Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/687 E. 2022/505 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/687
KARAR NO: 2022/505
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 07/01/2022
NUMARASI: 2021/791 Esas
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasında ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı süresi içinde davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekili vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekili, davalı şirketin sermayesi 5.000.000-TL olup, iki hissedarının bulunduğunu, hissedarlardan birinin %26 azınlık hissesi ile müvekkili …, diğerinin %74 hisse oranı ile hissedar … olduğunu, şirket hesaplarındaki usulsüzlerden dolayı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/407 E. Sayılı dosya ile şirketin haklı sebeplerle feshi davası açıldığını, işbu dava sonrasında şirkete denetim ve onay kayyumu atandığını, bu davanın açılmasından sonra müvekkilin ortak olduğu şirket ile bütün irtibatı kesilmeye çalışıldığını, mail adreslerinin şifrelerinin değiştirildiğini, şirketin faaliyetleri ile alakalı bilgi alınmasının engellendiğini, ayrıca İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/658 E. Sayılı dosyası ile müvekkilin bilgi alma ve inceleme hakkı ihlalini gidermek amacı ile dava ikame edildiğini, davalı şirket tarafından 06/07/2021 tarihinde bildirim yapılarak … A.Ş. 2020 Olağan Genel Kurul toplantısının 29/07/2021 tarihinde yapılacağının bildirildiğini, paylaşılan belgelerin 2020 yılı şirket içi faaliyet değerlendirme yapılabilmeye elverişli olmaması sebebiyle genel kurulun 1( bir) ay süre ile ertelenmesinin talep edildiğini, bunun üzerine genel kurulun 31/08/2021 tarihine ertelendiğini, müvekkilin hukuken hakkı olan belgeleri incelemesine dürüstlük kuralına aykırı şekilde izin verilmeden 31.08.2021 tarihinde genel kurul gerçekleştirildiğini, genel kurulda 2020 yılına ait faaliyet raporu tasdik edilerek bilanço ve kar/ zarar hesaplarının kabul edildiğini, müvekkilinin işbu genel kurul kararlarına onay vermediğini toplantı tutanağına ayrıntılı bir şekilde şerh düşerek beyan düştüğünü, şirket hesaplarında usulsüzlük olduğu şüphesi bakımından şirket hesaplarının bağımsız bir denetim firması tarafından denetlenmesi, …’ in imza yetkisinin iptali ve şirket müdürlüğünden azlini, 2020 yılı kar payı dağıtılmasını, … ve …’in 2020 yılı öncesinde şahsi hesaplarına aktarılan paralardan elde edilen gelirlerin tespit edilmesini talep ettiğini, ancak bu taleplerin reddedildiğini, sonuç olarak 31.08.2021 tarihli genel kurul kararında müvekkilin, bilgi alma ve inceleme hakkı dürüstlük kuralına aykırı olarak engellendiğini, Yönetim Kurulu üyesi …’in ve şirket yetkilisi …’in usulsüz işlemleri karşısında 2020 yılına ait Yönetim Kurulu faaliyet raporu, bilanço ve finansal tablolarının oy çokluğuyla onaylandığını, Yönetim Kurulu üyeleri oy çokluğuyla ibra edildiğini, bu kararların TTK m. 445 hükmü uyarınca kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı nitelikte olup söz konusu genel kurul kararının iptali gerektiğini ileri sürerek davalı şirketin 31.08.2021 tarihli Genel Kurulu’nda alınan kararların iptaline ve bu kararların icrasının TTK m. 449 uyarınca geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının bilgi alma ve inceleme hakkının engellenmediğini, amacının hissesini fahiş fiyatla diğer ortağa devretmek olduğunu, şirket aleyhine davalar açarak bu sırada kendi kurduğu şirkete menfaat sağlamak olduğunu, dava konusu genel kurulda alınan kararların esas sözleşmeye, kanuna ve dürüstlük kuralına uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince, dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararlara yönelik yürütülmesinin geri bırakılması talebinin TTK’nun 449.maddesi uyarınca davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin görüş ve beyanları alındıktan sonra değerlendirilmesi gerektiğinden yönetim kurulu üyelerine tedbir talebine konu görüş ve beyanlarını bildirmeleri için meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiştir. Davalı şirket yönetim kurulu üyesi … 16.12.2021 tarihli yazılı açıklamasında özetle; dava konusu genel kurulda alınan kararların ana sözleşmeye, yasaya ve dürüstlük kuralına uygun olduğunu, icrasının geri bırakılmasının şirketin menfaatlerini ve işleyişini olumsuz etkileyeceğini, şirketi işlevsiz bırakacağını belirterek dava konusu kararların uygulamasının geri bırakılması talebinin reddine karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ :İlk derece mahkemesince, davaya konu edilen davalı şirketin 31/08/2021 tarihli 2020 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararlar; bilançonun tasdiki, faaliyet raporunun tasdikine ilişkin olup, iddia, savunma ve dosya kapsamında mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde; ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde davacının haklarını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden bahsedilmesinin mümkün olmadığı, taraf menfaatleri de gözetildiğinde genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Bu karara karşı davacı/ihtiyati tedbir isteyenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; şirketin faaliyetleri ile alakalı bilgi alınmasının engellendiğini, yönetim kurulunda yalnızca bir üyenin olması ve bu üyenin de hakkında usulsüz, şüpheli ve hukuka aykırı işlemler yaptığı gerekçeleriyle aleyhinde müvekkil tarafından dava ikame edilen … olması dolayısıyla onun ihtiyati tedbire ilişkin vermiş olduğu görüşe dayanarak tedbir talebimizin reddedilmesinin hakkaniyet ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, tedbir koşullarının oluştuğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbire karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, genel kurul kararın iptali davasında, TTK’nın 449.maddesi uyarınca 31.08.2021 Tarihli 2020 yılına ait Olağan Genel Kurulunda alınan kararların uygulanmasının tedbiren geriye bırakılması istemine ilişkindir. TTK 449.maddesine göre, genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Mahkemenin bu konudaki takdir hakkının nasıl kullanacağı konusunda, tamamlayıcı hukuk kuralı olarak HMK 389 vd. maddelerinden yararlanmak gerekir. HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Kanun hükmü, tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir.İlk derece mahkemesince TTK.nın 449.m uyarınca yönetim kurulu üyelerinin görüşü alınarak istemin reddine karar verilmiştir. Anılan kanun hükmünde mahkemeye taraflar arasındaki hukuki menfaat dengesi gözetilerek tebdir konusunda takdir hakkı tanınmıştır. Somut olayda davacının iddialarının şirket hakkında bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiği, dava konusu genel kurulda alınan kararlarının ana sözleşmeye, yasal düzenlemelere ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu noktasında toplanmaktadır. Bu durumda, yaklaşık ispat kuralına ve dosyadaki mevcut duruma göre yapılan değerlendirme neticesinde iddiaların yargılamayı gerektirmesi, şirket işleyişinin devam etmesi, tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zarar doğacağına yönelik de emareler bulunmaması, tarafların menfaat dengeleri de dikkate alınarak TTK.nın 449. maddesi uyarınca yürütmenin tedbiren durdurulması talebinin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 22/04/2022