Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/682 E. 2022/493 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/682
KARAR NO: 2022/493
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2022(Ara karar)
NUMARASI: 2022/26 Esas (Derdest)
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün İhtiyati haciz isteyen davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz talep eden eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; Davalı borçlu şirket ile müvekkili şirket arasında müteaddit kereler ticari ilişki kurulduğunu, davalı hakkında 25.05.2018 tarihli … nolu, 31.05.2018 tarihli … nolu, 08.06.2018 tarihli … nolu, 25.06.2018 tarihli … nolu, 27.06.2018 tarihli … nolu, 10.07.2018 tarihli … nolu, 11.07.2018 tarihli … nolu, 16.07.2018 tarihli … nolu, 16.08.2018 tarihli … nolu, 19.09.2018 tarihli … nolu, 08.11.2018 tarihli … nolu, 28.01.2019 tarihli … nolu, 26.03.2019 tarihli … nolu, 09.04.2019 tarihli … nolu, 22.04.2019 tarihli … nolu, 02.05.2019 tarihli … nolu, 24.06.2019 tarihli … nolu, 24.07.2019 tarihli … nolu, 30.10.2019 tarihli … nolu faturaların tanzim edildiğini, bu faturalar arasında 31.05.2020 tarihli … irsaliye nolu 162.000 USD bedelindeki faturaya konu 5 adet makinenin 10.05.2018 tarihli satış sözleşmesi akdetmek suretiyle, davacı müvekkilinden satın alındığını, davalı ile cari hesap çalışan müvekkiline muhtelif zamanlarda kısmi ödemeler yapılmışsa da borcun tamamı ödenmemiş olup 2019 cari dönem sonunda 114.118,44 USD bakiye miktar bulunduğunu, davalı şirket yetkilisinin ekteki teslim tutanağı ile kendisine geçici süre yedi emin olarak bırakılan ve müvekkili şirketten satın aldığı ancak parasını ödemediği makineleri cihazları kaçırdığını, davacı şirket yetkilisinin tamamen mal kaçırma kastı ile hareket ettiği ve tüm alacaklılarına ve kolluk kuvvetlerine karşı dahi yanıltıcı hareketlerde bulunduğunun açık olduğunu ihtiyati haczin şartlarının gerçekleştiğini beyan ederek ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir/haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Somut durumda, dosyaya sunulan cari hesap ve faturaların sunulduğu, bu belgelerin davacı tarafın tek taraflı olarak düzenlenen belgeler olduğu, faturaların tebliğ edilip edilmediğinin belli olmadığı, faturalar tebliğ edilmiş olsa da ödeme yapılıp yapılmadığının belli olmadığı, taraflar arasında düzenlenmiş cari hesap mutabakatı olmadığı, temerrüde ilişkin ihtarname dahi sunulmamış olduğu görülmekle, netice olarak alacağın ispatı olarak sunulan cari hesap kaydı ve faturaların tek başına ihtiyati haciz talebinin yaklaşık ispat koşulunu sağlamadığından talebin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihiyati haciz şartlarının somut olayda mevcut olduğunu, müvekkili ve davalı tarafın ticaret şirketi olup dava konusu alacağın, tarafların ticari işletmeleri kapsamındaki mal alım satımından kaynaklanan bir alacak olduğunu, satış sözleşmesine konu malların teslim edilmiş olup davalı tarafından kullanılmakta olduğunu ve söz konusu malların davalı uhdesinde bulunduğunun dosyada sunulu haciz tutanağı ile sabit olduğunu, dosyada mübrez satış sözleşmesinde ve ekinde, dava konusu alacağın taksitler halinde ödeme planı açık biçimde belirtilmiş olup iki ay üst üste ödeme olmaması halinde tüm borcun muaccel hale geleceğinin de ayrıca açıkça düzenlendiğini, dava ve talep konusu alacağın vadesi geçmişse de, kabul anlamına gelmemekle birlikte borcun muaccel olmadığı varsayımında dahi ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu, zira iflasa ilişkin kararların davalının haciz işlemi ile muhafaza altına alınan ve yediemin olarak uhdesinde bırakılan cihazları kaçırdığına dair tutanakların incelenmesi halinde, davalının borçlarını ödeme niyeti olmadığı ve malları kaçırarak alacaklıları zarara uğratmaya çalıştığının açık olduğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE:Talep, faturaya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi, istemidir.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.Taraflar arasında 10/05/2018 tarihinde bir kısım medikal ürünlerin satılmasına ilişkin satış sözleşmesi imzalanmıştır.İhtiyati haciz isteyen taraf, fatura bedelinin vadesi gelmesine rağmen ödenmediğinden bahisle incelemeye konu ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin talebi yapmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19. HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Davacı taraf, dava dilekçesinde 31/05/2020 tarih, … nolu ve 162.000,00 USD bedelli irsaliyeli faturaya konu 5 adet makinenin 10/05/2018 tarihli sözleşmeyle davalının, davacıdan satın aldığını beyan etmiş, devamında ise talep konusu yaptığı 114.118,44 USD’nin 2019 cari dönem sonu bakiyesi olduğunu ifade etmiştir. İhtiyati haciz talep eden tarafından dosyaya sözleşme, fatura ve sevk irsaliyesi ile 04/01/2022 tarihli haciz tutanağı sunulmakla birlikte, fatura ve sevk irsaliyesinde malın teslim edildiğine ilişkin karşı taraftan sadır olmuş bir kayıt bulunmamaktadır. Sözleşmeye konu mallara ilişkin 31/05/2020 tarihinde fatura düzenlenmiş olması ve bu haliyle bu faturanın 2019 yılı cari hesabına dahil olmaması ayrıca 04/01/2022 tarihli haciz tutanağında yazılı medikal cihazların faturaya konu cihazlar olup olmadığının belli olmaması karşısında ihtiyati haciz verilebilmesi için gerekli olan yaklaşık ispat şartı gerçekleşmemiştir. Bu nedenle Mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1- İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İhtiyati haciz talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022