Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/456 E. 2022/356 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/456
KARAR NO: 2022/356
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/835 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2022
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 21/01/2022 tarihli ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili; taraflar arasındaki LNG alım satım sözleşmesi kapsamında, müvekkilince LNG sistemini davalının işlettiği otelde kullanıma hazır edildiği ancak davalının müvekkilinden satın aldığı LNG bedellerinin ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedilerek LNG sisteminin sökülerek iadesinin istenmesine rağmen iade edilmediği, müvekkilince davalının adresine gidilip, teslim alınmak istendiği ancak davalının adreste faal olmadığından teslim alınamadığı belirterek davalı tarafa ariyeten teslim edilen; 1 adet 53 LT … Seri No’lu LNG Stok Tankının, 900 Nm3/saat Kapasiteli … ve … Seri No’lu 2 adet Buharlaştırıcının (Evaporatör), paslanmaz çelik borulamanın, fittingin, supportun, vanaların, hat emniyet vanalarının, kreyojenik küresel kontrol vanalarının, gaz kollektörlerinin, kokulandırıcı siteminin müvekkiline aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde HMK m. 107 uyarınca, tahkikat sonucunda alacağın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere, davalı tarafından iade edilmeyen ariyetlerin belirlenecek rayiç bedellerinin şimdilik 1.000,00 TL’sinin aylık %4 faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine ayrıca 5.487,57 TL alacağın, temerrüt tarihine kadar işlemiş 3.521,19 TL gecikme faizi +KDV’sinin, asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren işleyecek aylık %4 sözleşme faizi ve faizin KDV’sinin davalıdan tahsiline, aynen iadeye konu emtiaların tedbiren müvekkiline teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, işin niteliği gereği doğalgaz, davalının otel işletmesi için ihtiyaçların olmazsa olmaz koşulu olup, doğalgazın depolanması ve kullanımı için kurulan sistemi oluşturan malların/ariyetlerin sökülmesi davalının ticari işletme faaliyetinin durmasına sebep olacağı gibi, bu haliyle ağır ekonomik kayıplara uğratabileceği, tarafların karşılıklı menfaatleri esas alındığında uyuşmazlık konusu doğalgazın depolanması ve kullanımına ilişkin sistemi oluşturan malların sökülmesi davalı aleyhine ağır zararlar doğuracağı ayrıca dosya kapsamında bulunan delil ve belgeler dikkate alındığında dava dilekçesi ekinde taraflar arasında akdedilen sözleşme ve protokol ile unvan değişikliği, birleşme ve tür değişikliğine ilişkin ticaret sicil gazetesi nüshaları ile davalıya hitaben keşide edilen ihtarname bulunmadığı, mevcut delil durumu dikkate alındığında davacının iddialarının bu aşamada soyut nitelikte kaldığı, davalının sözleşmeye aykırı davranışının bulunup bulunmadığının ve fesih ihtarnamesi sonucu sözleşmenin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği, davalının kusurlu davranışının bulunup bulunmadığı gibi hususların belirli olmadığı davanın bu aşamasında mevcut delil durumuna göre davacı haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğinden ve yine açıklandığı üzere aleyhine tedbir talep edilen davalının işletmesi otel olduğundan ve davalının ticaretle uğraşması, doğalgaz ihtiyacının zorunlu olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda aleyhine tedbir talep edilen davalı açısından doğalgaz zorunlu bir ihtiyaç niteliğinde olduğundan, doğalgazın depolanması ve kullanımı için gerekli malların sökülmesi de davalı açısından telafisi zor ya da imkansız bir durum oluşturabileceğinden, hak ve menfaatler dengesi gözetildiğinde somut olayda HMK. 389 ve devamı maddelerde düzenlenen ihtiyati tedbir karar verilmesi için gerekli şartların mevcut olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yolunu başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf dilekçesiyle; mahkeme gerekçesinde; doğalgazın depolanması ve kullanımı için kurulan sistemin sökülmesi halinde davalının ticari işletme faaliyetini devam ettiremeyeceği, doğalgazın zorunlu bir ihtiyaç niteliği bulunmasından dolayı malların/ariyetlerin sökülmesinin davalı açısından telafisi zor ya da imkansız bir zarar oluşturacağının belirtildiği oysa davalı firma faal olmadığından dava konusu sistemin sökülerek muhafaza altına alınmasının herhangi bir zarara sebebiyet vermesinin mümkün olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermesi ile müvekkili şirket tarafından keşide edilen Beyoğlu … Noterliği’ nin 02.09.2021 tarihli ihtarname ile LNG sisteminin iadesinin istenmesine rağmen müvekkiline iade edilmediği, davalının adresine gidildiğinde de teslim alınmadığı zira adreste olmadığı hatta otelin mühürlendiğinin öğrenildiği, bu hususta bir çok haber yapıldığı, mahkemenin kabulünün aksine 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’n 389 inci maddesi koşullarının oluştuğu, söz konusu malların aynı zamanda faal olmayan bir adreste gerekli bakım ve onarımı yapılmadığından çürüdüğü ve her gün değer kaybettiği, davalı taraf faal olmadığından- ve hiçbir şekilde ulaşılamadığından- mülkiyeti müvekkiline ait olan LNG Sisteminin üçüncü bir kişiye devretme/satma ya da mahallinden çalınma riskinin bulunduğu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarda; gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde de ihtiyati tedbir sebebinin oluştuğunun kabul edilmesi gerektiği, mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olmasının veya halen var olmasını aranmayacağı, dava konusu bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbir kararı verilebileceği, tedbir talep eden tarafın haklılığının tam ispat değil yaklaşık ispat seviyesinde ispatının, inandırıcılığının muhtemel olmasının tedbirin kabul edilmesi için yeterli olduğu, hâkimin durum ve koşula göre teminata hükmetmeden de tedbir kararı verebileceğine işaret edildiği, dosyaya sunulan delillere göre, yaklaşık ispatın gerçekleştiği, Müvekkili ile davalı arasında imzalanan 01.06.2019 tarihli LNG Alım-Satım Sözleşmesi’nin Feshin Sonuçları adlı 22. Maddesinde; işbu sözleşme ve buna uygun olarak akdedilmiş sözleşmelerin, herhangi bir şekilde feshi halinde; müşteri, satıcı tarafından kurulumu yapılmış ve mülkiyeti satıcı’ya ait olan sistem’in müşteri sahasından satıcı ‘nın uygun göreceği müteahhit firma tarafından söküm ve diğer lokasyona taşınma masraflarını hiçbir itirazda bulunmadan satıcı’nın keseceği fatura karşılığı ödemeyi, beyan kabul ve taahhüt edilmiş olmasına rağmen davalı tarafın, hukuka aykırı olarak ariyetleri iade yükümlülüğünü yerine getirmediği, her ne kadar taraflar arasında imzalanan sözleşme davalının haksız tutum ve davranışlarından dolayı haklı nedenle feshedilmişse de; sözleşmenin yukarıdaki maddesi uyarınca müvekkil tarafından davalıya teslim edilen ariyetlerin davalı tarafça iade yükümlülüğü sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesi sonucuna bağlanmadığı, dolayısıyla sözleşme’nin her ne suretle olursa olsun sona ermesi halinde davalının ariyetleri müvekkile iade yükümlülüğü doğmuş olup yerel mahkemece ariyetlerin iadesi için davalının kusurlu olup olmadığının veya sözleşme’nin haklı nedenle feshedildiğinin belirli olmadığı gerekçesi, sözleşme serbestisi ve hakkaniyet ilkesine açıkça aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabulü ile davalı tarafa ariyeten teslim edilen; 1 adet 53 LT … Seri No’lu LNG Stok Tankının, 900 Nm3/saat Kapasiteli … ve … Seri No’lu 2 adet Buharlaştırıcının (Evaporatör), paslanmaz çelik borulamanın, fittingin, supportun, vanaların, hat emniyet vanalarının, kreyojenik küresel kontrol vanalarının, gaz kollektörlerinin, kokulandırıcı siteminin bulundukları yerden sökülerek müvekkiline teslimine, aksi halde zarar görmeden muhafaza edilebilecekleri ve mahkemece tayin ve tespit edilecek bir depo ya da üçüncü kişiye tedbiren teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, feshedilen sözleşmeye konu olan ve davalıya davalıya ariyet olarak verilen malların aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin ve cari hesap alacağının tahsili istemine ilişkindir. Talep, ariyete konu malların tedbiren teslimi istemini kapsamaktadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş, bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. HMK’nın 389. maddesine gröre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. Aynı Yasa’nın 390/3 maddesi uyarınca, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davacı taraf, 01.06.2019 tarihli LNG satım sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle ariyete konu LNG sisteminin tedbiren teslimini talep etmektedir. Sözleşmenin 22. maddesinde, işbu sözleşmenin süre maddesinde bahsi geçen müşterinin tesislerine doğal gaz iletim hattından gelen boru hattı ile doğal gaz bağlanması gereğince feshi veya 20. madde gereğince feshi halinde, müşterinin, sistem’i, satıcıya ya aynen iade etmeyi, aksi halde bedelini ödemeyi, sözleşmenin satıcı tarafından, fesih maddesinin (i) ve/veya (ü) bendi gereğince feshi halinde; satıcının yapmış olduğu sistem yatırımlarından dolayı uğrayacağı zararı ve LNG alım terminallerine verdiği taahütlerinden dolayı uğramış olduğu veya uğrayacağı zararları sözleşme bitiminde ödemeyi, iş bu sözleşme ve buna uygun olarak akdedilmiş sözleşmelerin, herhangi bir şekilde feshi halinde ise, sistemin, müşteri sahasından satıcının uygun göreceği müteaahhit firma tarafindan söküm ve diğer lokasyona taşınma masraflarını hiçbir itirazda bulunmadan satıcının keseceği fatura karşılığı ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği kararlaştırılmış olmakla birlikte ihtiyati tedbir talebinin konusunu dava dilekçesinin talep sonucu teşkil etmektedir. Dolayısıyla ihtiyati tedbir istemi, hüküm sonucuna yönelik olup, işin esasını çözecek ve hüküm sonucunu elde edecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemez. Ayrıca davada ariyeten verildiği öne sürülen malzemenin davacıya iade koşullarının oluşup oluşmadığı toplanacak delillere göre yargılama sonucu belirleneceği gibi ariyeten teslim edildiği öne sürülen malzemenin derhal davacıya teslim edilmemesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yahut imkansızlaşacağı yönünde endişe edilmesini gerektirir bir delil bulunmadığı ayrıca değişen durum ve şartlara göre ilk derece mahkemesince talep halinde yeniden ihtiyati tedbir talebi konusunda karar verebileceği de nazara alındığında, mahkemece tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen ara karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2022