Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/892 E. 2022/958 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/892
KARAR NO: 2022/958
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2022
NUMARASI: 2018/957 Esas – 2022/282 Karar
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/09/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın Altunizade Şubesi ile dava dışı kredi borçlusu/lehtarı … Sigorta Ara.hizm. Ltd. Şti arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, müteveffa muris …a’nın müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış oldukları, işbu sözleşmeye istinaden 200.000,00 TL’lık teminat mektubu kredisi kullandırıldığı, verilen kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle, Genel Kredi Sözleşmesinin verdiği yetkiye istinaden Gebze …Noterliğinin 03.07.2017 tarih ve … yevmiye no-lu ihtarnamesi ile hesabın kesilip kat edildiği, işbu ihtarname ile 2.206.619,00 TL nakdi ve 40.375,00 TL gayrinakdi olmak üzere toplam 2.226.994 .00 TL alacağın ödenmesinin talep edildiği, müteveffa kefilin 15.08.2007 tarihli sözleşmede 411.000,00 TL kefaleti bulunduğu, müteveffanın kefaletiyle verilen 200.000,00 TL’lık teminat mektubu 17.01.2017 tarihinde tazmin edildiği, akabinde bu kez İstanbul Anadolu …lcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla İlamsız icra takibi açıldığı, davalı mirasçıların, takibe ve tüm ferilerine itirazda bulundukları, müvekkili bankanın sözleşmenin 13. m. göre defter ve kayıtlarının delil olduğu, istenilen temerrüt faizi sözleşmenin 11/b. m göre %72, %33,12 ve %28,08 oranında tespit edildiği, neticeten nakdi 200.000,00 TL nakdi alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı banka tarafından açılan işbu davadan müvekkilinin … mirasçısı olarak taraf sıfatına haiz olduğu, müvekkilinin söz konusu borca kefil olan …’yı tanımadığı, müvekkili ile …’ın diğer mirasçıları arasında görülmekte olan tereke tespiti ve paylaştırılması davası Develi Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/4 E. Sayılı dosyası ile devam ettiği, banka tarafından faize faiz yürütülmekte olup kanunen mürekkep faiz yasağı bulunduğu, ayrıca banka ile tüketici arasında imzalanan sözleşmede faiz oranları tüketici aleyhine olduğundan sözleşmenin ilgili maddesinin geçerliliği olmadığı, davacı banka hesabın kat edilmesi ile ilgili delil niteliğindeki evrakları mahkemeye sunmadığı, ancak itirazın iptali davasında davacı taraf alacağını ispatla mükellef olduğundan davanın reddi ile davacı banka aleyhine tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kefaletiyle verilen 200.000,00-TL’lik teminat mektubu tazmin edilmiş ise de, 06.04.2017 tarihinde kullandırılan 41.465.800,00 TL’lik kredi ile kapatıldığını, muris kefilin 15.09.2007 tarihinde vefat ettiği, hesap kat ihtarına konu edilen kredi muris kefilin kefalet imzası bulunmayan 15.06.2016 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırılan krediler olduğu, nakde çevrilen teminat mektubu ile ilgili olarak herhangi bir belgenin sunulmadığı, müvekkilin kefalet imzası bulunmayan sözleşme kapsamında kullandırılan kredi ile teminat mektubu tazmin bedelinin kapatıldığı, teminat işleminin tesisinden önce vefat ettiğinden şahsi kefaletinin bulunmaması, talep edilmiş olan alacağın asıl borçlu tarafından ödenmiş olması, kurulan yeni sözleşmede müvekkillerinin murisinin kefalet imzası bulunmaması nedenleri ile davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini, davanın reddini gerektiren ve alacağın doğumunu engelleyen nedenlerin davacı yanca bilinmesine rağmen açıkça kötüniyetle icra takibine girişildiğinden kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, açılan davanın davacı bankanın dava dışı … Ltd. şirketi ile yapmış olduğu kredi sözleşmesine müteselsil kefil sıfatıyla kefil olan müteveffa … mirasçılarına karşı İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası olduğu, dava konusu borcun haricen ödendiğinin davacı vekilince 17/02/2022 tarihli dilekçesiyle bildirildiği, icra müdürlüğünün 02/03/2022 tarihli cevabi yazısından da dosyanın 18/02/222 tarihinde infazen kapatıldığının bildirildiği ve bu hali ile davanın davanın konusuz kaldığı mahkememizce anlaşılmış, dosya kapsamında davacının takibinde kötüniyetli olduğu kanıtlanamamakla kötüniyet tazminatı talebi reddedilmiş ve konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin söz konusu borçtan dolayı sorumluluğu bulunmadığı gibi davacı bankanın icra takibini haksız ve mesnetsiz olarak olarak başlattığını itirazlar üzerine dava da açılmış olup tazminat için tüm koşulların oluştuğunu, müvekkilinin haksız yere yıllarca dosya ile uğraştığnı, bu sebeple İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kötü niyet tazminatına ilişkin kararının kaldırılması ile kötü niyet tazminatı taleplerinin kabulüne, davacı şirketin takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine kredi alacağının kredi borçlusu ve kefilden tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalı kefilin borcun kaynaklandığı genel kredi sözleşmesinde imzasının bulunup bulunmadığı ve kefaletinin bulunmadığı genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi nedeni ile bankaya karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, konusuz kalan dava nedeniyle kötüniyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü, 02/03/2022 tarihli yazısı ile … esas sayılı dosyanın 18/02/2022 tarihinde infazen kapatıldığını bildirmiştir. Davacı vekili de, icra borcunun haricen tahsil yoluyla infaz edildiğini beyan etmiştir. Bunun üzerine, mahkemece davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve bu karar davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/2. maddesinde, itirazın iptali davasında takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, reddolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği düzenlenmiştir. Davalılar murisi 15.08.2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmesini 411.000,00 TL’lık limit dahilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Bu Genel Kredi Sözleşmesine istinaden 15.08.2007 tarihinde davalılar murisinin kefalet imzası bulunduğu kredi sözleşmesi kapsamında 200.000,00 TL’lık teminat mektubu verilmiştir. Anılan teminat mektubunun vadesi doldukça birer yıllık periyodlar dahilinde vadesi sürekli olarak temdit edilmiş ve en son temdit 29.06.2016 tarihinde yapılmış olup, bu temdit ile teminat mektubu vadesi 25.07.2017 tarihine kadar uzatılmıştır.Muris kefilin kefalet imzası bulunmayan 15.06.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında 06.04.2017 tarihinde 1.465.800,00 TL tutarında nakdi kredi kullandırılmıştır. Teminat mektubu muhatabı … Sigorta Şirketi.’nin 17.01.2017 tarih ve 11/183 sayılı yazılı talimatına istinaden yukarıda belirtilen 200.000,00 TL’lık teminat mektubu 17.01.2017 tarihinde tazmin edilip, banka kaynağı nakdi krediye dönüşmüştür. Davalılar murisinin imzası bulunmayan sözleşmeye istinaden kullandırılan kredi ile dava dışı kredi lehtarı-asıl borçlu şirketin tasfiye hesaplarında izlenen 200.000,00 TL’lık teminat mektubu tazmin bedeli de dahil olmak üzere diğer kredilerle birlikte ödenip tasfiye edildiği bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir. Davacı vekili de borcun ödeme ile değil yeni bir kredi kullandırılması ile sona erdiğini ve dolayısıyla murisin sorumluluğunun devam ettiğini beyan etmiştir. Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgeler davacının takibinde kötüniyetli olduğunu kanıtlamaya elverişli değildir. Davacının takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamamış ve dolayısıyla İİK’ nın 67/2. maddesinde öngörülen kötüniyet tazminatı koşulları gerçekleşmemiştir. Bu nedenle mahkemece, davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı … tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 20/09/2022