Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/740 E. 2022/593 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/740
KARAR NO: 2022/593
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 22/02/2022
NUMARASI: 2021/860 Esas
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/05/2022
Taraflar arasındaki şirket feshi davasında tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara kara karşı karşı süresi içinde ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı (İhtiyati tedbir isteyen) vekili, müvekkili ile davalı …’un … San.A.Ş’nin iki kurucu ortağı olduğunu, halihazırda müvekkilinin yönetim kurulu başkanı, davalının da yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunu, şirketin birlikte müştereken temsile yetkili olduklarını, davalının şirket hisselerini devretmek istediğini müvekkile bildirdiğini, hisseleri devralma niyeti olan müvekkiline karşı karşılanması imkansız taleplerde bulunduğunu, bu sebeple işbu dava ile … firmasının hisse değerlerinin tespiti ile zaten satmak niyetinde olan davalıya ait hisselerin müvekkile devri talep edildiğini, yine davalının farklı gerekçe ve tarihlerde şirket adına yapmış olduğu ödemeleri şirketten talep ettiğini, yine bu şekilde … ve …’e şirket adına yapıldığı iddia edilen ödeme dekontlarının sahte olduğunun anlaşıldığını, bu nedenle davalı hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kamu davasının açıldığını, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/444 Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini, bunun yanında gayri resmi sahiplerinden olduğu ve halihazırda kardeşi tarafından yönetilen … Matbaa A.Ş. üzerinden şirket aleyhine “kira borcuna istinaden” icra takibi başlattırdığını, aslında davalının müvekkili ve şirketi zora sokmak, işlemiş olduğu suçları perde arkasına alabilmek ve müvekkili yıldırabilmek niyetinde olduğunu, hem şirketin hem de … Matbaa firmasının avukatı aynı kişi olduğundan, çıkar çatışması nedeniyle takibe itiraz edilmediğini, bu durumda şirketin hukuki açıdan savunmasız bırakıldığını, bu nedenle müvekkilinin şirketin menfaatlerini korumak maksadıyla tek başına itirazda bulunduğunu, davalının müvekkilin onayı ve izni olmaksızın şirketin finans müdürünü işten kovmaya çalıştığını, bunun yanında hile yoluyla şirketi maddi zarara uğrattığını, davalının gayri resmi sahibi bulunduğu “… Bilişim” firması ile gayri resmi sahibi bulunduğu “… Matbaa” firması borç batağı içerisinde olduğundan şirketteki hisselerini satmak istediğini ileri sürerek öncelikle tedbiren dava müddetince davalının tüm müşterek şirket yetkilerine tedbir konulmasına, temsil ve yönetim kurulu yetkileri ile imza ve şirket hesaplarına erişim yetkilerinin askıya alınmasına, davalının şirketten çıkarılma bedelinin tespiti sonrası TTK 531 uyarınca ilgili hisselerin bedeli karşılığında müvekkile devri, şayet bu mümkün değilse şirketin haklı nedenle feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ:İlk derece mahkemesince tedbir kararının verilmesini gerektirir delillerin toplanmadığı, yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarının yanında şirketin envanterine ait 2 adet … Perdeleme Sisteminin konsinye olarak Milas Bodrum Havalimanında kurulduğu halde müvekkilinin onayı ve bilgisi dışında demonte ettirdiğini ancak sonrasında ilgili sistemlerin şirket envanterine girmediğini, akıbeti hakkında da herhangi bir bilgi verilmediğini, ayrıca davalının şirkete ait ticari defter ve kayıtları YMM ofisine ve müvekkile teslim etmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılarak fesih sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için davalı …’un şirket üzerindeki temsil, imza ve banka hesaplarına erişim yetkileri dahil olmak üzere tüm yetkilerinin durdurularak tedbir konulmasına, sürekli olarak icra ve tahliye tehdidi altında bulunan şirketin ticari faaliyetini yürüttüğü … Binasından çıkartıp, şirketin menfaati doğrultusunda başka bir yere taşımak için müvekkiline yetki verilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, şirket şirketin feshi davasında, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davacının esas davadaki feshe ilişkin talebinin ve ona bağlı tedbir taleplerinin esas dava dosyasından tefrik edildiği ve işbu davada bu tedbir talepleri bakımından yaklaşık ispatın gerçekleşmediği gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Limited şirketler yönünden TTK’nın 636 ve 638. maddelerinde özel geçici hukuki koruma düzenlemesi getirildiği halde, anonim şirketler yönünden geçici hukuki korumaya ilişkin özel düzenleme yapılmadığından, tedbir talebi hakkında genel hüküm olan HMK 389 vd. maddelerinin uygulanması gerekir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir “. Aynı Yasa’nın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, davada ileri sürülen iddia ve neticei talep, yönetim organın mevcut olması ve dosyanın geldiği aşama itibariyle itibariyle yaklaşık ispat olgusu gerçekleşmediği gözetildiğinde, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir. Yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 10/05/2022