Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/588 E. 2022/534 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/588
KARAR NO: 2022/534
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2021
NUMARASI: 2019/438 Esas – 2021/322 Karar
DAVA/BİRLEŞEN DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)|Menfi Tespit(Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davacı/temlik Alan Birleşen Dosya Davalısı … vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’ın 28/04/2017 tarih, … nolu … Kredisi sözleşmesine istinaden müvekkili şirketten otomobil kredisi kullandığını, aracın Trafik Sicil kaydına müvekkili şirket lehine rehin şerhi işlendiğini, davalı …’ın söz konusu … Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi borç taksitlerinin ödeme planına uygun olarak gününde ödenmediğini, kredi borçlusu firma ile davalı borçluya ihtarname gönderildiğini, ancak ödemenin gerçekleşmediğini, icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ettiğini beyanla davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazlarının olduğunu, müvekkilinin herhangi bir sözleşmeye borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza atmadığını, davacının haksız ve kötüniyetli olduğunu beyanla davanın reddini ve %20’den az olmamak üzere davacının kötüniyet tazminat ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 2. ATM’NİN 2021/142 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacaklı olduğunu iddia eden … A.Ş.’nin, müvekkilinin 28/04/2017 tarih, … nolu … Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını iddia ettiğini, müvekkilinin iddia edilenin aksine herhangi bir sözleşmeye müteselsil borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza atmamış olduğunu, dava dışı … A.Ş. tarafınca haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, her ne kadar alacaklı olduğu iddiasıyla … A.Ş. tarafından müvekkili hakkında icra takibi açılmış ve müvekkilinin itirazı sonucunda İstanbul 16.ATM 2019/438 Esas sayılı dosya nezdinde itirazın iptali davası açılmış ise de işbu davaya konu alacağın, tüm fer’ileri ile birlikte dava dışı kurum tarafından 20/12/2019 tarihinde temlik sözleşmesi ile davalı …’ye devredildiğini, bu nedenle işbu davanın devir sözleşmesi nedeniyle davalı şirkete karşı açıldığını, müvekkili hakkında başlatılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca, borcun öncelikle asıl borçludan ve rehinin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılacak icra takibi neticesinde tahsil edilmemesi halinde haciz yoluna dolayısıyla kefile başvurulabileceğinin hüküm altına alındığını, bu hususa dikkat edilmeden müvekkili hakkında hukuka aykırı bir şekilde icra takibi başlatıldığını belirterek, işbu davaya konu alacak nedeniyle davalı tarafça İstanbul 16.ATM 2019/438 Esas sayılı dosya nezdinde itirazın iptali davası açıldığından ve her iki davanın taraflarının ve konusunun aynı olması nedeniyle dosyalar arasında hukuki bağlantı olduğundan işbu davanın İstanbul 16.ATM 2019/438 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili hakkında açılan icra takibinin iptali ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalı hakkında %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Asıl dava, dava dışı …’ın asıl borçlu olduğu … Kredisi Sözleşmesi’ne davalının kefil olduğundan bahisle kredi alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının iptali isteminden ibaret olup, birleşen dava ise söz konusu takip dosyası nedeniyle asıl dava davalısının menfi tespit isteminden ibarettir. Bu kapsamda yapılan incelemede; davaya konu … Kredisi Sözleşmesinin ticari kredi mahiyetinde olmadığı ve kredi sözleşmesine konu … model … motor nolu … plakalı aracın tescil kaydına göre kullanım amacının ticari olmayıp hususi olduğu, nitekim ilgili ticaret odasına yazılan yazı uyarınca dava dışı borçlu …’ın tacir kaydının da bulunmadığı anlaşıldığından huzurdaki davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olma kriterini haiz nispi ticari dava niteliğinin de mevcut olmadığı görülmekle kredi veren şirket karşısında karşı taraf …’ın tüketici sıfatına sahip olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevli olmayıp Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle asıl ve birleşen davaların usulden reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda … 28.04.2017 tarih, … numaralı … kredi sözleşmesine konu ticari aracı, mesleki amaçla kullanacağını, aracı şirketinin aktifine kaydettireceğini beyan ederek kendisini tacir olarak tanıttığı gibi aracı mesleki amaçlarla kullanacağını da açıkça beyan ettiğini, bu bakımından tüketici sıfatına haiz olunmasının mümkün olmadığını, asıl borçlu için geçerli olan görevli ve yetkili mahkemede kefil için de geçerli olduğundan … için de görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, taşıt kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası, birleşen dava ise kefaletin geçerli olmadığından borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır. Bu aşamada istinafa gelen uyuşmazlık temelde, uyuşmazlığın çözümünde görevli olan mahkeme noktasındadır. Dava dışı …’a 28/04/2017 tarihle sözleşmeye istinaden taşıt kredisi kullandırılmıştır. Asıl davada davacı taraf, kredinin ödenmediğinden bahisle alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle, birleşen davada ise kefaletin geçersiz olduğu iddiasıyla borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki asıl ve birleşen davayı açmışlardır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun(TKHK)’un 3/1 maddesinin (k) bendinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, tüketici; (l) bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. TKHK’un 73/1. Maddesinde de, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. Davaya konu kredi sözleşmesinin asıl borçlusu …’ın ticaret sicilinde kaydının bulunmadığı ve aracın hususi olduğu gerekçesiyle Tüketici mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Ancak Uyap’tan alınan G.İ.P. kaydında dava dışı …’ın 2014’ten beri Kavrulmuş veya işlenmiş kuruyemiş ticareti ile uğraştığı ve …plakalı … aracın kullanım şekli ticari olarak belirtilmiştir. Bu halde, dava dışı …’ın mesleki amaçla hareket etmediğinin ve tüketici olduğunun kabulü mümkün değildir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1-a. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın (…) bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nın 5/1. Maddesine göre de, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Somut olaya konu dava, temelde kredi kuruluşunca ödünç para verme işleminden kaynaklanmakta olup ticari dava niteliğindedir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevlidir. Dolayısıyla Mahkemece yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken tüketici mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile görevsizlik kararı verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı/temlik alan birleşen dosya davalısı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı/temlik alan birleşen dosya davalısı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı/temlik alan birleşen dosya davalısı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022