Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/475 E. 2022/314 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/475
KARAR NO: 2022/314
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ-NUMARASI: 19.01.2022 – 2021/553 Esas (ARA KARAR)
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; Mahkemenin, tedbir kararı verirken en azından davalı şirket ile ilgili Türkiye Ticaret Sicil Gazetesindeki tescil ve ilanları da değerlendirmesinin gerektiğini, davalı müvekkili şirketin 10 Nisan 2015 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında “Yönetim Kurulu, Süresi ve Şirketin Temsili” ile “Sermaye Artırımına” ilişkin kararlar alındığını ve bunun sonucunda oluşan hisse dağılımının bugüne kadar değişmediğini, davacıların iddia ettiği gibi, büyük hissedar …’nin herhangi bir kimseye hisse devrinin söz konusu olmadığını, ihtiyati tedbire ilişkin ara kararının, davalı müvekkili şirketin ticari hayatını zor duruma sokacağı ve telafisi imkansız zararlara yol açacağının kuvvetle muhtemel olduğunu beyanla ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İhtiyati tedbir talep eden-davacılar vekili tarafından, davalı şirketin 30.07.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınmış olan kararların yoklukla sakat olduğundan bahisle, şirketin 30.07.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınmış kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiş, Mahkemece talep kabul edilerek ihtiyati tedbir kararı verilmesinin ardından aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen vekilince karara itiraz edilmesi üzerine, istinaf incelemesine konu ara kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbire itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Genel Kurul kararının yoklukla sakat olduğunun tespiti ve bu taleplerin kabul edilmemesi halinde genel Kurul kararının iptali talebini içeren dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde; şirketin 2021 yılı Genel Kurul ve Hazirun listesindeki davacı ve davalılara ait pay oranı ile 2019 yılı Genel Kurul Hazirun listesindeki davacı ve davalılara ait pay oranları arasında farklılık olduğu, sicil kayıtlarına göre arada hisse devrine ilişkin herhangi bir işlem görülmediği, bu durumun davacıların iddialarını destekler nitelikte olduğu, genel kurulda alınan kararın niteliği itibariyle tedbiren durdurulmaması halinde davacılar yönünden telafisi imkansız zarar oluşturabileceği kanaatine varılarak mahkememizce daha önce verilen tedbir kararına yapılan itirazın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin, tedbir kararı verirken en azından davalı şirket ile ilgili Türkiye Ticaret Sicil Gazetesindeki tescil ve ilanları da değerlendirmesinin gerektiğini, davalı müvekkili şirketin 10 Nisan 2015 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında “Yönetim Kurulu, Süresi ve Şirketin Temsili” ile “Sermaye Artırımına” ilişkin kararlar alındığını ve bunun sonucunda oluşan hisse dağılımının bugüne kadar değişmediğini, davacıların iddia ettiği gibi, büyük hissedar …’nin herhangi bir kimseye hisse devrinin söz konusu olmadığını, ihtitati tedbire ilişkin ara kararının, davalı müvekkili şirketin ticari hayatını zor duruma sokacağı ve telafisi imkansız zararlara yol açacağının kuvvetle muhtemel olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, davalı şirketin 30.07.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınmış olan kararların yoklukla sakat olduğunun tespiti ve iptali istemiyle açılmış davada genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulması suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ilgili genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulmasına ilişkin olarak ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Davalı … A. Ş.’nin 30/07/2021 Tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağında, 500.000 toplam itibari değerinin toplam itibari değeri 150.000. TL olan, 30 payın vekaleten, toplam itibari değeri 350.000 TL olan 70 payın asaleten olmak üzere toplantıda temsil edildiği belirtilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden-davacılar vekili tarafından açılan davada genel kurul tarafından alınan kararların yürütmesinin durdurulması istemiyle bahse konu ihtiyati tedbir talep konusu yapılmıştır. TTK’nın 449. Maddesine göre, genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesi ise, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklindedir. HMK’nın 390/2 maddesine göre de, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davalı şirketin 30/07/2021 Tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul toplantısına ilişkin hazırlanan hazirun cetvelinde …’nin payı 350.000,00, …’un payı 100.000,00 ve …’nin payı 50.000,00 olarak gösterilmiştir. Davalı şirketin 11/11/2019 Tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul toplantısına ilişkin hazırlanan hazirun cetvelinde ise, …’nin payı 150.000,00, …’un payı 170.000,00, …’nin payı 150.000,00 ve …’nin payı 10.000,00 olarak gösterilmiştir. Davalı şirketin 11/11/2019 Tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul toplantısından sonraki dönemde şirket paylarının değişmediği konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak davalı taraf 30/07/2021 Tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul toplantısına ilişkin hazırlanan hazirun cetvelinde belirtilen oranların 10 Nisan 2015 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında “Yönetim Kurulu, Süresi ve Şirketin Temsili” ile “Sermaye Artırımına” ilişkin karar ile oluştuğu ve değişmediği savunulmuştur. Görüldüğü üzere tarafların 2019 sonra hisse değişimi olmadığı yönünde beyanları bulunmasına rağmen davalı şirketin 11/11/2019 ve 30/07/2021 Tarihlerinde yapılan Genel Kurul toplantısına ilişkin hazırlanan hazirun cetvelleri gösterilen hisse oranları ve hissedarlar bakımından birbiriyle uyuşmamaktadır. Bunun yanı sıra 30/07/2021 Tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında yönetim kurulunun ibrası ve yeni yönetim kurulu üyesi seçimi de görüşülmüş olup, ibraya ilişkin olarak oy oranları ve yönetim kurulu üyelerinin oy kullanıp kullanmadığı belirtilmeksizin ibra kararı alınmıştır. Bu halde HMK’nın 389.maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi şeklindeki hususların somut olayda gerçekleşmiş olması karşısında, 30/07/2021 tarihli genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulmasına dair talep bakımından yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece ihtiyati tedbire vaki itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.17/03/2022