Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/843 E. 2023/452 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/843
KARAR NO: 2023/452
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2022
NUMARASI: 2021/736 Esas – 2022/124 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Hayrabolu İcra Dairesinde … esas sayılı dosyası ile yapmış oldukları takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalı tarafından icra takibine itiraz edilerek hem yetkiye hem de borca itiraz edildiğini, müvekkilinin ticari faaliyetlerini Hayrabolu ilçesinde yapmakta olduğunu, yetkili icra dairelerinin ve mahkemelerin Hayrabolu olduğunu, davalı şirket ile müvekkili arasında ticari ilişki gereği ticari faaliyetlerin mevcut olduğunu, bu ticari iş sebebiyle müvekkilinin davalıya mal sattığını, bunun karşılığı olarak malın bedelini alamadığını, bu sebeple icra takibine geçildiğini, malın bedeli olarak taraflarınca kesilmiş olunan faturaların icra dosyasında mevcut olduğunu, malın tesliminden sonra veya faturanın alınmasından sonraki süreçte TTK gereği 30 günlük sürenin sonunda borçlunun temerrüde düştüğünü, takip eden 30 günlük sürenin sonuna kadar para borcunun ödenmesi gerektiğini, davalının temerrüde düşürülmediği iddialarının yersiz olduğunu, faturaya dayalı alacakta dava konusu ticari iş olduğu için işletilecek faizin de ticari faiz olduğunu, davalı tarafın borca itiraz dilekçesindeki ifadelerin soyut iddialardan ibaret, tamamen kötü niyetli ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu beyan ederek davanın kabulüne ve borçlunun itirazının iptaline, Hayrabolu İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasındaki takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra müdürlüğünün dosyasına açıkça yetki itirazında bulunduklarını, icra takibi ile itirazın iptali davasının yetkisiz icra müdürlüğü ile yetkisiz ticaret mahkemesinde açıldığını, davacı alacaklı ile borçlu davalı arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, irsaliyeli faturalarda teslim alan kişinin ismi ve imzası bulunmadığını, müvekkilinin adresinin Lüleburgaz Kırklareli olduğunu, yetkili icra müdürlüğünün Lüleburgaz İcra Müdürlüğü, yetkili mahkemenin de Lüleburgaz Ticaret Mahkemesi olduğunu, yetkili icra dairesinde icra takibi yapılmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, icra dosyasından gönderilen ödeme emrine dayanak konusu yapılan fatura ve alacak nedeniyle müvekkilinin borcu olmadığı için itiraz edildiğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olmadığını, müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarında davacı şirketin alacaklı olduğunu iddia ettiği hususların ve faturaların yer almadığını, müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmiş bir fatura da olmadığı gibi faturada belirtilen malların tesliminin de söz konusu olmadığını, icra takibine eklenen irsaliyeli faturalarda malın teslim edildiği kısımların boş olduğunu, davacı tarafın malın teslim edildiğini yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini beyan ederek öncelikle davanın dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Davacı alacaklı her ne kadar Hayrabolu İcra Müdürlüğü’nde takip başlatmış ise de davalı borçlu takibe süresinde yaptığı itirazında ikametgahının Lüleburgaz’da olduğu, yetkili icra dairelerinin Lüleburgaz İcra Müdürlükleri olduklarını beyan ederek yetkiye ve borca itirazda bulunulmuş, alacaklı tarafça açılan dava ile itirazın iptali talep edilmiştir. Dosya kapsamında yapılan incelemede davalının ikametgahının Lüleburgaz’da olduğu, davalının yetki itirazında haklı olduğu, iş bu davada geçerli takip yapılması dava şartının eksik olduğu anlaşıldığından davanın usulden reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hayrabolu İcra Müdürlüğünde … Sayılı dosya ile davalının ödememiş olduğu fatura bedellerinin tahsili amaçlı icra takibi yapılmış olup borçlunun haksız olarak takibe itirazı ile Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinde taraflarınca itirazın iptali talepli dava açıldığını, davanın yetkisizlik sebebi ile usulden reddedildiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın fatura alacağına dayalı olarak başlatılan itirazın iptali davası olduğu bununla birlikte davacının talebinin para alacağı olduğu, TBK 89. Maddesine göre para alacaklarının götürülecek borç olarak düzenlendiği, son olarak HMK 10. Maddesine göre davanın sözleşmenin ifa edileceği yerde de açılabileceğinin düzenlenmiş olduğundan yetkiye ilişkin itirazının reddine karar verilmesi gerekmekte olup aralarında uzun süredir fiilen yapılan ticari iş gereği ticari faaaliyetin yapıldığı yer mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili olduğunun açık olup İİK 50/1 gereği akdin yapıldığı icra dairelerinin de takibe yetkili olduğunu, davacı ticari faaliyetlerini Tekirdağ ilinin Hayrabolu ilçesinde yapmakta olup yetkili icra daireleri ve mahkemeleri Tekirdağ – Hayrabolu olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, takibin yapıldığı icra dairesinin yetkili olup olmadığı noktasındadır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, Hayrabolu İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “fatura” sebebine dayalı olarak 50.902,44 TL alacağın tahsili istemiyle 03/02/2021 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, yetki ve borca itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı taraf cevap dilekçesinde taraflar arasında sözleşeme olmadığı gibi ticari ilişkinin bulunmadığını beyan etmiştir.İİK’nın 50/1. Maddesine göre, para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. 6100 sayılı HMK’nın 6. Maddesinde ise, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olarak kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra HMK’nın 10. maddesine göre de, sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Taraflar arasında sözleşmenin ifa edileceği yer belirlenmemişse, ifa yerinin 6098 sayılı TBK’nın 89. Maddesine göre belirleneceği izahtan varestedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler değerlendirildiğinde, İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, bu kapsamda icra dairesinin yetkisine itirazın HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun (hadise) şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Zira, itirazın iptali davalarında ödeme emrinin takip borçlusuna yetkili icra dairesince tebliğ edilmiş olması, icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde HMK’nın 114/2. anlamında özel bir dava koşuludur. Dosya içerisindeki verilerle taraflar arasında akdi ilişkinin mevcudiyetine dair kesin bir sonuca varılamayacağı gibi, akdi ilişkinin olmadığı tespitinde bulunmak da mümkün değildir. O halde sözleşme ilişkisinin varlığı, tarafların buna dair sunacakları delillerin toplanmasından sonra tespit edilebilecek bir olgu haline gelecektir. Nitekim 6100 sayılı HMK’nun 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu, ilk itirazların ise bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağının müteakip (HMK. md. 117/3) maddesinde düzenlendiği, mahkemenin bu süreçte nasıl bir yöntem takip edeceğinin ise HMK’nun 163-164 maddelerinde açıklandığı görülmektedir. Tüm bu açıklanan nedenlerle, mahkemece davalının yetki itirazının anılan hükümler çerçevesinde incelenerek, taraflara yetki konusunda delillerini sunma imkanı tanınarak, varsa delilleri toplanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir(Yargıtay 19. HD’nin 20/09/2017 tarih ve 2016/11255 – 2017/6086 E-K sayılı Kararı). Bu durumda mahkemece davacının sunmuş olduğu bu deliller incelenip, ticari defterler üzerinde araştırma yaptırılmak suretiyle deliller eksiksiz olarak toplanıp hep birlikte değerlendirilerek, taraflar arasında akdi ilişkinin varlığının saptanması halinde TBK’nın 89/1 ve HMK’nın 10. maddeleri uyarınca, davanın para alacağına ilişkin bulunması nedeniyle alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri icra dairesi de yetkili olduğu gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir (Yargıtay 19. HD’nin 04/11/2015 Tarih ve 2015/2795 – 2015/14017 E-K sayılı Kararı). Bu sebeple mahkemece davacının delilleri değerlendirilmeksizin akdi ilişkinin inkar edildiğinden takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin İstinaf isteminin KABULÜ İLE, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023