Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/560 E. 2022/574 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/560
KARAR NO: 2022/574
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2021
NUMARASI: 2021/725 Esas-2021/888 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
İlk derece mahkemesince verilen görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankada maaş hesabı bulunup, 20.05.2021 tarihinde müvekkili adına ve hesabı üzerinde aynı gün içerisinde yakın zaman aralıkları ile üç kez bireysel tüketici, ihtiyaç kredi başvurusu ve yine birden çok kez ek hesap limit artırımı ve yine birden çok kez ve de kim olduğu bile bilinmeyen … isimli aynı kişinin … Bankası hesabına EFT işlemi yapıldığı ve bu nedenle de müvekkilin halihazırda anlaşıldığı kadarıyla üç ayrı tüketici kredisi kullandırımı nedeniyle ana para toplamında 88.000 TL keza ek limit artırım ve kullanımı sonucu da öğrenilebildiği kadarıyla da ek hesap limiti 136.000 TL’ye yükseltilerek toplamda 221.000 TL bankaya borçlandırılmış olduğunun öğrenildiği, gerekli güvenlik önlemlerini almayarak keza tüm bu işlemleri istisnasız ve sorgusuz kısa bir süre içerisinde onaylayarak müvekkilinin zarara uğramasına keza zararının daha da artmasına sebebiyet veren davalı bankanın kusurlu ve sorumlu olduğu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/80706 Soruşturma sayılı dosyası ile işlemlerin devam ettiği gibi bu işlemlerin ihtarname ile davalıya bildirildiği, davalı tarafından herhangi bir yanıt verilmediği, dava ve talep hakları saklı kalmak ihtirazi kayıt ve şerhiyle birtakım ödemeler yapmak zorunda kaldığını belirterek HMK m.107 kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 1.000,00 TL’nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya tebligat yapılamamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece dosya kapsamına göre, dava konusunun davacının maaş hesabında birden çok bankacılık işlemi yapıldığı, adına birden fazla kere tüketici kredisi kullanıldığı, yine birden çok kez ek hesap limit artırımı ve yine birden çok kez ve de kim olduğu bile bilinmeyen … isimli aynı kişinin … Bankası hesabına EFT işlemi yapıldığı anlaşılmakla; taraflar arasındaki ihtilafın tüketici kredisinden doğan ihtilafa ilişkin olması nedeniyle 6502 Sayılı Yasanın 3/l, 73/1 ve 83/2 madde hükümleri uyarınca uyuşmazlığa bakmaya Tüketici Mahkemesi görevli olduğu, görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği gerekçesiyle davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; taraflar arasındaki ilişki ve ihtilafın, tüketici kredisi yahut tüketici mevzuatından kaynaklanmayıp aksine internet bankacılığına ilişkin düzenlemelerden kaynaklandığı, huzurdaki dava ve ihtilaf konusu olayda üçüncü kişiler tarafından internet bankacılığı yoluyla müvekkili hesabından gerçekleştirilen bir dolandırıcılığın söz konusu olduğu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/80706 sayılı dosyası ile soruşturma işlemlerinin de devam ettiği, davalı bankanın da özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmiş olması nedeniyle bizzat sorumlu olduğu, ortada davacı müvekkilinin herhangi bir tüketici kredisi, sözleşmesi ya da işleminden kaynaklı bir ihtilafın olmadığı, davanın mutlak ticari dava olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının davalı banka nezdindeki hesabından bilgisi ve rızası dışında yapılan işlemler nedeniyle uğradığı maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği ifade edilmiştir. Somut olayda, davacının, davalı banka nezdinde hesabının bulunduğu ihtilafsız olup, internet bankacılığı yoluyla bilgisi ve rızası dışında sahte olarak yapılan bireysel tüketici, ihtiyaç kredi başvurusu ve yine birden çok kez ek hesap limit artırımı ile üçüncü kişilerin başka bankadaki hesabına EFT işlemi yapılmak suretiyle zarara uğratıldığının iddia edilmesine göre, bankacılık işleminden doğan zararın tahsiline yönelik olan bu davaya bakma görevi Tüketici Mahkemelerine ait olduğundan, ilk derece mahkemesince davanın, göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bu nedenle, davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 28/04/2022