Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/884 E. 2022/829 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/884
KARAR NO: 2022/829
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2018
NUMARASI: 2018/940 Esas-2018/1132 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/06/2022
Dairemizce verilen davanın kabulüne yönelik hükmün Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/3623 Esas-2022/2356 Karar sayılı ve 24/03/2022 tarihli ilamı ile bozulması üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi’nin 2014/23 Esas sayılı dosyasında hazırlanan yetki belgesine istinaden bu davanın açıldığını, … sigorta sicil numaralı … ile … sigorta sicil numaralı …’in geçirdiği iş kazası sonucu vefatları üzerine uğranılan Kurumumuz zararının tahsilini teminen, davalılar … Ticaret Limited Şirketi, …, … Tic. A.Ş. Ve … aleyhine açılan dava 2015/337 K, sayılı karar ile sonuçlandığı, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. HD’nin E.2016/622-K 2018/6276 sayılı Geri Çevrilme Kararı ile ”.. Dosya içindeki ticaret sicili kayıtlarından davalılardan … Ticaret Limited Şirketi’nin TTK’nın geçici 7. maddesine göre 31.07.2013 tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edilip tüzel kişiliğinin sona erdiği anlaşılmakla anılan davalı şirketin ihyası sağlandıktan sonra belirlenecek tasfiye memuruna gıyabi hüküm yöntemince tebliğ edilmesi”.. Nedenleri ile dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verildiği, bu nedenlerle İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi’nin E.2014/23 K. 2015/337 sayılı dosyasından tebligat yapılamadığından şirketin ihyasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün TTK’nun 32. maddesi ve Ticaret Sicil Yönetmeliği madde 34 çerçevesinde işlem yaptığını, tescil konusundaki taleplerin ilgili yasanın kendilerine verdiği görev yetki alanında değerlendirilerek sonuca bağlandığını, yargı merci gibi hareket edemediklerini, tescil için aranan yasal şartların var olup olmadıklarını incelemekle yükümlü olduklarını, dava konusu olayda da Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 6102 sayılı TTK.’nun geçici 7. maddesi çerçevesinde işlem yapıldığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, yasal hasım olduklarını savunarak müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında sicile kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin İstanbul Anadolu 19.İş Mahkemesi’nin 2014/23 esas sayılı dosyasına hasren temsil ve ilzamı için ihyasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/940 Esas, 2018/1132 Karar sayılı kararının ihyaya yönelik kısmının usul ve yasaya uygun olmakla birlikte, kararda müvekkili kurum lehine avukatlık ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemiş olması nedeniyle kararın ortadan kaldırılması gerektiğini, dosya kapsımında bulunan Ticaret Sicil kayıtlarının incelenmesinde, … Ticaret Limited Şirketi’nin sicil kaydının davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce terkin edilmesinde müvekkili kuruma yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı gibi şirket kaydının terkininin, müvekkili kurum tarafından … Ticaret Ltd.Şti.’nin 2014 yılında açılmış ve derdest bir dava bulunmasına karşın yapılmasının 6102 Sayılı Yasa’nın 7/2.maddesine aykırı olduğunu, kararın ortadan kaldırılmasını, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VEGEREKÇE: Dava; TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ,karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurması üzerine dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde; Dairemizin 17/12/2022 tarih ve 2020/1958- Esas-2020/453 karar sayılı kararı ile, mahkemece davanın kabulüne ve şirketin ticaret sicil kaydının ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davanın kabulüne karar verildiği halde kararın ilanına karar verilmemesi ve davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından,kararın bu yönden kaldırılmasına ve davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline ve kararın ilanına karar verilmiştir. Bu kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11.H.D.’nin 24/03/2022 tarih ve 2021/3623 Esas-2022/2356 karar sayılı ilamı ile; “.. Bölge adliye mahkemesince, şirketin usulsüz olarak terkin edildiğinden bahisle davanın kabulü kararı verilmişse de, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 15. fıkrası gereğince, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün terkin işlemi yapması koşulları ve bu işleme karşı açılacak davanın süresi gösterilmiş olup, mahkemenin kararında terkin işleminin hangi hukuki sebebe dayandığı yeterince somutlaştırılmamış ve buna bağlı olarak da davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı değerlendirilmemiştir. O halde, eksik incelemeye dayalı bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına “karar verilmiştir Yargıtay bozma ilamı izerine Mahkememizce HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca duruşma açılarak taraf beyanları alınmış, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı uyarınca yargılama yapılarak terkin sebebini bildirilmesi ve ihtarların tebliğine ilişkin- tebligat parçalarının bir suretinin gönderilmesi için davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazı yazılmıştır. Davalı … yazı cevabında davaya konu şirketin infisah ve sicilden terkin sebebi olarak 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 10’uncu maddesine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydının silinmiş olması olduğunu ve davaya konu şirket çıkarılan tebliğatın iade edildiğini bildirmiştir. TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca , 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. TTK’nın geçici 7. maddesine uyarınca yapılan terkin işlemine karşı açılan davalarda husumetin yasal hasım olmayan sicil müdürlüğü yöneltilmesi yeterli olup,ayrıca tasfiye memuruna yöneltilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunun 10/3.maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği düzenlenmiştir. 30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” şeklinde düzenlenmiştir. Anılan düzenleme kanunda terkin sebebi olmayan bir hususun tebliği ile düzenlemesine ilişkindir. TTK geçici7. Maddesinde belirtilen sınırlı hallere özel bir tasfiye yöntemi getirilmiş olup,madde de sayılan haller dışında geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. İstisnai ve sınırlı tasfiye usulünün düzenlendiği geçici 7. Maddesine tabi olamayan bir durum ikincil norm niteliğinde olan tebliği ile yapılan düzenlenme ile geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Somut olayda davalı … tarafından davalı şirketin 31/07/2013 tarihinde 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 10’uncu maddesine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydının silinmiş olması nedeniyle ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından TTK geçici 7. madde kapsamında sicil kaydı resen terkin edilmiştir.Sicilden terkin edilen şirket hakkında İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi’nin 2014/23 Esas sayılı dosyasında davacı SGK tarafından davanın temelini oluşturan iş kazası nedeniyle ihyası istenen şirkete karşı rücu davası açtığı derdest davada davalının temsili işlemleri için eldeki davanın 05/10/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır TTK geçici 7 maddesinde şirketlerin resen terkin sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 10’uncu maddesine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydının silinmiş olması bu sebepler arasında sayılmadığı gibi şirkete ve şirketin temsilcilerine tebliğat yapıldığına ilişkin herhangi bir mazbata – belge sunulmadığı gibi, davaya konu şirkete yapılan tebligatın iade edildiğine ilişkin sicil müdürlüğü tarafından düzenlenen belgeyi destekleyecek mahiyette herhangi bir mazbata – belge de sunulmamış ve sicil dosyasında da rastlanılmamıştır.Buna göre yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu, davalı tarafça ispat edilememiş olup, usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirketler yönünden davaya konu ihya talebi TTK nın gecici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii değildir. Davacının devam eden dava dosyası nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki yararı mevcut olup, terkin edilen şirket yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Davada İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. madde çerçevesinde yapılan terkin işleminin hatalı olup,davalı tarafından davaya karşı konularak müdürlük işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddinin istendiği de nazara alındığında; somut olayda HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmayıp, HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı … yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacaktır. (Y.11 H.D 31/05/2021tarih ve E: 2021/3311-K: 2021/4580 ) Re’sen sicilden terkin edilmiş şirketler bakımından ihya kararı verilmesi halinde şirketlerin tasfiye haline gireceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından bu şirketlere tasfiye memuru atanması da gerekli değildir. (Y11H.D 04/12/2014 tarih ve E:2014/12860 -K:2014/19016/) Buna göre mahkemece davanın kabulüne ve şirketin ticaret sicil kaydının ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak mahkemece davanın kabulüne karar verildiği halde kararın ilanına karar verilmemesi ve davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle;Yargıtay bozma ilamına uyularak davacı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile,kararın kaldırılmasına ve davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline ve kararın ilanına karar verilmiştir,
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; istinafa konu İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 13/12/2018 tarih ve 2018/940 Esas – 2018/1132 Karar sayılı kararının HMK 353(1)b-2 uyarınca KALDIRILMASINA; 2-DAVANIN KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında sicile kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi’nin 2014/23 esas sayılı dosyasına hasren temsil ve ilzamı için İHYASINA, 3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde ticaret siciline tescil ve ilanına, 4-Alınması gereken 44,40 TL harcın davalı … müdürlüğünden tahsili ile alınarak hazineye irad kaydına, 5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 56 TL posta/ tebligat giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından masraf yapılmadığı anlaşıldığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davacı SGK kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 3400 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının HMK 333 maddesi gereğince yatıran tarafa iadesine, 9-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları a-Davacı SGK harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, b-Davacı vekili tarafından istinaf aşamasında sarfedilen, 255,50-TL istinaf yargılama giderinin davalı … Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine, c-İstinaf yoluna başvuran davacı istinaf duruşmasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2.550-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Duruşmalı yapılan inceleme sonunda taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/06/2022