Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/707 E. 2022/578 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/707
KARAR NO: 2022/578
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/01/2022
NUMARASI: 2022/3 Esas – 2022/4 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı … vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar tarafından İcra Müdürlüğü’ne yapılmış olan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, Simsarlık sözleşmesi TBK m. 520/I’de düzenlenmiş olup simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşme olarak tanımlandığını, söz konusu bedelin ödenme zamanı davalılar ile müvekkili arasında 14/11/2014 tarihli ekte sunulan sözleşmede görüleceği üzere ürünlerin %50’sinin sevkıyatının tamamlanmasından sonra başlayacağını, davalılar ile dava dışı … arasında müvekkili aracılığıyla koordinasyon kurulması suretiyle, davalı şirket … Tic. A.Ş. 6.300.000,00 Euro bedelinde ticaret gerçekleştirdiğini, bu bedel oranında kar elde ettiğini, müvekkilinin bu ücrete hak kazanabilmesi için taraflar arasında simsarın aracılık ettiği sözleşmenin kurulması yeterli olup sözleşmenin kurulmasının yanı sıra taraflar ticareti gerçekleştirdiğini, bu ticaretin oluşumundan önceki aşamada müvekkiline davalılar 100.000,00 Euro ücret ödeyeceklerini sözlü olarak defalarca dile getirdiğini, sonrasında da ekte bulunan sözleşmeyi imzalamak suretiyle müvekkiline güvence verdiklerini, ancak müvekkilinin, davalılar ile dava dışı …’i bir araya getirdiklerini ve söz konusu ticaretin oluşumunu sağlamış olmasına rağmen, davalılar müvekkiline karşı edimlerini, borçlarını ifa etmediğini belirterek davanın kabulü ile davalılar tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan tüm itirazlarının iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere, davalılar aleyhine ayrı ayrı icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa henüz dava dilekçesi tebliğ edilmeden görevsizlik kararı verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “somut olaya konu davada davacı gerçek kişinin tacir olmadığına ilişkin YHGK 16.09.2015 tarih, 2014/1026E, 2015/1765 sayılı kararının bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin simsarlık ilişkisine dayandığı bu kapsamda uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığından ticari dava niteliğinde olmadığı, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde dahi davanın ticari dava olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı nazara alındığında eldeki davanın, TTK.nun 4/1.maddesinin alt bentlerinde sayılan dava türlerinden de olmadığı, bu haliyle uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli olduğu, taraflar arasında herhangi bir tüketici işlemi bulunmadığı da nazara alındığında HMK’nın 2.maddesi uyarınca eldeki davaya konu uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevli olduğuna,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerleşim yerinin … Mah. … Çıkmazı Sok. No:… Kadıköy/İstanbul olduğunu, HMK genel yetki kuralları gereğince davanın İstanbul Anadolu Adliye Mahkemelerinde görülmesi gerektiği beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, simsarlık sözleşmesine dayalı alacağın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, görevsizlik kararını veren mahkemenin yetkili mahkemeyi de kararında göstermesinin gerekip gerekmediği noktasındadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nın 5/1. Maddesine göre de, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Dava dosyasında davacının ticari işletmesi bulunduğuna ilişkin herhangi bir kayıt ve iddia bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra asliye ticaret Mahkemesinin görevinin tayininde uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türü ve ticari iş karinesi etkili değildir. Zira Türk Ticaret Kanunu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir(Hukuk Genel Kurulunun 16/09/2015 tarih, 2014/1026 Esas ve 2015/1765 Karar). Somut olaya konu dava, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde dahi davanın ticari dava olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bunun yanı sıra eldeki dava, TTK’nın 4/1. maddesinin alt bentlerinde sayılan dava türlerinden de değildir. Bu haliyle uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli değildir. Taraflar arasında her hangi bir tüketici işlemi bulunmadığı da nazara alındığında HMK’nın 2. maddesi uyarınca eldeki davaya konu uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı … vekilince davaya bakmaya Anadolu Adliyesi Mahkemelerinin yetkili olduğunu ve mahkeme kararında yetkili mahkeme yönünden hata bulunduğunu ileri sürmüş ise de, eldeki davada henüz dava dilekçesi tebliğ edilmediği ve geçerli bir yetki itirazı bulunmadığı gibi mahkemenin yetkisini ve diğer dava şartlarını inceleme yetkisi de görevli mahkemeye ait olup, görevsiz mahkemece yetki hususunun incelenmesi mümkün olmadığından davalının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)c maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022