Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/579 E. 2022/770 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/579
KARAR NO: 2022/770
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ: 22/09/2021
NUMARASI: 2021/294 Esas-2021/1015 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/06/2022
İlk derece mahkemesince verilen davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yurt dışında ikamet ederken Ümraniye/İSTANBUL merkezli kurduğu şirketin idaresindeki zaafiyet, kopukluk ve usulsüz tebligattan dolayı müvekkilinin haberi olmaksızın resen terkin edildiğini, şirketin üzerine kayıtlı gayrimenkulün bulunduğunu, şirket aleyhine icra takipleri bulunduğunu belirterek,usul ve yasaya aykırı olarak yapılan res’en terkin işleminin usulsüzlüğünün tespiti ve iptali ile şirketin yeniden istanbul ticaret siciline kaydedilmesine , mahkeme aksi kanaatteyse şirketin; aktifleri arasında taşınmaz bulunması ve bu taşınmazın tasfiye edilmemiş olması,ve aleyhine icra takibi olması nedeniyle ihyasına, resen terkin edilen şirketin ihyasını, tasfiye memuru olarak …’ün atanmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekiline dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı … davanın açılmasına, usulsüz terkin işlemi ile sebep olduğundan ve hakkında açılan dava kabul edildiğinden HMK’nın 326/1 maddesine göre yargılama giderlerinden sorumlu tutulduğu, Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 04/12/2014 tarih ve 2014/12860 esas 2014/19016 karar aynı dairenin 31/10/2016 tarih 2016/11878 esas 2016/8525 karar nolu ilamlarında belirtildiği üzere “TTK geçici 7. maddesine göre resen sicilden terkin edilmiş şirketler bakımından ihya kararı verilmesi halinde şirketlerin tasfiye haline gireceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığından, TTK 547. maddesi hükmünden farklı olarak bu duruda tasfiye memuru atanması doğru olmayıp, şirket yöneticileri veya varsa tasfiye memurlarının davalı gösterilmesi gerekmediğinden, dahili davalı yapılan şirket ortakları yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar vermek gerekir” denildiğinden tasfiye memuru atanmadığı, dava (ilk talep) kabul edilmiş olduğundan, terditli olarak ikinci istenen talep yönünden hüküm kurulmasına gerek olmadığı gerekçeleriyle davanın kabulü ile …nün … sicil numarasında kayıtlı bulunan … İç Ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin ihyasına, şirketin sicil kaydı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca resen (tasfiyesiz) terkin edilmiş olduğundan, tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına, dava (ilk talep) kabul edilmiş olduğundan, terditli olarak ikinci istenen talep yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı … Sicili Müdürlüğü vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece hataen veya sehven kanuna ve usule aykırı olarak tebligat yapılması karşısında müvekkilinin adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek aleyhine hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, huzurdaki davanın terditli olarak açılmasının mümkün olmadığını, zira terditli davanın düzenlendiği HMK.’nın 111. maddesine göre, terditli davadan söz edilebilmesi için davacının aynı davalıya karşı birden fazla talebinin bulunmasınin ve bu talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle müvekkilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, resen terkin işleminin hukuka ve kanuni prosedüre uygun olduğunu, aksi kabul edilmemekle birlikte, resen terkin işleminin mevzuata uygun bir şekilde gerçekleştirildiğini, dosyaya celbedilen sicil kayıtlarından da görüleceği üzere dava konusu şirkete ve şirket yetkilisine gerekli ihtar ve tebligatın gönderildiğini, kabul edilmemekle birlikte mahkemenin eksik inceleme ve değerlendirmesinde belirtildiği üzere şirket yetkilisine tebligat yapılmadığı düşünülse bile; TTK’nın geçici 7. maddesi fıkra 4. hükmü gereğince Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanan ilanın da şirketin sicil dosyasında mevcut bulunduğu; bu ilana atfedilen hukuki nitelik ve örnek Yargıtay kararı da gözetildiğinde müdürlüğün terkin işleminin hukuka ve mevzuata bir şekilde gerçekleştirildiğinin açık olduğunu, davanın terditli olarak ikame edilmesinin mümkün olmaması, re’sen terkin işleminin hukuka ve mevzuata uygun olması ve bu kapsamda dava sebebinin de esasen ek tasfiye olduğu gözetilerek müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilerek şirketin ihyasına karar verilmiş ,karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca , 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları,TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.TTK’nın geçici 7. maddesine uyarınca yapılan terkin işlemine karşı açılan davalarda husumetin yasal hasım olmayan sicil müdürlüğü yöneltilmesi yeterli olup,ayrıca tasfiye memuruna yöneltilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda davalı … tarafından davaya konu şirketin TTK geçici 7. /1-b Madde kapsamında; 30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 5.(1-b) Maddesi uyarınca 09/10/2015 tarihinde münfesih olmaların nedeniyle ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydı resen terkin edilmiştir. Davacı şirket yetkilisi şirketin taşınmazları bulunması ve hakkında icra takipleri bulunması nedeniyle şirketin terkin işleminin usulsüzlüğünün tespiti ile yeniden tesciline olmadığı takdirde taşınmaz ve icra takibine konu borçların ek tasfiyesi için ihyasına karar verilmesini talepli eldeki davanın 21/04/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. HMK’nin 111. maddesinde düzenlenmiş terditli davada, davacı aynı davalıya karşı aralarında hukuki veya ekonomik bağlantı bulunan birden fazla talebini, aralarında aslilik ve ferilik ilişkisi kurarak aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Terditli davadaki, taleplerden biri asıl talep iken ikincisi fer’i (yardımcı, terditli, kademeli) taleptir. Davacı, ilk önce asıl talep hakkında karar verilmesini ister; yardımcı talebini ise asıl talebinin reddedilmesi ihtimali için yapar. Mahkeme davacının asıl talebinin, esastan reddine karar vermedikçe fer’i talebi inceleyip karara bağlayamaz . Dosya kapsamında terkin edilen şirketin münfesih olma sebebine somutlaştırmaya elverişli her hangi bir kayıt bulunmasa da; yasanın amir hükmü uyarınca Geçici 7 maddesi kapsamında kalan terkin edilen şirketin kayıtlı son adresine ve şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ihtar gönderilmesi zorunlu olup,bu kapsamda davalı … tarafından şirketi temsil ve ilzama yetkili kişiye ihtar gönderildiğine ilişkin her hangi bir belge sunulmamış,talebe konu şirkete de yapılan tebligatın da iade edildiğine ilişkin sicil müdürlüğü tarafından düzenlenen belgeyi destekleyecek mahiyette herhangi bir mazbata/belge sunulmamış ve sicil dosyasında da rastlanılmamıştır.Ayrıca davalı tarafından gönderildiği iddia edilen tebligatın ihtarın tebliğine ilişkin olduğunu ispata elverişli bir delil de sunulmuş değildir.Buna göre yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu, davalı tarafça ispat edilememiştir. Hak düşürücü ancak yasa da düzenlenen geçerli bir terkin işlemine yönelik açılacak davalarda öngörülmüş olup somut olayda usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden davaya konu ihya talebi TTK nın geçici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii değildir. Usulüne uygun terkin işlemi bulunmayan şirket yönünden davacının şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki yararı mevcut olup, terkin edilen şirket yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Davada …’nün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. madde çerçevesinde yapılan terkin işleminin hatalı olup,davalı tarafından davaya karşı konularak müdürlük işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddinin istendiği de nazara alındığında; somut olayda HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmayıp, HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı … yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacaktır. (Y.11 H.D 31/05/2021 tarih ve E: 2021/3311-K: 2021/4580) Buna göre mahkemece davanın hak düşürücü süreye tabii olmadığı kabul edilerek , yapılan terkin işleminin de usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle davacının asıl talebi uyarınca şirketin ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE 2-Davalı tarafından yatırılan 59,30-TL istinaf peşin karar harcının alınması gereken 80,70-TL harçtan mahsubu ile 21,4-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının Hazineye irad kaydına, 4-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/06/2022