Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/776 E. 2022/1404 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/776
KARAR NO: 2022/1404
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2022
NUMARASI: 2021/17 Esas – 2022/115 Karar
DAVA: Rehin Karşılığında Ödünç Verme İşinden Kaynaklanan (TMK M. 962 – 969) (İtirazın İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ipoteğin paraya çevrilmesi talebine ve davaya konu İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … Kat … nolu Depolu Dükkan niteliğindeki taşınmaz davalı borçlu-malik Tarafından … Anonim Şirketi’ne 13/09/2011 tarih ve … yevmiye sayılı ipotek belgesi ile kesin borç ikrarına havi 240.000 TL bedelli ve yıllık %16 faizi ile ödenmek üzere ipotek edildiğini, bu ipotek … Anonim Şirketi tarafından 05/06/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ipotek temlik belgesi ile …’ye temlik edildiğini, yine ipotek 26/05/2016 tarih ve … yevmiye sayılı Resmi Senet ile müvekkili …’e devir ve temlik edildiğini, müvekkili tarafından sözlü müracaatlar sonuçsuz kalınca İpoteğin Paraya Çevrilmesi yoluyla Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibine başlandığını, borçluya kıymet taktiri tebliğ edilmiş ancak ödeme emrinin tebliğinin bila dönmesi nedeniyle yeniden gönderilen ödeme emrine borçlunun itiraz ettiğini, borçlunun itirazının iptali için Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesine müracaat edildiğini, ancak Gaziosmanpaşa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/203 Esasa ve 2020/464 Karar sayılı kararı ile ihtilaf yargılamayı gerektirdiği için davanın reddine karar veridiğini ve bu kararın kesinleştiğini, hem yasal zorunluluk hem de konunun uzlaşı ile çözülmesi amacı ile Arabulucuya başvurulduğunu ancak 24-12-2020 tarihinde bizzat taraflar ile birlikte yapılan toplantıda anlaşma sağlanamamış ve anlaşmazlık belgesi düzenlendiğini, konunun anlaşma ile çözülmesinin mümkün olmaması nedeniyle mahkemeye müracaat edilmesi zaruretinin hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, haklı davalarının kabulü ile davalının Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine haksız olarak itiraz edilen takibin tümü üzerinden %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine bedelin davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücreti alacağının karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili aleyhine açtığı itirazın iptali (alacak) davasını kabul etmediklerini, davacının soyut iddialara dayalı açtığı davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkilinin vergi mükellefi olup esnaf faaliyeti kapsamında ve tanımında çalışmakta olduğunu, davacının iddia ettiği gibi tacir olmadığını, bu tanıma bağlı taleplerin yersiz olduğunu, müvekkili tarafından 13.09.2011 tarih, … yevmiye sayılı ipotek … Tic AŞ ye verildiğinde bu şirketten alınacak malların teminatı olacak diye kararlaştırılmış ancak … Tic AŞ den hiçbir mal alınmadığını, bu nedenle borç doğuracak bir işlemin olmadığını, takip hukukuna ilişkin davacının eleştiri konusu yaptığı hususlar Gaziosmanpaşa 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/203 Esas 2020/464 Esas sayılı kararı ile sonuca bağlanmış ve bu kararın kesinleştiğini, huzurdaki dava itirazın iptali yani alacak davası olduğunu, davacı alacağını tartışmasız bir biçimde ispata mecbur olduğunu, müvekkilinin olmayanı ispatı imkansız olduğundan, haklılığını ispat bakımından … Tic AŞ ‘nin ticari defterlerinin bilirkişi marifeti ile incelenmesinden başka bir çıkar yolunun bulunmadığını, görev ve yetkiye itirazlarının bulunduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, yetkili mahkeme Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, görev ve yetkiye itiraz ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle öncelikle görev ve yetkiye ilişkin itirazlarının değerlendirilerek Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev ve yetkisinin kabulüne, neticede davacı yanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/1. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası, takip hukukuna özgü bir alacak davası olup, bu davanın görülebilmesi için davacı alacaklı tarafından geçerli bir icra takibin yapılması ve bu takibe borçlu tarafından 7 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilerek takibin durmuş olması gerekir. Davacı yan dava dilekçesinde açıkça sözlü müracaatlarının sonuçsuz kalması nedeni dava konusu ilamsız takibe giriştiklerini beyan etmiştir. Yargıtay 12. HD’si 2019/12208E-2020/6366 K sayılı ilamında ve aynı nitelikteki pek çok ilamında aynı şekilde ; “Kural olarak alacağın muacceliyetinin, bir ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapması mümkün değildir. (M.K. 802 md., TMK. 887 md.) Zira, Borçlar Kanunu’nun 117/2.maddesinde yer alan borcun ifa edileceği gün (vade tarihi) sözleşmede yer almamıştır. Bu durumda, borçlunun temerrüdünün ne zaman gerçekleştiğinin saptanmasında Borçlar Kanunu’nun 117/2.maddesinin(818 Sayılı BK’nun 101/1.maddesi); “muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü dikkate alınmalıdır. İİK’nun 149. maddesinde; “İcra müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, borçlunun kendi borcu sebebiyle yine kendisine ait taşınmazını, alacaklıya kesin borç ipoteği şeklinde ipotek ettirdiği, anılan ipoteğin süresiz olarak kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, alacaklının, borçluya takip öncesi ihbarda bulunması zorunluyken, ihbar olmaksızın, borçlu aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olması usul ve yasaya aykırıdır. ” gerekçesi ile belirttiği üzere süresiz kurulan bir kesin borç ipoteği için ipotek borçlusuna karşı takip öncesi muacceliyet ihtarı göndermeksizin yapılan takipleri geçersiz kabul etmiştir. İtirazın iptali davalarında geçerli bir icra takibin varlığı mahkemece re’sen denetlenir. Borçlu aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadan takibe yapılan itirazın iptali talep edilemez. Somut olay bakımından davalı yana ihtar gönderilmeksizin icra takibine girişildiği açık olup, davalı borçlu aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmamaktadır. Bu nedenle eldeki davanın usulden reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibinde borçluya örnek 9 ödeme emrinin gönderilmesi yeterli olup, alacaklının ipotek akit tablosuna dayanması ve takip talebine eklemesi halinde geçerli bir icra takibinin kabulü gerekmekle, borçluya herhangi bir muacceliyet ihtarının gönderilmesi zorunluluğunun bulunmadığını, mahkemece davanın usulden red gerekçesini teşkil eden muacceliyet ihtarının ise ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takiplerinde gözönüne alınması gereken bir husus olup, mahkemenin dayanak olarak göstermiş olduğu Yargıtay emsal kararının da ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine ilişkin olduğunu, mahkeme tarafından itirazın iptaline konu takibin ilamsız olarak yapılmış olduğu bilinmek suretiyle, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde aranmayan bir koşuldan kaynaklı davanın geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip için muacceliyet ihtarına gerek bulunup bulunmadığı noktasındadır.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 148. Maddesi, taşınmaz ipotek alacaklısı, yetkili veya taşınmazın bulunduğu yer icra dairesine elindeki ipotek belgesinin akit tablosunun tapu idaresince verilmiş resmi bir örneğini ibrazla alacağın miktarını bildirir ve 58 inci maddeye göre takip talebinde bulunur, şeklinde düzenlenmiştir.İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir(İİK m. 149). Bu haller dışındaki muaccel alacaklar için icra memuru, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa 60 ıncı maddeye göre birer ödeme gönderir(İİK m. 149/b). Buna göre, muacceliyet ihtarı ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin ilamlı takiplere yönelik İİK’nın 149. Maddesi uyarınca icra emri gönderilebilmesi için şart olup, ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin ilamsız takiplere yönelik İİK’nın 149/b. Maddesi uyarınca ödeme emri gönderilebilmesi için şart değildir. Somut olayda, takip talebi üzerine, muacceliyet ihtarının bulunmaması nedeniyle icra müdürü tarafından takip borçlusuna ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin ilamsız takibe ilişkin ödeme emri düzenlenmiş olup, bu takipte muacceliyet ihtarı bulunması zorunlu değildir. Aksine, ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin ilamsız takip, ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermediği ve/veya alacağa ilişkin muacceliyet ihtarı bulunmadığı hallerde başvurulabilecek bir yoldur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK)’nun 887. Maddesinde, ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır, düzenlemesi bulunmakta ise de eldeki davada borçlu ve ipotekli taşınmazın maliki aynı kişi olup anılan Kanun hükmünün uygulanması mümkün değildir. Bu nedenlerle mahkemece, ihtar gönderilmeden takibe geçildiğinden ve bu nedenle geçerli bir icra takibi bulunmadığından bahisle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.20/12/2022