Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/76 E. 2022/99 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/76
KARAR NO: 2022/99
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İST. ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/455 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2022
Taraflar arasında görülen davada ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz talebinin reddine dair 10/11/2021 tarihli ara kararın ihtiyati haciz talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Davacılar vekili, tarafların dava dışı … A.Ş’nin ortakları oldukları ayrıca davalının şirketin tek yönetim kurulu üyesi olup, 2019 ve 2020 yılı genel kurul toplantılarına çağrı yapmadığı, şirketle aynı faaliyet konusuna sahip … Ltd.Şti’yi kurduğu, şirketin hesabından kendi şahsi hesabına para aktarımı yaptığı gibi şirket aleyhine yaptığı icra takibine itiraz etmeyerek kesinleşen takipte şirkete ait taşınmaza haciz konulmasına sebebiyet verdiği, rekabet ve işlem yapma yasağının ihlal ettiği, şirketin tek markasını haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tek pay sahibi olduğu şirkete devrettiği, yönetim kurulu üyeliği görevlerini gereği gibi yerine getirmediği ve şirketin zarara uğrattığını ileri sürerek yapılacak yargılama ile zararın miktarının tam olarak belirlenmesi halinde artırılacak olup, belirsiz alacak davasına esas olmak üzere 640.000 TL maddi ve 50.000-TL manevi tazminatın şirkete ödenmesine, temsil kayyumum atanmasına davalıya ait taşınmazlar ve diğer malvarlığının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, İİK 257. maddesi uyarınca vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilmesi içine muayyen yerleşim yerinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, yahut kaçmış olması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gerektiği, somut olayda, davacılar vekili, borçlunun, alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğunu, borç miktarı nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmemesi halinde alacaklının zarara uğrayacağını iddia etmekte ise de, davalının, tek yöneticisi olduğu şirket aleyhine “borçlu firma lehine yapılan ödemeler, verilen emek ve mesai, marka tanıtım faaliyeti, gayrimenkul ve menkul sermaye iradı ve nakit borçlar, 3. kişilere şirket adına yapılan borç ödemeleri” nedenine dayalı olarak icra takibi yaptığı ve kuvvetle muhtemelen usulsüz olarak kesinleştirdiği” iddiası dışındaki iddialar yönünden yakın ispat koşulunun henüz gerçekleşmediği, davacıların iddialarının doğru olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, icra takibi sonucu davalı tarafından haciz konulan İstanbul ili, Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … parselde kayıtlı … blok, kat: … No: … adresindeki taşınmazla ilgili de İstanbul 1. ATM’nin 2021/406 D. İş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati tedbir kararı verildiği, bu nedenle alacağın varlığı henüz kanıtlanmamış olup, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlandığı yahut kaçmış olduğu veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden İİK.’nın 257/2. maddesinin vadesi gelmemiş borçlarla ilgili ikinci fıkrasındaki şartlar da oluşmaması nedeniyle davacılar vekilinin, davalının malları üzerine ihtiyati haciz konulması talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati haciz isteyen davacılar vekili istinaf başvursunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesiyle; davalının, rekabet yasağını, yönetim kurulu üyeliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini ve yönetim kurulu üyesinin şirketle işlem yapma yasağını ihlal ettiği, şirketin içini boşalttığı, TTK m.396 uyarınca; yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremeyeceği, şirketlerin bu hükme aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyelerinden tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbest olduğu, TTK m.553 uyarınca ise; kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu bulunduğu, davalının, müvekkilleri ile birlikte ortak olduğu … Şirket’inin aynı zamanda tek yönetim kurulu üyesiyken, …’ni kurduğu ve bu şirketin sınırsız imza yetkilisi tek müdürü olduğu, davalının kurmuş olduğu …, …. ile aynı işle iştigal ettiği ve her iki şirketin amaç ve konusunun aynı bulunduğu, iki şirketin de iç mimarlık kursu, resim kursu, güzel sanatlara hazırlık kursu gibi alanlarda eğitim hizmeti verdiği, bu sebeple iki şirketin potansiyel müşterileri ve verdikleri hizmetler bire bir aynı olup, ticaret sicil gazetesinde yayımlanan şirketin amaç ve konu maddeleri incelendiğinde de şirketlerin iştigal konusunun aynı olduğunun anlaşılacağı ve bu belgelerin ilk derece mahkemesine delil olarak da sunulduğu, TTK’nın açık hükmü kapsamında davalının müvekkillerimizle birlikte ortağı olduğu …’nin işletme konusuyla aynı konularla iştigal eden yeni bir şirket kurması ve bu şirketin tek ortağı ve tek imza yetkilisi müdürü olması rekabet yasağını ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini ortaya koyduğu, üstelik davalı söz konusu yeni şirketinin müvekkillerinin ortağı olduğu … ile aynı adreste kurduğu ve aynı adreste …’nin de iştigal konusu olan güzel sanatlar eğitimleri hizmetlerini verdiği, Davalının hem …’nin maddi ve manevi ticari işletmesinin unsurlarını rakip şirkete devrederek onun birikiminden haksız kazanç elde ettiği hem de yönetmekle yükümlü olduğu şirkete zarar verdiği, bu hususları ispatlayan devir sözleşmesi ve Türk Patent kayıtları ilk derece mahkemesi tarafından ilgili resmi kurumlardan temin edildiği, Şirket genel kurulunun izni olmaksızın şirket hesabından kendi şahsi hesabına para transfer ettiği, 20.05.2021 tarihinde yapıldığı tespit edilen aktarım işlemi ile davalının …’nin şirket hesabından kendisine, dava dilekçesi tarihi itibariyle yaklaşık 640.000 TL’ye denk gelen tutarda (1270 gr) altın transferi yaptığının anlaşıldığı, geçerli hiçbir sebep yokken, genel kurulun izni olmaksızın yapılmış olan bu para transferi de davalının, …’ni kusuruyla zarara uğrattığını ve kendi çıkarlarını şirketin üstünde tuttuğunu gösterdiği, Tespit edilebilen bu aktarım dışında, davalının başka tarihlerde de genel kurul izni bulunmaksızın şirket hesabından kendi şahsi hesabına ya da yakınlarının hesabına para aktarımı yaptığından şüphelenildiği, …’nde yönetici olarak bulunmayan müvekkillerinin, bu para aktarımlarını tek başına araştırabilmesinin mümkün olmadığı, zira mevcut durumda müvekkillerinin pasifize edilmiş pay sahipliği konumları nedeniyle, …’nin hangi bankalarda kesin olarak hesabı/hesapları bulunduğunun dahi bilemediği, bu kapsamda, öncelikle …’nin banka hesaplarının ilk derece mahkemesince tespit edilmesi, ardından ilgili bankalara müzekkere yazılarak davalının tek başına yönetim kurulu üyesi olduğu 28.04.2015 tarihinden ilgili müzekkerenin yazılacağı tarihe kadar tüm hesap hareketlerinin celbinin talep edildiği, hesap hareketlerinin celp edilmesi neticesinde davalının genel kurul izni olmaksızın …’nden kendi şahsi hesabına ya da yakınlarına yaptığı para aktarımları ve böylelikle …’nin ve dolaylı olarak müvekkillerinin uğradığı zararın tespit edilebileceği, mahkemece henüz bankalara müzekkere yazılmadan, bankalardan gelecek hesap hareketleri dahi incelemeden yaklaşık ispat gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, Şirketin tek yönetim kurulu üyesi olan davalının, şirketi sistematik olarak kendisine haksız şekilde borçlandırdığı, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden şirket aleyhine dayanağı belirsiz bir alacak iddiasıyla yapılan ilamsız icra takibini kesinleştirdiği, söz konusu icra takibinin dayanağını gösteren hiçbir belge davalı tarafından ilgili takipte sunulmadığı,takipte, İcra takibinde “borçlu firma lehine yapılan ödemeler, verilen emek ve mesai, marka tanıtım faaliyeti, gayrimenkul ve menkul sermaye iradı ve nakit borçlar, 3. Kişilere şirket adına yapılan borç ödemeleri gibi” belirsiz ve hiçbir dayanağı olmayan gerekçelerin gösterildiği dolayısıyla icra takibinin davalı tarafından salt şirketi zarara uğratmak amacıyla başlatılan bir icra takibi olduğunu ve davalının sistematik olarak şirketin içini boşalttığını gösterdiği, mahkemece bu dosyada celbedilmesine rağmen incelenmediği, kesinleşen takip doğrultusunda da davalının,şirketin halihazırda faaliyetlerini gerçekleştirdiği … mahallesi Kadıköy/ İstanbul’da bulunan … ada .. parsel numaralı piyasa değeri yaklaşık 8.500.000-TL olan taşınmazı üzerine 26.05.2021 tarihinde 1.503.351,69-TL tutarında haciz koydurduğu, davalının, şirketin tek ve münferit yetkilisi olup, şirketin bu hakkını kullanma imkanını ortadan kaldırdığı, söz konusu taşınmazın üçüncü kişilere devrinin, kiralanmasının ve taşınmaz üzerinde üçüncü kişiler lehine ayni hak tesis edilmesinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/406 D. İş dosyası üzerinden kabul edildiği esasen bu kararın davalının şirketin en değerli taşınmazını kendisine devretme niyetinde olduğu ve zarara uğratacak kusurlu davranışlarda bulunduğu iddialarını desteklediği, Yaklaşık ispatta hakimin, ispat edilmek istenen olayı muhtemel görmesi gerektiği dolayısıyla ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için ispat edilmek istenen olayın tamamen ispatlanması gerekmemekte, ilgili olayın muhtemel görülmesi için yeterli olacak ölçüde yaklaşık olarak ispat edilmesinin yeterli olduğu, İhtiyati haciz talebinin reddi kararının yasaya ve hakkaniyete aykırı olup, dava sonuçlanıncaya kadar zararın daha da büyümemesi için davalının taşınır ve taşınmaz varlığı üzerinde ihtiyati haciz uygulanması gerektiği yaklaşık ispatın sağlanmasına rağmen ihtiyati haciz talebini reddedilmesi nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK 556. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan sorumluluk davasıdır. Talep, ihtiyati haciz istemini kapsamaktadır. İhtiyati haciz isteyen davacılar, tarafların ortağı oldukları dava dışı şirketin yönetim kurulu üyesi ve başkanı ayrıca münferit yetkilisi olan davalının haksız ve hukuka aykırı davranışları nedeniyle şirketin uğradığı zararın tazmini istemiyle açılan belirsiz alacak davasında tespit edilecek maddi zarardan şimdilik 640.000- TL’nin tahsili ile davalının malvarlığının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda ihtiyati haciz isteminin reddine kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. İhtiyati hacze kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2.cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda, davalının ortağı, yönetim kurulu başkanı ve tek münferit yetkili olduğu … A.Ş’ye karşı, şirket yararına yapılan ödemeler, verilen emek ve mesai, marka tanıtım faaliyeti, gayrimenkul ve menkul sermaye iradı ve nakit borçlar, 3. kişilere şirket adına yapılan borç ödemelerinden kaynaklanan şahsi 1.503.351,69TL alacağının tahsili teminen ilamsız icra takibi yaptığı ve kendi alacağına yönelik olarak yaptığı takipte, menfaat çatışması olmasına rağmen borçlu şirketin tek yetkili münferit temsilcisi olduğundan takibe itiraz etmediği ve kesinleşen icra takibi nedeniyle şirkete ait taşınmaz üzerinde alacak miktarı kadar haciz konulduğu gibi davalının tarafların ortağı olduğu şirketle aynı konuda faaliyet gösteren başka bir şirket kurduğu gözetildiğinde; İİK 258. maddesindeki yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu gözetilmeksizin aksi gerekçeyle istemin reddine karar verilmesi isabetli bulunmadığından ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın belirsiz alacak davası olup, maddi tazminata ilişkin dava değerinin 640.000 TL bulunmasına göre, dava konusu miktarın %15 ‘i oranında nakit veya süresiz ve kesin teminat mektubu niteliğindeki gayrinakdi teminat karşılığında davalının malvarlığının ihtiyaten haczine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; İhtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesinin ara kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-İhtiyati haciz talebinin KABULÜ ile; yukarıda ismi yazılı davalının yedinde veya üçüncü şahıslarda bulunan taşınır ve taşınmaz malları ile diğer hak ve alacaklarının 640.000,00 TL olan borca yeter miktarının İHTİYATEN HACZİNE, 2-İhtiyati haciz isteyen tarafından 6100 sayılı HMK’nın 87. maddesi gereğince takdiren kabul edilen alacak miktarının yüzde on beş’i oranında (96.000‬-) nakdi teminat yatırılmasına veya aynı miktarda kesin ve müddetsiz muteber banka teminat mektubunun dosyaya sunulmasına, 3-İhtiyati haciz kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren on gün içinde talep edilmediği takdirde, tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının İHTARINA, 4-Teminata ilişkin ara kararın yerine getirilmesi ve kanuni süresi içerisinde kararın uygulanmasının talep edilmesi halinde kararın İcra Müdürlüğünce infaz edilmesine, 5-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak; a-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı/alacaklı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana İADESİNE, b-İhtiyati haciz isteyen davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/02/2022