Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/668 E. 2022/566 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/668
KARAR NO: 2022/566
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2021
NUMARASI: 2021/32 Esas – 2021/1391 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 12/02/2020
BİRLEŞEN: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2021/117 Esas- 2021/560 Karar SAYILI DOSYASI
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı Tasfiye Memuru … tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Asıl ve birleşen dava da davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı borçlu şirketin … abone no … sicil no ile müvekkili idarede su abone kaydı bulunduğunu, 2007/8,2007/11,2007/12,2008/3 dönemlerine ait tahakkuk edilen su borcu ödenmediğinden davalı şirket hakkında 15.582,22 TL borç tahakkuk ettirildiğini, davalı borçlu şirket hakkında Gebze …İcra Müdürlüğünün … Esas numara ile yapılan icra takibine 26/09/2012 tarihinde itiraz ettiğini ve işbu icra takibinin durdurulduğunu, müvekkili idarece mahkememize açılan … Esas sayılı itirazın iptali davasında yapılan yargılama neticesinde müvekkili idarenin lehine karar verildiğini, ancak İstanbul BAM 2019/199 Esas, 2019/1907 Karar sayılı kararında yapılan değerlendirmede davalı şirketin 2003 yılında unvan değişikliği yaptığı, 2008 yılında ise tasfiye edildiği, bilançonun onaylanıp ibra edildiği ve tasfiye ile şirketin kapatıldığı bu durumun dava şartlarından olan husumete aykırı olduğunun belirtildiğini, Mahkememizin derdest olan 2020/64 Esas sayılı davalarının devamı için ve belirtilen istinaf kararı gereği davalı şirketin ticaret sicilden yeniden tescilinin tasfiye amaçlı ihya edilmesi bu durum ile davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin canlandırılarak tüzel kişiliğinin kazandırılması gerektiğini beyanla davalarının kabulü ile davalı şirketin tasfiye sürecinin (Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/477 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere) iptali ve şirketin ihyasına karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece şirketin tasfiyesinin kapandığı ancak davacının davaya konu şirket hakkında açtığı Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/64 (öncesi 2017/477. ) Esas sayılı itirazın iptali davasının derdest olduğu , bu nedenle TTK 547 maddesi uyarınca devam eden dava yönünden geçerli olmak üzere, bu dava sonuçlanıp kesinleşme ve infazına kadar geçerli olmak üzere şirketin ihyasına, ticaret siciline tesciline, bu işlemleri yürütmek üzere son tasfiye memuru … münferiden tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Tasfiye Memuru … istinaf dilekçesinde özetle; şirketin tasfiye sürecine girerek “Tasfiye Halinde … Limited Şirketi” unvanı altında tasfiye edilmiş olup, Tasfiye sürecinde ilanlar yapılmış ve alacaklıların başvurularının istendiğini, bu süreçte Davacı İzmit Su Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünden Va Davacı Kocaeli Büyükşehir Belediye Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müd. den, 15,582.22 TL alacak talebinde bulunulmadığını, Şirketin yasal kurallara uyularak tasfiye edildiğini, şirketin kapatma tarihinin 2008 yılı olduğunu, Gebzede açılan itirazın Iptali davası, Tasfiyeden sonra açılmış olup Kararı kaldırılmasına Karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde ” şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. Somut olayda ihyası talep edilen … Ltd.Şti’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının, 23/09/2008 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket hakkında başlatığı takibe itiraz üzerine açılan Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/64 (öncesi 2017/477. ) Esas sayılı itirazın iptali davasının derdest olduğu , bu hale göre anılan dava dosyası nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmakla davalı tasfiye memuru vekilinin tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı ve şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Buna göre mahkemece asıl ve birleşin davanın kabulü ile derdest davadaki işlemlere hasren davaya konu şirketin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline karar verilmesinde ve tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olması ve yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamasına göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gerekli istinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/04/2022