Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/879 E. 2023/13 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/879
KARAR NO: 2023/13
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2022
NUMARASI: 2021/1019 Esas – 2022/77 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/01/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in … Mah. … Cad. No:… Avcılar/İstanbul fabrikasının deposuna eğimli yoldan giriş çıkış sırasında araçların kaymasını önlemek amacıyla İzmir’de faaliyet gösteren … Ltd Şti’den 30/10/2019 tarihli 21.660,27 TL’lik fatura karşılığında “…” adı ile açıklanan malzeme alındığını ve … Ltd Şti yetkilisi …’nun rehberliğinde kaymaz zemin malzemesinin eğimli yola döşenmiş olmakla birlikte deneme sürecinde … malzemesinin özellik de yağmurlu havada müvekkili şirketin ihtiyacını karşılayamadığını, depoya giriş çıkış sırasında kazaların olmaya devam ettiğini, gerek araçlarda gerekse bina girişindeki kapılarda hasarlar oluştuğunu, karşı tarafça 4 adet ek parça gönderilerek sorunun çözümüne yardımcı olmaya çalışıldığını, bütün iyileştirme ve çözüm arama sürecinde bu iyi niyet ve gayretleri gözlemlenen davalı hesabına 30/01/2019 tarihli 21.660,27 TL’lik fatura karşılığında 13/12/2019 tarihinde 8.000,00 TL’lik ödeme yaptığını, fakat sorunun 4 adet parça eklenmesine ve montajda düzeltme çabalarına rağmen bir türlü giderilmediği için 06 Ocak 2020 tarihinde müvekkili şirketin teknik ekibi tarafından tutulan bir tutanakla malın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, ve davalı şirkete mail ortamında bu durumun bildirildiğini, ayıplı malın iade edilmek istenmesine rağmen davalı şirket tarafından İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin ayıplı ürünü geri almayı kabul etmediklerini bildirerek, davalının ayıplı malı iade taleplerini kabul etmemesi ve geri alınmaması nedeniyle taraflar arasında çıkan uyuşmazlık konusu olarak 21.660,27 TL toplam fatura bedelinden, mahallinde kuru zemin ve ıslak zemin uygulamalı keşifli bilirkişi incelemesi yapılarak toplanacak deliller ışığında müvekkilinin davalıya ödediği toplam 8.000,00 TL’nin faiziyle birlikte istirdadına, müvekkilinin 21.660,27 TL toplam fatura bedeli borçlu olmadığının tespitine, davalının İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 13.660,27 TL ana para ve faiz 2.492,82 TL olmak üzere toplam 16.153,09 TL alacak talebiyle müvekkili aleyhine başlattığı icra takibinin, dosyada borcu ve yatıracakları teminat karşılığında dava sonuçlanıncaya kadar durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında mal satışına ilişkin bir ticari iş mevcut olup müvekkili şirketin sattığı ve uygulamasını ayıpsız bir şekilde yaptığı ürünlere ilişkin 30.10.2019 tarihinde davacıya 21.660,62-TL’lik fatura kesildiğini, davacı tarafından da, 13.12.2019 tarihinde 8.000-TL’lik kısmi ödeme yapıldığını ancak 13.660,27-TL bakiye bedelin tüm ısrar ve ihtarlara rağmen davacı tarafından ödenmediğini, bakiye borç ile işlemiş faiz için 09.02.2021 tarihinde İzmir … İcra Müd. … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davacı tarafından ilgili icra takibine benzer sebepler ile 19.02.2021 tarihinde itiraz edildiğini, akabinde 29.03.2021 tarihinde itirazın İptali için İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/231 E. sayılı dosyası üzerinden dava açtıklarını, davacının da açıkça bahsettiği üzere, huzurdaki davaya konu menfi tespit isteminin davacı tarafından haksız iddialar ile ödenmeyen bakiye alacağın İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden takibe konulması sebebiyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle açıldığını, ancak borcun tamamını kapsayacak şekilde eda davası açıldıktan sonra menfi veya müspet tespit davası açılmış ise bu davalar arasında derdestlik ilişkisi olacağını, tespit davasında karara bağlanacak hukuki ilişkinin zaten daha önce açılmış olan eda davasında inceleneceğini, bu sebeple eda davasının açılmasından sonra tespit davasının açılmasında hukuki yararın da bulunmadığını, borçlunun bu davayı açmasındaki amacın İtirazın İptali davasını sürüncemede bırakmak ve yasal süresi içerisinde sunamadığı delillerini mahkemeye sunmak olduğunu, ortada ayıplı bir emtia bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından 30.10.2019 tarihinde zemin sisteminin usulüne uygun şekilde davacı şirketin zeminine döşendiğini ve davacı şirket tarafından da kullanılmaya başlandığını davacı şirket tarafından da 10.01.2020 tarihine kadar hiçbir ayıp bildiriminde bulunulmadığını, müvekkili şirketin teslimle beraber ifa yükümlülüğünü yerine getirdiğini, bununla birlikte müvekkili şirketten satın alınan ürünlerin en üst seviyede kaydırmazlık sertifikasına sahip olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacıya satılan ve uygulaması yapılan ürünlerde herhangi bir kusur, hata ya da eksiklik bulunmadığını, kullanılan ürünün Türkiye’nin 500 sanayi kuruluşu içerisinde yer alan çok sayıda sanayi firmasınca da (…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … vb.) kullanılmakta olduğunu, dolayısıyla her şeyden önce müvekkili tarafından teslimi ve uygulaması gerçekleştirilen ürünlerin ayıbının ispatına yönelik ispat külfetinin davacı yanda olup aksi iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte emtiaların ayıplı olduğu yönünde kanaat halinde ise TTK kapsamında usulüne uygun olarak yapılmış bir ihbarın bulunmadığının sabit olduğunu, davacı tarafından iletilen tutanakta 29.11.2019, 04.12.2019 ve 24.12.2019 tarihlerinde forkliftin zemin kullanımında sıkıntı olduğunun belirtildiğini ancak tutanağın tek taraflı olarak tutulmuş olduğunu, neticeten arz ve izah edilen nedenlerle yetki itirazlarının kabulünü, derdestlik ve hukuki yarar yokluğu itirazlarının kabulü ile davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, ayrıca davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “Tüm dosya kapsamına göre’ Davanın itirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı konu ile ilgili açılmış menfi tespit davası olduğu, aynı konu ile ilgili İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/231 Esas sayılı dosyasında derdest itirazın iptali davası bulunduğu, davalı tarafından İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/231 Esas sayılı dosyası kapsamında açılmış olan itirazın iptali davası ile işbu uyuşmazlığa konu edilen alacağın bulunup bulunmadığı yönünde bir inceleme yapılarak karar verileceği, itirazın iptali davasının genel hükümlere göre görülen bir dava olması sebebiyle borçlunun takibe itirazında bildirdiği itiraz sebepleriyle bağlı olmadan bütün savunma sebeplerini itirazın iptali davasında ileri sürebileceği, bu nedenle alacaklının “alacak veya itirazın iptali davası’’ açmasından sonra, borçlu tarafından “menfi tespit davası’’ açılamayacağı, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığından davanın reddine” karar vermek gerekmiştir.Bu karar karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında da itiraz ve talepleri dikkate alınmadan eksik inceleme ile kusur incelemesi dahi yapılmadan hukuka aykırı şekilde karar verildiğini, zira 3 adet kaza görüntülerinin bulunduğu, flash disk’deki görüntülerinde delil olarak kabul edilmediğini, ayrıca zmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde keşif talebinde bulunduklarını ancak mahkemece taleplerinin sadece bahsi geçen bu görüntülerden ibaret sayıldığını ve bilirkişi incelemesinin cari hesap ile sınırlı tutulduğunu, yani ayıplı mala ilişkin kusur oranının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmadığını, eldeki istinafa konu davada ise ayıplı malın kusur oranının tespiti için mahallinde inceleme talepli dava açtıklarını dolayısıyla söz konusu davaya açmakla hukuki yararlarının bulunduğunu beyanla ilk derece mahkemesinin hukuka aykırı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı alacaktan dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı alacaklı …Ltd.Şti ‘in davacı Kor Metal Sanayi…A.Ş hakkında İzmir … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyası ile başlattğı takibi itiraz edilmesi üzerine 29/03/2021 tarihinde İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/231 E, 2022/44 K sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında davalının davacıdan fiyat teklifi istediği, verilen teklife istinaden fiyatın kabul edilerek sipariş verildiği, ürünün yapılarak teslim edildiği ve bu kapsamda 30/10/2019 tarihli 21.660,27 TL bedelli, 06/11/2019 ödeme tarihli faturanın keşide edildiği, vaade geldiğinde ödeme yapılmadığı, 13/12/2019 tarihinde yapılan kısmi ödemeden sonra E-mail yoluyla karşı tarafça ödeme yapılmayacağı bildirildiği, bahsi geçen sebeplerle yapılan iş karşılığı olan faturaya dayalı takip başlatıldığından takibe haksız itirazın iptali ve karşı taraf aleyhine %20’den aşağı olmayan icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ettiği ve yapılan yargılama neticesi davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmektedir. Eldeki davanın ise davacısının … Sanayi, davalının … Sistemleri olduğu dava konusunun davalının teslim ettiği “…” niteliğindeki emtianın taraflarca yapılan iade talebine rağmen geri alınmaması nedeniyle müvekkilinin ödemiş olduğu 21.660,27 TL toplam fatura bedelinden 8000 TL’nin faizi ile birlikte istirdadına, 21.660,27 TL toplam fatura bedelinden borçlu olmadığının tespitine karşı tarafın İzmir … İcra Dairesinin … E sayılı dosyası üzerinden başlattığı icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği eldeki istinafa söz konusu davanın 08/12/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87-88, 119). İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır. Ancak menfi tespit davası ile itirazın iptali davasında alacağın var olup olmadığı, yani aynı vakıa tartışılacağı için farklı sonuçlar çıkmaması amacıyla iki davanın birleştirilmesi, davaların birleştirilmesi mümkün olmazsa duruma göre davalardan birinin bekletici mesele yapılması gerekir (Kuru, s.88, Akkan, M.: İcra Hukukunda Menfi Tespit ve İtirazın İptali Davası Arasındaki Derdestlik ve Kesin Hüküm İlişkisi, DEÜHFD 2010, Cilt 12, Sayı 2, s. 1-41). Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam etmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 303. maddesi anlamında kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Takip dayanağı alacağın genel hükümler dairesinde tartışılarak mevcudiyeti sonucuna varan mahkeme itirazın iptali talebini kabul ettiğinde, aynı dava konusu ile ilgili olarak borçlu menfi tespit isteyemeyeceği gibi davanın reddi hâlinde de alacaklı aynı alacak için aynı dava sebebine dayanarak yeni bir alacak davası açamayacaktır. Aynı icra takip dosyasına davalının itiraz etmesi üzerine iş bu davanın davalısı tarafından, davalılar aleyhine iş bu menfi tespit davasından önce 29/03/2021 tarihinde İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/231 E, 2022/44 E sayılı dosyasında İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davası açıldığı da ihtilafsızdır. Davacının aynı takip dosyası kapsamında davalı tarafından aleyhine açıldığı ihtilafsız olan itirazın iptali davasında, iş bu menfi tespit davasında ileri sürdükleri iddiaların savunma nedeni olarak ileri sürebilmeleri mümkün olmakla, itirazın iptali davasından sonra açılmış olan eldeki menfi tespit davasında davacıların hukuki yararının bulunmayacağı açıktır. Bu nedenle mahkemece verilen karar isabetli olup, aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/01/2023