Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/760 E. 2022/594 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/760
KARAR NO: 2022/594
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 03/03/2022
NUMARASI: 2019/713 Esas
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen ara kararlara karşı davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı (ihtiyati haciz isteyen) vekili, müvekkilinin toptan kumaş ticaretiyle uğraştığını, davalıya çeşitli tarihlerde mal satıp teslim ettiğini, faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağını ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, borçlunun mallarını kaçırması ihtimali nedeniyle borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarıyla 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının, teminatsız ihtiyaten haczine hükmedilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, ancak dava konusu faturalar içeriği malın tesliminin ispata muhtaç olduğunu, ayrıca ticari ilişkiye dayalı olarak davalıya peşin ve çeklerle ödemede bulunulduğunu, bu ödemeler sonucunda müvekkilinin davacıya borcunun kalmadığının açık olduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 26/10/2021 VE 03/03/2022 TARİHLİ ARA KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesinin 26/10/2021 tarihli duruşmanın 8 nolu ve yine 03/03/2022 tarihli ara kararlarında, talepte bulunan tarafından talebin dayanağı olarak sunulan alacağın varlığı ve muaccel olduğuna ilişkin belgeler, alacağın varlığı yönünde yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği yönünde bir kanaat oluşturmadığı ve talepte bulunanın aleyhine talepte bulunan kişiden alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktar alacaklı bulunduğu ancak yargılama ile belirlenebilecek nitelikte olduğu ve talepte bulunan tarafından sunulan bilgi ve belgeler kapsamında 2004 Sayılı İİK 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmediğinden talebin reddine karar verilmiştir. Bu ara kararlarına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçelerinde özetle; dosya alınan bilirkişi raporunda alacağın varlığı ve muaccel olduğu doğrultusunda sonuç ve kanaate ulaşıldığını, davalı taraf 29 adet çek ile dönem dönem ödeme yaptığını iddia etmekteyse de davalıdan çek ile alınan ödemeler de müvekkil şirket tarafından ticari defterlere işlenmiş olup dava konusu borç ile ilişkili olmayan ödemeler olduğunu, yargılamayı uzatmak ve müvekkil şirketin alacağına kavuşmasını engellemek için öne sürüldüğünü belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararlarının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Talep, itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin 26/10/2021 ve 03/03/2022 iki ayrı ara kararında reddine karar verilmiş, bu ara kararlarına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. İhtiyati hacze kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde buzunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2.cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda, eldeki davanın faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali olduğu, davalı tarafça dava konusu faturalar içeriği emtianın teslim edilmediğini ve kaldı ki borcuna karşılık nakit ve çeklerle ödemede bulunulduğunu ileri sürüldüğü, davacı tarafça da davalının çeklerle ödemesinin kabul edildiği ve fakat bu çeklerin başka bir hukuki ilişkiden kaynaklı borca karşılık verildiğini savunduğu, bu durumda taraflar arasındaki ispat yükü, cari hesap alacağın varlığı ve miktarı konusunda dosyanın bulunduğu aşama itibariyle yaklaşık ispat olgusunun bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.10/05/2022