Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/780 E. 2022/599 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/780
KARAR NO: 2022/599
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2022 (Ara karar)
NUMARASI: 2021/400 Esas
TALEP: İhtiyati tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/05/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP:İhtiyati tedbir talep eden eden vekili talep dilekçesinde özetle; dava konusu çek dayanak gösterilmek suretiyle müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını beyanla, bu nedenle öncelikle takibin durdurulması, mahkeme aksi kanaatte ise icra dosyasına yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “huzurda görülen davanın menfi tespit talebi içermediği sadece çekin istirdatı talebi içerdiği tespit edilmekle, İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinin 2. ve 3. fıkrasında düzenlenen tedbirlerin menfi tespit davalarına yönelik olarak takip hukukuna ilişkin olarak düzenlenen özel tedbirlerden olması sebebi ile davacının takibin durdurulması ya da icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına ilişkin taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacının talebinin genel hükümler çerçevesinde talep edilen tedbirlerden olduğunun kabulü halinde ise talebin HMK’nın 390. maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu çeklerin vekil edeninin elinden rızası dışında, dolandırılması sonucu çıktığını, davaya konu çeklerde bulunan imzaların vekil edenine ait olmadığını, davalı hakkında yapılan araştırmada davalının 2021 yılından sonra alacaklı olduğu dosyaların neredeyse tamamının, huzurdaki dava dosyasında olduğu gibi hamilinin elinden rızası dışında çıkan ( Hırsızlık, dolandırıcılık gibi) çekler olduğunu ve bunlara ilişkin hukuk ve ceza davaları açıldığı gibi, savcılık soruşturmalarının da olduğunu, bu icra takip dosyasına dayanak çeklerin cirantalarının da aynı olduğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, çek istirdatı davasında çekin konu edildiği icra takibinin durdurulması ve veznedeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Dava dışı … A.Ş. tarafından 25/04/2021 tarihinde …, … lehine … Bankası A.Ş. Belde/Batman Şubesi nezdinde tanımlı hesaptan 100.000,00 TL bedelli … numaralı çek keşide edilmiştir. Dava dışı … Enerji A.Ş. tarafından 09/04/2021 tarihinde …, … lehine … Bakanlıklar Şubesi nezdinde tanımlı hesaptan 14.500,00 TL bedelli … numaralı çek keşide edilmiştir. Çekler sırasıyla …, …, … ve … Ltd. Şti tarafından ciro edilmiş ve … tarafından bankaya ibraz edilmiştir. Çek iptali davasında konulan ödeme yasağı nedeniyle çekler ödenmemiştir. İlk derece mahkemesinde ikame edilen dava ile davacının elinden rızası hilafına çıktığı iddia olunun çeklerin istirdadı istemiyle eldeki dava açılmış olup bu davada icra dosyasının tedbiren durdurulması ve dosyaya yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir talep edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 788/1. Maddesinde, açıkça “emre yazılı” kaydıyla veya bu kayıt olmadan belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çekin, ciro ve zilyetliğin geçirilmesiyle devredilebileceği düzenlenmiştir. Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır(TTK m. 790). Dava konusu çekteki ciro silsilesi görünürde düzgün olup, şeklen çeki elinde bulunduran kişinin hamil sıfatını ispat eder niteliktedir. Ciro silsilesinde bir kopukluk söz konusu olmadığından hamil senedin illetten mücerret olması ilkesinden yararlanır. TTK’nın 792. Maddesine göre, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Aynı Kanun’un 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İhtiyati tedbir yasada geçici hukuki korumalardan olup, Kanun hükmü, tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir. Ayrıca sadece uyuşmazlık konusu üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Ancak dosyanın bulunduğu aşama itibariyle ihtiyati tedbir verilebilmesi için davacının iddiaları yönünden yaklaşık ispat şartı gerçekleşmemiştir. Sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.10/05/2022