalemlerini kendi ticari faaliyetinin devamı için yaptığı, talep edilebilecek menfi zarar olsa olsa uygun olmayan zamanda vekâletin sona ermesi sebebiyle ortaya çıkan zarar ile sınırlı olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı ile davalı arasında bağıtlanan herhangi bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığı, yine davacı ile davalı arasında mevcut olduğu belirtilen ticari iş görme akdinin delillendirilmesinin somutlaştırılamadığı, … ile … arasında imzalanmış ve davalı …’in …’nin temsilcisi olduğunu gösterir herhangi bir sözleşme veya delil sunulmadığı, davacı tarafından davalı … ile arasında bulunduğu iddia olunan sözleşme ilişkisinin kanıtlanamadığı, nitekim aynı hususta İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi denetiminden geçerek kesinleştiği gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili ile ne davalı … ne de … arasında yazılı sözleşme bulunmadığını ,ancak her iki taraf ile sözleşmesel ilişki bulunduğunun fiili durumdan anlaşıldığını ve uzun süreli olarak devam etmiş olan bir sözleşmesel ilişkinin bulunduğunu, … ile … ‘in yalnızca kağıt üzerinde yapılan ayrım olduğunu aralarındaki a ilişkinin, şirketler arası sözleşmelerin, mali kayıtların ve grup şirket ilişkisinin incelenmesi gerektiğini ve … ‘in yalnızca sorumluluktan kurtulmak için kağıt üzerinde kurulmuş bir şirket olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davalı … Şirketinin neden … Şirketi’ne maliyet yansıtma faturası düzenlediğini, … Şirketi’nin sahibinin … oluşunun husumet açısından ne anlam ifade ettiğine değinmeksizin usul açısından davanın reddine karar verilemeyeceğini, … Şirketi’nin … Şirketi’nden ayrımının salt kağıt üzerinde olduğunun ispatı niteliğinde olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; hizmet sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince … hakkındaki davanın takip edilmemesi nedeniyle bu davalı yönünden dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilen dava dosyasında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, eldeki dosyanın tek davalısı haline gelen davalı … yönünden ise pasif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, ulaşım hizmeti sağlamaya yetkili kişiler (araç sahipleri) ile bu ulaşım hizmetinden faydalanmak isteyen yolcuların (… uygulaması kullanıcılarının) çevrimiçi (online) bir platformda bir araya getirilmesine hizmet eden … mobil uygulamasından yararlanmak isteyen davacının söz konusu uygulamayı sunan Hollanda’da mukim … ’den hizmet aldığı anlaşılmaktadır. Eldeki davada, sözleşmenin hizmet sağlayıcısı davalı … tarafından tek taraflı olarak sonlandırılması nedeniyle uğranılan zararların tazmini istenmiş olup, davalı … şirketinin , davacı ile diğer davalı … arasındaki hizmet sözleşmesine konu, … mobil uygulaması hizmetinin tedarikçisi olmadığı gibi, sözleşmeye taraf olduğunun ispat edilemediği gibi davalı şirketin iştigal konusunun, aracı ulaşım hizmetleri sağlamak konusunda yazılım ve teknoloji desteği ve pazarlama hizmetleri sağlamak olduğu, dava dışı … şirketinin temsilcisi veya acentesi olduğunun dosya kapsamındaki deliller ile ispatlanamadığı hususu da gözetildiğinde, davalı … Ltd Şti yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddinde karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. (emsalYargıtay 3.H.D.’nin 18/04/2022 tarih ve E: 2021/8133 -K: 2022/3677 sayılı kararı ) Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının Hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/06/2022