Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/623 E. 2022/441 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/623
KARAR NO: 2022/441
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 09.07.2021 / 17.02.2022
NUMARASI: 2021/323 Esas
DAVA: Tespit
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Taraflar arasındaki tespit davasında tedbire itirazın reddine yönelik olarak verilen 17/02/2022 tarihli ara karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı (İhtiyati tedbir isteyen) vekili, davalı …, 28.06.1973 Tarihinde, kurucu ortakları, müvekkilin babası …, müvekkilin dedesi (müteveffa) …, müvekkilin babaannesi (müteveffa) …, müvekkilin halası … (Sonradan evlenerek … soyadını almıştır.) ve … tarafından kurulmuş olan bir aile şirketi olduğunu, davalı şirketin en son 04.02.2015 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısına ilişkin Haziurun Cetveli ile davalı şirketin 04.02.2015 tarihi itibariyle ortaklık yapısı, …, …, …, …, …, …, … ve …’dan oluştuğunu ve fakat anılan Hazirun Cetveli ve davalı şirketin pay defteri gerçek pay sahipliği durumunu yansıtmadığını, zira müvekkilin babaannesi (müteveffa) …’un davalı şirketteki 11 Adet Nama Yazılı Hissesini 2010 yılı Kasım ayı içinde müvekkiline ciro, devir ve teslim ettiğini, söz konusu 11 Adet Nama Yazılı Hisse Senetleri halen müvekkilinin uhdesinde olduğunu, müvekkilin halası …’nın, İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/116 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilin babası … aleyhine ikame ettiği davada, halasının davalı şirketin 11 Adet Nama Yazılı Hisse Senedinin murisi …’dan kendisine miras yolu ile intikal ettiğinden, müteveffaya ait nama yazılı 11 Adet Hissede müvekkilin babası … ile birlikte (1/2 Hisse) mirasçıları olarak elbirliği şeklinde hak sahibi olduğundan, bu hisselerin nama yazılı ve hisse senedi olarak basılı şekilde bulunduğundan, söz konusu nama yazılı senetlere dayalı şirket hisselerindeki tarafların elbirliği mülkiyeti nedeniyle kullanımı konusunda sorun yaşandığından bahisle, satış yoluyla ortaklığın giderilmesini talep ettiğini, bunu öğrenen müvekkilinin, gerçekte kendisine ait olan söz konusu hisse senetlerinin, anılan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda mahkemece satışına karar verilmesi riski karşısında, söz konusu 11 Adet Nama Yazılı şirket hisse senetlerinin kendisine ait olduğunun tespiti, muarazanın giderilmesi, davalı şirketin pay defterine kaydedilmesi için iş bu davayı açmaya karar verdiğini, davalı şirketin ciro edilmiş nama yazılı 11 Adet hisse senetlerinin zilyetliğinin müvekkile geçirilmesi ile söz konusu hisse senetleri müvekkile devredilmiş ve bu senetlerin mülkiyeti müvekkiline intikal etmiş olmasına karşın davalı şirketin sözü edilen hisselerin müvekkiline aidiyetini pay defterine kaydetmediğini, dolayısıyla söz konusu devir olgusuna bağlı hakların müvekkili tarafından davalı şirkete karşı ileri sürülmesinin halihazırda mümkün olamadığını, davalı şirketin pay defterinin gerçek pay sahipliği durumunu yansıtmadığını ileri sürerek ileride telafisi güç veya giderilmesi imkansız zararlarımızın doğmasının önüne geçilmesi ve iş bu davanın akim kalmasının önlenebilmesi için, öncelikle, davalı şirketin Nama Yazılı 11 Adet Hisse senedinin her an satılması tehlikesine karşı üçüncü kişilere satış, devir ve temlikinin tedbiren önlenmesi hususunda, teminatsız olarak veya teminat mukabilinde ihtiyati tedbire hükmedilmesine, davalı şirketin pay defterinde halen müteveffa … adına kayıtlı görünen davalı şirketin 11 Adet Nama Yazılı Hisse Senedinin mülkiyetinin davacı müvekkil …’a ait olduğunun tespiti ile davalı şirketin pay defterine kaydedilmesine, taraflar arasında anılan 11 Adet Nama Yazılı Hisse Senedinin aidiyetine dair meydana getirilen muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesinin 09/07/2021 tarihli ara kararında özetle; davalı tarafın dava konusu hisse senetlerinin satışına dair işlemlere devam etmesi halinde davacı açısından HMK 389/1 maddesinde belirtilen ciddi bir zararın doğma ihtimalinin olması ve davacı tarafın beyanlarının, belirtilen mahkeme ve satış dosyalarının, dava konusu olan nama yazılı hisse senetlerinin (ciro ve temlik ile devrolunabileceği de dikkate alınarak) bizzat davacı elinde bulunması ve kendisi tarafından mahkememize sunulduğu da gözetilerek HMK’nun 390/3 maddesinde belirtilen yaklaşık ispat için yeterli olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle tedbir talebinin kabulüne dava konusu olup mahkeme kasasında bulunan … nolu 10 hisse 1.000.000.000 TL (Eski TL) bedelli ve 0000001 nolu 1 hisse 100.000.000 TL (Eski TL) bedelli iki adet hisse senedinin mahkemenin esas hakkında verilecek kararı kesinleşene kadar anılan şirket hisselerinin üçüncü kişilere satış, devir ve temlikinin tedbiren önlenmesi hususunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; hükmedilen ihtiyati tedbir kararının HMK’ nın 389. maddesi ve devamındaki koşulları taşımadığını, zira İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/116 E. Sayılı davası müvekkili şirket tarafından değil şirket ortağı … tarafından açıldığını, dolayısıyla müvekkili şirket tarafından yapılan bir satış işlemi bulunmadığını, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen davanın konusu ortaklığın giderilmesi olduğunu, bir başka davadaki işlemlerin tedbiren durdurulması usulen mümkün olmadığını, burada davacı tarafından Sulh Hukuk Mahkemesine bir hak sahipliği var ise müdahil olması, o davada belki bekletici mesele, ön sorun gibi müesseselerin tartışılması gerektiğini, dolayısıyla İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen davada ortaklık satış suretiyle giderilir ise davacı o davada varlığını iddia ettiği hissesinin bedelini alacak ve telafisi imkansız herhangi bir zararının doğmayacağını, hisse senetlerinin davacının elinde olduğundan dolayısıyla davacının uhdesinde olan ve mahkeme kasasında bulunan hisse senetlerinin 3. Kişilere ciro edilmesi, teslimi mümkün olmadığından bu hususta ihtiyati tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığını, tedbir kararının teminatsız olarak hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek tedbire itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 17/02/2022 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, dava konusu olup mahkeme kasasında bulunan hisse senetleri dolayısıyla davacı hak sahibi olduğu, bu hisse senetleri uyarınca pay sahipliğinin davalı şirket tarafından pay defterine işlenmediği ve pay sahibi olduğunun tespitini talep etmiş olmakla; davalı tarafın itirazları yerinde görülmediği, davaya konu hisse senetlerinin satış işlemlerine devam edilecek olması halinde davacı açısından HMK 389/1 maddesinde belirtilen ciddi bir zararın doğma ihtimalinin olması ve davacı tarafın beyanlarının, belirtilen mahkeme ve satış dosyalarının, dava konusu olan nama yazılı hisse senetlerinin (ciro ve temlik ile devrolunabileceği de dikkate alınarak) bizzat davacı elinde bulunması ve kendisi tarafından mahkemeye sunulduğu da gözetilerek HMK’nun 390/3 maddesinde belirtilen yaklaşık ispat için yeterli olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle tedbire itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ara kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararının HMK’ nın 389. maddesi ve devamındaki koşulları taşımadığını, İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/116 E. Sayılı davası müvekkili şirket tarafından değil şirket ortağı … tarafından açıldığını, hisse senetlerinin davacının elinde olduğundan dolayısıyla davacının uhdesinde olan ve mahkeme kasasında bulunan hisse senetlerinin 3. Kişilere ciro edilmesi, teslimi mümkün olmadığından bu hususta ihtiyati tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığını, dava konusu hisse senetlerinin nama yazılı olması dolayısıyla bunlarda tam ciro yapılması gerektiği, devir/temlik beyanı bulunması gerekirken bulunmadığı, devir beyanındaki yazının müteveffanın eski yazılarına benzemediği, hisse senetlerindeki müteveffanın imzasının siyah tükenmez kalemle atılmış iken, devir beyanının mavi tükenmez kalemle yazılmış olmasının sahtecilik şüphesini gösterdiğini, davalı şirketin ana sözleşmesinin nama yazılı hisse senetlerinin devrini sınırlandırdığından devir işleminin TTK. M. 492 hükmüne aykırı olduğunu, davalı şirketin TTK. m. 493 hükmüne göre devir işlemini reddettiğini, onay vermediğini, tedbir kararının teminatsız olarak hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Davacı, davalı şirketin ortaklarından babaannesi (müteveffa) …’un davalı şirketteki 11 adet nama yazılı hissesini 2010 yılı Kasım ayı içinde ciro, devir ve teslim almak suretiyle mülkiyetini kazandığını, müvekkilin halası dava dışı …’nın, İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/116 Esas sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu ortaklığın giderilmesi davasında, dava konusu 11 adet nama yazılı hisse senedinin kendisine ve diğer mirasçı …’a miras yolu ile intikal ettiğini, mirasçıları olarak elbirliği şeklinde hak sahibi olduğunu, satış yoluyla ortaklığın giderilmesini talep ettiğini, dava konusu hisse senetlerinin müvekkiline aidiyetinin davalı şirket pay defterine kaydedilmediğini ileri sürerek dava konusu hisse senetlerinin davacı adına şirket pay defterine kaydedilmesine karar verilmesini istemiş, dava konusu hisse senetlerinin anılan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda mahkemece satışına karar verilmesi riski karşısında, üçüncü kişilere satış, devir ve temlikinin tedbiren önlenmesini istemiş, ilk derece mahkemesince, tedbir isteminin kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, davalının tedbire itirazının reddine karar verilmiş, bu ara kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, davalı şirket pay senetlerinin nama yazılı pay senetlerine bağlandığı ve basılarak ortaklara ihraç edildiği, bu pay senetlerinden dava konusu 11 adet nama yazılı pay senedinin müteveffa ortak … tarafından davacıya ciro ve yazılı devir sözleşmesi ile zilyetliğin devredildiği, davacının uhdesinde bulunan dava konusu pay senetlerinin davacı adına davalı şirket pay defterine kaydedilmesi istemli davada, dava dışı …’nın, dava konusu 11 adet nama yazılı pay senedinin kendisine ve diğer mirasçı …’a miras yolu ile intikal ettiğinden satış yoluyla ortaklığın giderilmesini istemli İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/116 Esas sayılı dosyasında pay senetlerinin satış riskinin doğduğundan üçüncü kişilere satış, devir ve temlikinin tedbiren önlenmesine karar verilmiştir. Anonim şirketlerde, nama yazılı pay senetlerinin devri için bir temlik beyanı veya senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir. Nama yazılı pay senedinin devri şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder (6762 Sayılı TTK m.416; 6102 Sayılı TTK m. 490). Pay defterine kayıt işlemi kurucu değil, açıklayıcı niteliktedir. Devrin geçerliliğini etkilemediği gibi devir için kurucu bir etkiye de sahip değildir. Dolayısıyla kayıtların aksi ve gerçek pay sahibi sıfatı, başka yollardan kanıtlanarak buna göre işlem veya düzeltme yapılması sağlanabilir. Nama yazılı pay senetlerinin devri ile ilgili pay defterine yazılması talebinin ortaklık tarafından incelenmesi gerekmektedir. Yönetim kurulu pay defterine yazım talebini öncelikle TTK m.499/2 hükmüne uygun olup olmadığı yönünde bir inceleme yapar. Pay devrinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, ciro zincirinin kopuk olup olmadığı, hususlarının incelenmesi gerekmektedir. TTK m.499/2 hükmüne uygun olmayan talepler pay defterine yazılmaz. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, işbu davada, müteveffa …’un davalı şirketteki nama yazılı pay senetlerinin davacıya devrinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı ve devrin gerçekleşip gerçekleşmediği uyuşmazlık konusu olup, davacının uhdesinde bulunan ve mahkeme kasasına muhafaza altına alınan dava konusu pay senetlerinin davalı şirket tarafından 3. Kişilere satış, devri ve temliki hukuken mümkün değildir. Öte yandan, her ne kadar istinaf incelemesi için gönderilen dava dosyasında, İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/116 Esas sayılı dosyasına rastlanılmamış ise de, tarafların da kabulünde olduğu üzere, müteveffa … mirasçısı dava dışı … tarafından İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/116 Esas sayılı dosyasında, dava konusu pay senetleri üzerindeki iştirak halindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesi istemli davanın açıldığı anlaşılmaktadır. O halde, eldeki davanın konusu pay senetlerinin davalı şirket pay defterine kaydı istemine ilişkin olup, HMK m.389 gereği, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği gözetilmeden ortaklığın giderilmesi davasına konu tedbir talebi hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin itirazın reddine ilişkin ara kararının kaldırılarak itirazın kabulü ile 09.07.2021 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-2. maddeleri uyarınca kabulüne; İlk Derece Mahkemesinin tedbire itirazın reddine dair verdiği 17/02/2022 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 2-Davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesinin 09/07/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, 3-Davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-Davalı tarafından istinaf aşamasında 220,70 TL istinaf başvuru harcının, davacıdan alınarak alınarak davalıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.07/04/2022