Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/6 E. 2022/515 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/6
KARAR NO: 2022/515
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ: 09/11/2021
NUMARASI: 2021/519 Esas-2021/832 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/04/2022
İlk derece mahkemesince verilen görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili 23/08/2021 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketi ilaç sektöründe hizmet veren, ticari hayatta uzun süredir yer alan, ticari işlerini kanuna ve teamüllere uygun bir şekilde yerine getiren deneyimli ve başarılı bir şirket olduğunu, davalı ile olan ticari işlerde de üzerine düşen edimleri eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde yerine getirmiş olduğunu, sipariş geçilen malları ayıpsız ve eksiksiz olarak süresinde teslim etmiş ve karşılığında usulüne uygun olarak fatura kestiğini, davalı ilaç alımı için müvekkilline ticari ilişki içine girdiğini ancak davalı yan satın almış olduğu ilaçların bedellerini vadesi geçmesine rağmen ödemediğini, davalının kendisine teslim edilen faturaları 8 gün içinde itiraz etmemiş ve kabul etmiş olduğunu, ancak davalı yan malları almasına, faturalara itiraz etmemesine rağmen fatura bedellerini ödemediğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 10.06.2021 tarihinde icra takibine başlatıldığını ancak davalı tarafın borca itiraz ederek takibin durduğunu, kötü niyetli itirazın iptali talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddi gerektiğini, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacı yeni yapılan borç tasfiye ve sulh protokolü gereğince artık icra takibine dayanamaz, bu nedenle açılan itirazın iptali davasının reddi gerektiğini, hak kaybına sebebiyet vermemek açısından esasa dair, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığından bahisle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesiyle özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğunun yazıldığı, mutlak ticari davaların tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen veya kendi özel kanunlarında mutlak ticari dava olduğu belirtilen ve bu sebeple ticari nitelikte olduğu kabul edilen davalar olduğu, nispi ticari davaların ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardan olduğu, nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerektiği, birinci koşulun her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşulun ise davaya konu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerektiği, eldeki davanın mutlak ticari dava olmadığı, davalı üniversitenin tacir sıfatı olmadığından davanın nispi ticari dava da olmaması sebebiyle uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle; davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesini görevsizlik kararının hukuka ve usule uygun olduğunu ancak gerekçeli kararda yargılama gideri hakkında HMK 331/2 uyarınca görevli mahkemede kakar verilmesini belirtmekle yetindiğini ancak görevli mahkemede yargılama gideri ve vekalet ücretinin nasıl oluşturulacağına ilişkin bir karar bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına HMK 331/2 maddesi hükmü tam yazılmak suretiyle kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesini talep edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesi sözleşmesi uyarınca düzenlenen fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davalı üniversitenin tacir olmadığı ve davada genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 6100 sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir. Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir. Somut olayda uyuşmazlık TTK 4. maddesinde sayılan sözleşmeler arasında bulunmayan TBK da düzenlenen satım sözleşmesinden kaynaklanmasına göre mutlak ticari dava niteliği bulunmamaktadır.Bu durumda dava da ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığının belirlenebilmesi bakımından davanın nispi ticari yani uyuşmazlığın her iki tarafın ki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığının da tespiti önem arz edecektir. Davacı şirket tacir olup, davalı vakıf üniversitesi tacir olmadığından (YHGK’nın 13.05.2015 tarih ve E:2014/13-566-K:2015/1339) davaya bakmakla görevli 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesi olduğundan mahkemece davanın görev dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. HMK 297 maddesinde hükmün kapsamı açıklanmış olup, mahkeme kararlarının hüküm fıkrasında kararın dayanağı olan kanun metninin tam olarak hüküm fıkrasında yazılması gerektiğine yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince isabetli olarak yargılama giderinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine karar verilmiştir. Anılan madde hükmü açık olup,bu düzenleme davanın taraflarının bir hakkının kullanılmasına veya bir yükümlülüğü yerine getirmesine ilişkin olmayıp, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi halinde yargılama giderinin ne şekilde hükmedileceğini ilişkin mahkemeye yönelik bir düzenleme olması da gözetildiğinde kanun maddesinin tam metinin gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yazılmaması HMK 297 maddesi uyarınca bir eksiklik değildir. Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararında düzeltilmesini gerektirir bir eksiklik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 22/04/2022