Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/868 E. 2022/859 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/868
KARAR NO: 2022/859
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2022
NUMARASI: 2021/477 Esas – 2022/92 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/07/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Kameron Douala limanından ithalatını yaptığı beyaz susamları …’ye ait konteynerler ile ve bu konteynerleri de yine …’e ait gemiler ile taşıtma işlemini yaptırdıklarını; çeşitli tarihlerde gerçekleşen bu taşıma işlemleri sonucu altı adet konteynerın taşıma esnasında suya maruz kaldığı ve müvekkiline ait susam yükünün zayi olduğunu, … nolu konteyner yönünden: müvekkiline ait ürünleri taşıyan ilk hasarlı konteyner …’ye ait … deniz seferi numarası, … ( Konşimento ) numarası ve … konteyner numarası ile Mersin Limanı (MIP)’na taşıma işleminin gerçekleştiğini, … nolu konteynerin, MIP te, … Şirketine bağlı Safmarine kontrolünde, gemiden indirme işlemi gerçekleştirildiğini, daha sonra … nolu konteyner MIP tarafından … plaka nolu çekiciye yüklendiği ve … Ltd Şti’nin Mersin de bulunan deposuna taşındığı, … konteynerın … Ltd Şti’nin Lojistik Uzmanı … tarafından açıldığı ve ürünlerin depoya indirilme işleminin başlatıldığını, konteynerden gelen ağır koku üzerine ürün indirme işleminin durdurulduğu ve inceleme başlatıldığını, fiziki yapılan kontrollerde, susam çuvallarının sertleşmiş olduğu, çuvallardan gelen kokunun konteyner içerisinde yoğunlaştığı ve çuvallar üzerinde renk değişimin olduğunun tespit edildiğini, konteyner’ın sağ üst bölgesinde delik olduğu, bu deliğin plastik bant ile kapatıldığının tespit edildiğini, bu durum ve bozuk ürünler anında fotoğraflanarak davalı şirketin yetkili kişi ve birimlerinin hem telefon hem de mail yolu ile bilgilendirildiğini; müvekkili şirketin davalı tarafla iletişime geçerek … Ltd. Şti. den “Muayane Raporu”( Inspectıion Report) talep ettiğini, gözetim firması hasar gören ürünler üzerinde ISO9001 WCS standartlarında inceleme ve testler gerekleştirdiğini, inceleme sonunda RC.E0620-118 nolu raporu müvekkiline sunduklarını, raporda oluşan hasarın deniz suyu kaynaklı olduğu ve deniz suyunun arızalı konteynırın içine girerek ürünlerin zarar gördüğünün tespit edildiğini, bu durumun muhatapların yetkililerine mail atılarak haberdar edildiğini, müvekkilinin hasarlı ürünleri sebebi ile uğramış olduğu zararın 29.304USD olduğu, hesaplama tablosu ve ilgili evrakların davalı tarafın avukatına, daha sonra davalıya … yevmiye numaralı ve 01.10.2020 tarihli ihtarname gönderildiğini; …, …, …, … konteynerlar yönünden müvekkili şirketin Kameron Douala limanından ithalatını yaptığı beyaz susamların, … (…) şirketi’nin … Gemisi ve … Deniz Seferi numarası, … ( Konşimento ) numarası …, …, …, … konteyner numaraları ile , Mersin Limanı (MIP) “na taşıma işleminin gerçekleştiğini, …, …, …, … nolu konteynırların MIP te, … Şirketine bağlı Safmarine kontrolünde, gemiden indirme işleminin gerçekleştirildiğini, dıştan fiziki kontrolünde konteynerın içerisinden dışarıya doğru siyah sıvı akıntısı, konteynerlerdeki fiziki paslanma, sürtünmeden kaynaklı hasarların fazlalığının tespit edildiği ve bu durumdan davalı tarafın hemen haberdar edildiğini, gözetim firmasının yetkililerince yapılan gözetimde mühürlerin açıldığı, bağımsız gözetim raporu tutulduğunu, konteynerlerdeki delikler, yama yapılmış delikler, kapıların çerçevelerindeki yalıtım kauçuğunun yıpranarak açılmış olması, konteyner kaynak bölgelerinde ciddi pas tespitlerinin yapıldığını, hasarlı tüm konteynerlerin ayrı ayrı kontrol edilerek konteyner içerisindeki susamların kaç çuval ve toplamda kaç ton bozulduğunun tespit edildiği ve bozulma sebepleri yazılarak fotoğraflandırıldığını, rapor sonucunda, ürünlerde oluşan hasarın deniz suyu kaynaklı olduğu ve deniz suyunun konteynırların arızalı yerlerinden içeri girerek ürünlere zarar verdiğinin tespit edildiğini, raporun muhatapların yetkililerine mail atılarak haberdar edildiği; müvekkilinin …, …, …, … numaralı konteynerdaki hasarlı ürünleri sebebi ile uğramış olduğu hesaplanan zarar miktarının 47.054 USD olduğunu, hesaplama ve eklerinin davalı tarafın yetkililerini ilk önce mail olarak, daha sonra 14180 yevmiye numaralı ve 01 Ekim 2020 tarihli ihtarname ile bildirildiğini, … Numaralı Konteyner Yönünden; müvekkiline ait ürünleri taşıyan son hasarlı konteyner …’ye ait konteyner ve gemi ile … ( Konşimento ) numarası ve … konteyner numarası ile Mersin Limanı (MIP) “na taşıma işleminin gerçekleştiğini, … nolu konteynerlerın MIP te, … Şirketine bağlı … kontrolünde kontrolünde, gemiden indirme işleminin gerçekleştirildiğini, konteynerin dıştan fiziki kontrolünde; alt kısımlarında fiziki paslanma, sürtünmeden kaynaklı hasarların fazlalığının tespit edildiği ve bu durumdan davalı tarafın hemen haberdar edildiği, davalı tarafından tüm uğraşlara rağmen olumlu veya olumsuz hiçbir cevap gelmeyince, … nolu mühürlü konteynerlar hakkında bağımsız gözetim raporu tutulduğunu, konteynerin tabanından yukarıya doğru iç ve dış kısımda 20-30 em yüksekliğinde belirgin su izlerinin mevcut olduğu, konteynerin içinden dışından gözle muayene edildiğinde paslanma ve çürümenin görüldüğü, susamlardaki hasarın tüm çuvallar bakımından tespit edildiği ve rapora yansıtıldığını, raporun yetkililere mail atılarak haberdar edildiğini, müvekkilinin … numaralı konteynerdaki hasarlı ürünleri sebebi ile uğramış olduğu hesaplanan zarar miktarının 10.718,08 USD olduğunu; hesaplama ve eklerinin davalı tarafın yetkililerine de mail olarak bildirildiğini, davalı şirketin hukuk ve yasa önünde taşımadan kaynaklı kusurunun açık olup müvekkili şirketin uğradığı zararları karşılamadığını, bu şartlar altında zorunlu arabuluculuk sürecinin gerçekleştiğini, davalı tarafın avukatı ile yapılan görüşmeler sonucu müvekkilinin haklı taleplerinin yine karşılanmayınca anlaşamama tutanağının düzenlendiğini ve işbu davayı açma zorunluluklarının doğduğunu, davalarının kabulünü, davalının zarar miktarı olarak hesapladıkları 87.076 USD (Seksenyedibin yetmişaltı Amerikan Doları) tazminata mahküm edilmesini, tüm alacağa temerrüt tarihinden itibaren Devlet Bankalarının bir yıl vadeli Amerikan Doları ile açılmış mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında faiz yürütülmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmasını, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu denizyolu taşıması merkezinin Kopenhag- Danimarka ‘da bulunan ve Afrika ülkelerinde “…” ticari marka adını kullanan dava dışı … tarafından üstlenildiği ve fiilen ifa edilmiş olduğundan davacıya karşı dava dışı … ‘in “taşıyan” sıfatının bulunduğunu, davacı yanın ise dava konusu 3 ayrı taşımaya ilişkin konşimentolarda “gönderilen” olarak yer aldığı, davacının bu davasındaki iddiasının, 3 ayrı konşimento tahtında Kamerun ‘un Douala limanından Mersin Limanına denizyoluyla taşınan konteyner muhteviyatı yüklerden bir kısmının denizyolu taşıması esnasında ıslanarak hasarlandığı ve navlun sözleşmesinin ademi ifade edildiği olduğunu, dava konusu ihtilafın denizyoluyla yapılan taşımaya ilişkin yük hasarı iddiasına dayandığını, TTK“nın ifadesi ile konteyner taşıması olan kırkambar taşımaları, kırkambar sözleşmeleri, navlun mukaveleleri, konşimento, konşimentonun arka yüzündeki denizyolu yük taşıma şartları, bu denizyolu yük taşıma şartlarının hukuki mahiyeti, “Yükleten”, “Taşıtan”,“Taşıyan” ve “Gönderilen” kavramları, denizyoluyla yapılan yük taşıma işleri ve navlun sözleşmeleri, navlun sözleşmelerinin ademi ifa edilmesi, taşıyanların yük hasarlarından sorumlulukları ve sorumsuzluk halleri, 6102 s. TTK “nın 5. kitabı olan “Deniz Ticareti Hukuku” hükümlerinde tanımlandığını, dava konusu ihtilaf tam anlamı ile klasik bir deniz ticareti hukuku ihtilafı olduğunu; 6102 s. TTK m. 5/2 delaleti ile HSYK Genel Kurulunca Asliye Ticaret Mahkemelerinin birinin veya birkaçının Deniz Ticareti ve Deniz Sigortaları ihtilaflarını bakmakla münhasıran görevlendirilebileceği, buna istinaden de HSYK 1. Dairesi tarafından İstanbul ili sınırları içerisinde Deniz Ticareti Hukuku ve Deniz Sigortaları Hukukundan kaynaklanan tüm uyuşmazlıklara bakmaya “Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatı ile” İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi ”münhasıran” görevlendirildiğini, buna göre İstanbul ili sınırları içerinde, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi dışında başkaca mahkemelerin deniz ticari hukuku davalarını görebilmesi mümkün olmadığını, işbu davada da görevsizlik kararı verilmesini ve dosyanın İstanbul ili sınırları içerisinde Deniz Ticareti Hukuku ve Deniz Sigortaları Hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklara Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatı ile bakmaya münhasıran görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesin talep ettiklerini, Kamerun“un Douala Limanından Mersin limanına farklı tarihlerde yapılan denizyolu taşımaları merkezi Kopenhag/Danimarka ‘da bulunan ve Afrika ülkelerinde “…” ticari marka adını kullanan dava dışı …’ in … numaralı, … numaralı ve … numaralı konşimentoları tahtında 3 ayrı taşıma olarak gerçekleştiğini, konşimento tahtında yapılan taşımalarda, yükleme , taşıma, boşaltma, teslim ve sair ameliyelerin nasıl ve ne şekilde yapılacağı, taşıma tahtında çıkacak uyuşmazlıklar halinde uygulanacak hukuk ve uyuşmazlığın görüleceği yetkili mahkeme (yetki anlaşması) için de konşimento hükümlerinin uygulanması gerektiğini, taşımaya ilişkin konişmento da yurt dışında düzenlenmiş olmakla, bu konişmentonun düzenlenmesine, dava dışı taşıyan …“in Türkiye’deki acentesi olan ve davalı konumunda bulunan müvekkilinin “… a.ş.” herhangi bir aracılıkta da bulunmadığını, keyfiyet de TTK m.105 kapsamında Türk mahkemelerine münhasır yargı yetkisi de vermediğini; taşımaya ilişkin konşimentoda yer alan yetki şartı gereğince davaya bakmaya yetkili mahkemenin Londra’ da bulunan İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesi olup uygulanması gereken hukukun da “İngiliz Yasaları” olması gerektiğini, emsal Yargıtay Kararları, emsal yerel mahkeme kararları ile birlikte İzmir, İstanbul ve Mersin Denizcilik İhtisas Mahkemelerinin yerleşik hale gelmiş uygulamaları gereğince davacının davasının milletlerarası yetki yönünden reddini; İstanbul ili sınırları içinde TTK ‘nın 5. kitabından kaynaklanan deniz ticareti hukuku ve deniz sigortaları hukuku davalarına bakmaya TTK m.5/2 delaleti ile HSYK tarafından İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesi münhasıran yetkilendirildiğinden davanın görev yönünden reddini “Konşimentolarda bulunan Milletlerarası yetki şartı uyarınca davanın yetki yönünden reddini, doğrudan doğruya ve asaleten dava edilen müvekkili acente … A.Ş. Yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddini, … numaralı konşimento tahtında taşınan … numaralı konteyner muhteviyatı yükteki hasarı iddiasının hakdüşümü yönünden reddini, her halükarda haksız ve hukuka aykırı davanın esas yönünden reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Dava konusu olayda deniz taşımasında hasarlanan emtia nedeni ile zarar talebinde bulunulduğuna göre, 6102 Sayılı TTK’nın “Deniz Ticareti Sözleşmeleri” başlıklı 1119 vd. maddelerinde bu tür sözleşmeler düzenlenmiş olup uyuşmazlığın çözümünde anılan madde hükümlerinin de uygulanması gerektiğinden, davanın görülüp sonuçlandırılmasının denizcilik ihtisas mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü gerekmekte olup mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve Hakimler ve Savcılar Kurulu kararı gereğince somut uyuşmazlığın çözümünde özel mahkeme olarak denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatıyla İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi görevli olduğundan mahkememiz görevsiz olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre görevli mahkeme İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliğine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen görevsizlik kararına ilişkin itirazları olmadığını, ancak görevsizlik kararı verilmeden önce bakılması gereken hususun dava şartının bulunup bulunmadığı, usulüne uygun bir şekilde yapılmış zorunlu dava şartı arabuluculuk başvurusunun olup olmadığı olup, dava konusu ihtilafta usulüne uygun şekilde davalıya yapılmış arabuluculuk başvurusu bulunmadığını, davacının zorunlu dava şartı arabuluculuk sürecinde “… A.Ş” yönünden herhangi bir arabuluculuk başvurusunda bulunmadığını, bunun yerine davacının İstanbul Arabuluculuk Bürosu’nun …- … sayılı dosyası üzerinden (EK-1) doğrudan doğruya ve asaleten “…” hakkında arabuluculuk başvurusunda bulunmuş ve arabuluculuk sürecini bu şekilde, doğrudan doğruya ve asaleten “…” hakkında tamamladığını, bu şirketlerin birbirinden farklı şirketler olduğunu, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, deniz taşıması sırasında oluşan hasar nedeniyle uğranılan zararın taşıyandan tazmini davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, arabuluculuk dava şartının görev dava şartından önce değerlendirilmesi gerekip gerekmediği noktasındadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nın 5/1. Maddesine göre de, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Ancak TTK’nın 5/2. Maddesinde ise, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebileceği düzenlenmiştir. HSYK ‘nın 20/07/2004 tarih ve 370 sayılı kararı ile İstanbul ‘da kurulup faaliyete geçirilen denizcilik ihtisas mahkemesinin yargı alanının İstanbul İli mülki sınırları olarak belirlenmiş ve yine 09/09/2014 tarihli ticaret mahkemesi hakimleri ile bazı yer adli yargı hakimlerinin müstemir yetkilerinin düzenlenmesine ilişkin yetki kararnamesi ile 6102 sayılı TTK 5/2 maddesi gereğince İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi TTK ‘dan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticareti ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmak üzere münhasıran görevlendirilmiştir. Dava, davacı tarafında Kamerun Douala limanından ithalatı yapılan emtianın deniz yoluyla taşınması sırasında hasarlandığı iddiası ile zararın tazminine ilişkin olup bu haliyle uyuşmazlık deniz ticaretine ilişkindir. Dolayısıyla deniz ticaretine ilişkin bir uyuşmazlıktan kaynaklanan eldeki bu davada asliye ticaret mahkemesi değil, deniz ihtisas mahkemesi görevlidir. Asliye ticaret mahkemesi ile deniz ihtisas mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup HMK’nın 114/1-c maddesine göre dava şartlarından olan mahkemenin görevli olması davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden(HMK m. 115/1)nazara alınır. Davalı tarafça, öncelikle arabuluculuk dava şartının değerlendirilerek bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, görev dışındaki diğer dava şartlarının görevli mahkemece değerlendirilmesi gerekli olup, görevin kamu düzenine ilişkin ve giderilemez bir dava şartı olduğu da nazara alındığında mahkemece her şeyden önce görev dava şartı incelenir. Bu nedenle mahkemece öncelikle görev dava şartı incelenerek İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi(Denizcilik İhtisas Mahkemesi)’ne görevsizlik verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Karardan sonra davacı yan gider avansından kullanılan 54,00 TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 05/07/2022