Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/75 E. 2022/15 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/75
KARAR NO: 2022/15
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2021 (ara karar)
NUMARASI: 2021/672 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/01/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün : İhtiyati haciz talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz talep eden eden vekili talep dilekçesinde özetle; ticari mal satımından kaynaklı faturadan doğan alacağının ödenmediğini, davalı şirketin sorumluluktan kaçmak amacıyla yapmış olduğu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazları ve dava konusu alacak tutarının yüksekliği de gözetilerek, müvekkili şirketin hakkını elde etmesinin zorlaşmasını önlemek amacıyla davalı şirketin malvarlığı üzerine teminat alınmaksızın ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir/haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, ” Dava, taraflar arasındaki ticari mal alım satımından kaynaklı düzenlenen faturadan doğan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olup bir miktar para alacağına ilişkindir. Davacı vekili her ne kadar davalının mal varlığını alacaklıları zarara uğratma maksadıyla elden çıkardığı yönündeki ciddi şüpheye binaen muaccel olduğu tartışmasız olan müvekkili şirket alacağının teminat altına alınması amacıyla davalının malvarlığının ihtiyaten haczine karar verilmesi talebinde bulunmuş ise de; dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle faturadan kaynaklı alacağın varlığı ve muaccel hale geldiği sabit olmadığından yaklaşık ispat şartı yokluğu nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilebilmesine ilişkin İİK’nın 257. maddesinde öngörülen koşullar oluşmadığından davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yaklaşık ispat ve ihtiyati haciz şartlarının gerçekleştiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, faturaya dayalı alacağın tahsili istemli davada ihtiyati haciz kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Davacı tarafından, davalıya yönelik olarak 04.03.2021 tarih ve 533.630,77 USD bedelli “ithal elektronik bakır” açıklamalı fatura tanzim edilmiştir. Daha sonra davalı tarafından, davacıya yönelik olarak “bakır katot” ürününe ilişkin olarak 26.03.2021 tarih ve 433.502,21 USD bedelli iade faturası düzenlenmiştir. Davacı tarafça, davalıya çekilen 30.03.2021 tarihli ihtarname ile 26.03.2021 tarih ve 433.502,21 USD bedelli iade faturasının kabul edilmediği ve süresinde itiraz edildiği ihtar edilmiştir. Bu ihtarnameye cevabi mahiyette olarak davalı tarafça davacıya keşide edilen 02.04.2021 tarihli ihtarname ile, 26.03.2021 tarih ve 433.502,21 USD bedelli iade faturasına konu ayıplı malların plakası verilen araçlar ile muhatap tarafından teslim alındığı ve iade faturasının tekrar gönderildiği bildirilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafça 07.04.2021 tarihli ihtarname ile iade faturasına tekrar itiraz edilerek iade edilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19. HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Somut olayda, taraflar arasında alım satıma dayalı ticari ilişki bulunmakla birlikte, satın ve teslim alınan ürünlerin sözleşmeye aykırı ayıplı olduğunun savunulması karşısında, bu haliyle alacağın varlığı ve miktarı konusunda yaklaşık ispat olgusunun dosyanın geldiği aşama itibariyle kabulü mümkün değildir. Hal böyle olunca Mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.13/01/2022