Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/637 E. 2022/470 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/637
KARAR NO: 2022/470
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2022
NUMARASI: 2022/26 Esas
DAVA: İtirazın İptali
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde talep eden alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı (ihtiyati haciz isteyen) vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu, takibin dayanağının davalının müvekkili firmadan ortak sıfatıyla aldığı avansların ödenmemesinden kaynaklandığını ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına ve davalı / borçlunun menkul gayrimenkul ve 3. kişilerde bulunan hak ve alacakları ile ilgili olarak ihtiyati hacze karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/KARŞI DAVA: Davalı vekili, müvekkilinin söz konusu parayı şirketten olan ortaklık alacağına mahsuben aldığını, zira, davacı şirketten şirket birleşmelerinden kaynaklanan ve ortaklar arasındaki yazılı ve sözlü mukavelelerden doğan 9.477.889-TL alacağının bulunduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini; karşı davasında ise, müvekkilin karşı taraftan (karşı davalıdan) olan alacağının tespitine, bu aşamada alacak miktarı tam olarak belli olmadığından, karşı tarafın 10.000,00-TL ödemeye mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince, davacının dava dilekçesi anlatımıyla talebinin itirazın iptali talebi olduğu, dosyadaki iddiaların bu aşamada soyut iddialar olduğu, iddiaları destekler mahiyette dosyaya somut bir delil de sunulmadığı, iddiaların yargılamayı gerektirdiğinden davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Bu karara karşı davacı talep eden alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; alacağın varlığı için yaklaşık ispatın gerçekleştiğini, ihtiyati haciz koşullarının bulunduğunu, davalının malvarlığını elden çıkarma gayreti içerisinde olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Talep, itirazın iptali davasında talep edilen ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden talebin reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. Maddesinin 2. Cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Nitekim Yargıtay 19 HD 2015/4882 E 2015/12767 K 30.09.2015 T. Ve Yargıtay 11. HD 2016/2214 E 2016/2481 K 07.03.2016 T. Emsal kararında da belirtildiği üzere; İcra ve İflas Kanunu’nun 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin, alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delillerin gösterilmesi yeterli kabul edilmektedir. Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde; davalının davacı şirketin ortağı olduğu, davalı ortağın davacı şirketten almış olduğu avans ödemeleri nedeniyle davacı şirketin alacaklı olduğu iddia edildiği, davalı da davacı şirketten şirket birleşmesi nedeniyle alacaklı olduğunu ve bu alacağına mahsuben ödeme aldığını savunmuş olması karşısında, alacağın varlığı ve miktarının tespiti bakımından dosyanın bulunduğu aşama itibariyle yaklaşık ispat olgusu için yeterli olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.Açıklanan nedenlerle istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 14/04/2022